"Kun ben çok sıkıldım!"
Yaklaşık bir saattir rastgele seçtiğimiz, saçma sapan bir filmi izliyorduk ve ben her an sıkıntıdan patlayabilirdim. Kun'a baktığımda o da benim kadar olmasa da sıkılmış duruyordu.
"Ne yapalım o zaman güzelim?"
"Bilmiyorum ama bu saçma ve sıkıcı filme daha fazla katlanabileceğimi düşünmüyorum."
Sanki küçük bir çocukmuşum gibi konuşmam onu güldürmüştü.
"Benim bebeğimin canı çok mu sıkılmış?"
Sanki cidden bir bebekle konuşuyormuş gibi sorduğunda tıpkı bir bebek edasıyla dudaklarımı büzüp sevimlice kafamı salladım. Onunla bu şekilde eğlenmek çok hoşuma gidiyordu. Oturduğu yerde kayarak iyice bana yanaştığında tam koltuğun kenarında oturduğum için iyice sıkışmıştım. Beni kapana kıstırdığını fark edince oturduğu yerden de hafifçe ayaklanıp iyice üstüme yaslanmıştı. Bir tık daha yaklaşsa öpecekti beni ama asla aramızdaki o son santimleri kapatmıyordu.
En sonunda biraz daha yaklaştığında tam içimden artık öpecek diye geçirip gözlerimi kapatmıştım ki sadece burnunu, burnuma sürtmüş ve aramızdaki mesafeyi bir miktar açmıştı. Gözlerimi hızlıca açıp sahte bir kızgınlıkla bakmaya başladım. O ise sadece kocaman gülümsüyordu.
Başlardım böyle işe ama!
Daha fazla gülmesine izin vermeyip yakasından kendime doğru hızlıca çektim. Yüzünde oluşan şaşkınlığı ikinci katta olmamıza rağmen dışarıdan geçen biri bile fark edebilirdi. Şimdi gülme sırası bendeydi. Muzipçe sırıtırken yine aramızdaki mesafeyi yok edip az önceki halimize geri dönmemizi sağlamıştı. Bu sefer gözlerimi kapatmamış, yüzümdeki muzip tebessümü silmemiştim. Dudaklarını dudaklarıma değdirdiğinde ikimizde gülümsüyorduk. Gözlerini kapatıp beni öpmeye başladığında ise bende onu taklit ettim.
Biraz mutluluk, birazdan çok az şehvet, yine şehvetle aynı miktarda masumluk ve bolca aşk dolu bir öpüşme, bir andı bu. Uzun diyemeyeceğim kadar kısa, kısa diyemeyeceğim kadar uzun bir süre öyle kaldıktan sonra zar zor ayırabilmiştik dudaklarımızı. İkimizinde yüzünde gülümseme, nefes nefese kalmış bir şekilde saf saf birbirimize bakıyorduk. En sonunda Kun bakışmamızı sonlandırıp kollarını belime dolamış ve kendini benim üzerime bırakmıştı. Ellerim hemen yerini bulmuş, ensesindeki saçlara gitmişti. Bir süre sesi çıkmayınca iyice mayıştığını anlamıştım.
"Kun, uyudun mu?"
"Hayır ama her an kolların arasında olmamı fırsat bilerek kokun sayesinde uyuyakalabilirim." Kafasını kaldırıp söylediğinde elim dağınık saçlarına gitmişti.
"Başka bir şey yapalım o zaman, hm?"
"Yapalım."
"Ne yapalım peki?"
"Hazır ben burada kıvrılmışken uyuyalım bence." bunu söyledikten sonra tekrar kafasını boynuma gömmüştü.
"Hadi yemek falan söyleyelim. Ben acıktım!"
"Madem küçük timsah acıkmış, söyleyelim bakalım."
Aradan geçen on beş dakika kadar sonra söylediğimiz pizzalar gelmişti. Kun mutfakta onları ayarlarken bende tıkınırken izlemek için doğru düzgün bir film arıyordum. En sonunda istediğim gibi bir bulduğumda Kun da elinde tepsiyle gelmişti. Ortada bulunan sehpaya elindekileri bıraktıktan sonra yere oturmuş ve beni de yanına çekmişti.
* * * * * *
"Yangyang, uyan hadi güzelim. Üstünü değiştirmen lazım."
Zar zor gözlerimi aralayabildiğimde gördüğüm ilk şey biricik sevgilimin yüzü olmuştu. Kollarımı boynuna sarıp "Ben böyle uyumak istiyorum." diye mızmızlandım.
"Olmaz ama öyle, pantolonla rahat edemezsin."
"Ederim, ederim. Bir şey olmaz."
Bir süre daha yok rahat edemezsin, ederim diye birbirimizle inatlaştıktan sonra Kun'un sabrını zorlamış olmalıyım ki birden beni kucağına alıp ayaklandı. Baştan beri açılmamak için direnen gözlerimi kocaman açmış ona bakıyordum.
"Yüzüme eskiteceksin Schnappi."
"Eskiten ben değil miyim sonuçta! Şikayetçi misiniz bu durumdan Kun Bey?"
"Yok canım, şikayetçi olmak da neymiş? Delisi bile olurum ben o bakışların."
"Güzel!"
Kafamı omzuna koyup gözlerimi tekrar kapattım ama uyumayacaktım. Sadece kokusunu daha yakından almak istediğim için yaptım bunu. Ayrıca uykulu Yangyang asla beklediğim gibi değil, aksine çok cesurdu.
Odama girdiğimizde istemsizce kollarından ayrıldım ve üstümü değiştirdim. Üstümü değiştirirken beni izlemesi de gözümden kaçmamıştı tabii. Pantolonumu çıkartacağım sırada ise arkasını dönmesini rica edeceğim sırada bakışlarımdan anlamış olacak ki söylememe gerek kalmadan arkasını dönmüştü.
En sonunda bütün uyku öncesi rutinlerini halledip yatağıma uzanmıştık. Mükemmel bir günü mükemmel bir şekilde sonlandırmamız gerekiyordu ve biz bunu sarılıp uyuyarak yeterince mükemmeliyet seviyesine ulaştırıp yapmıştık bile.
Bu bölümde luluisthechosenone için UwUU
![](https://img.wattpad.com/cover/259748958-288-k960734.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Schnappi - KunYang
FanfictionBen schnappi adında küçük bir timsahım... Liu Yangyang + Qian Kun