Ne Oldu?

136 20 64
                                    

Apar topar hastaneye geldikten sonra Kun'un ameliyata alındığını öğrenmiş, hızlıca ameliyathanenin önüne gelmiştik. Bizi orada telefonda konuştuğum Doyoung ve Taeil olduklarını düşündüğüm iki kişi bekliyordu. Koridorun başında bizi gördüklerinde sanırım onlarda bizim kim olduğumuzu tahmin etmiş olmalılar ki ayaklanmışlardı. Yanlarına vardığımızda diğerine göre uzun ve yapılı olan kişi "Merhaba ben Doyoung." diye kendini tanıttı. Yanında hala tıpkı benim gibi ağlamaya devam eden kişi de Taeil olmalıydı. O an konuşacak halim yoktu. Ayakta bile yanımda duran abimden güç alarak durabiliyordum. 

Abim yavaşça beni Taeil olduğunu düşündüğüm kişinin yanına oturttuğunda, yanımdaki biraz geçingenlik gösterip yüzünden okunan suçluluk duygusuyla zaten çok da geniş olmayan koltuğun iyice kenarına çekilmişti. 

"Merhaba ben Yangyang'ın abisiyim, adım Yukhei. Tam olarak ne olduğunu öğrenebilir miyiz?" 

Bir yandan ağlamama devam ediyor, bir yandan içimden Kun'a bir şey olmaması için dua ediyor, diğer bir yandan da abim ve Doyoung'un konuşmasını dinliyordum.

"Sevgilim Taeil ile birlikte," eliyle yanımdaki kişiyi gösterip devam etti.  "Bir iş yemeğinden dönüyordu. İş yemeği istediğimiz gibi gitmeyince haliyle moralimiz bozuktu ve sinirliydik. O an o sinirle aramızda hiçbir sorun olmamasına rağmen birbirimize sarmış ve sinirimizi birbirimizden çıkartmaya başlamıştık. Direksiyonda Taeil oturuyordu ve ben kendime hakim olamayıp sinirlem kolunu ittirince direksiyon başka yöne kaymış ve Taeil şaşkınlıkla kontrolü kaybetmişti. O sırada Kun bey  elinde poşetle marketten henüz çıkmıştı sanırım. Kaldırımdan ilerlerken kontolünü kaybettiğimiz arabamız önce maalesef ki ona sonra da duvara çarptı. Biz gerçekten çok üzgünüz, gerçekten asla bilerek böyle bir şey yapmadık ve lütfen sevgilime kızmayın tüm suçu ben üstleniyorum, onun bir suçu yoktu."

Canım sevgilim benim, hiçbir suçu, tek bir yanlış hareketi yoktu ama iki tane öfkesini kontrol etmeyi bilmeyen insanın saçma sapan tartışmasına kurban gitmişti. 

"Anlıyorum ve gördüğüm kadarıyla sizde pek ciddi bir şey yok. Yine de geçmiş olsun.

"Sağolun."

"Peki Kun? Onun durumu hakkında bir bilginiz var mı?"

Ağzından iyi bir kelime çıkması için dört gözle Doyoung'a bakıyordum. 

"Ben... Tam olarak bilmiyorum. Gelir gelmez ameliyata alındı ve doktorlar kesin olarak iyi veya kötü demedi. Ameliyatın gidişatına göre bir şey diyeceklerini söylediler sadece."

"Anladım."

Neden iyi olduklarını söylemişlerdi? Neden ciddi bir şeyi yok dememişlerdi? yoksa çok mu kötüydü? Asla sağlıklı düşünemiyordum şu an. Sadece boş boş etrafa bakınıyor ve sevgilimle ilgili gelecek iyi bir haber bekliyordum. 

"Yangyang telefonun çalıyor abiciğim." Abim söyleyene kadar asla fark etmediğim telefonumu elime aldım ve tam kapatacakken arayanın Ten hyung olduğunu gördüm. Büyük ihtimalle Kun'a ulaşamadıkları için beni arıyordu ve olanları bilmeye hakları vardı.

"Alo, Ten hyung." Acıyan boğazımla konuşmaya çalıştığımda sesim çatallı çıkmıştı.

"Yangyang? İyi misin? Sesin pek iyi gibi gelmiyor."

"Değilim hyung, hiç iyi değilim."

"Ne oldu? Yoksa Kun ile kavga mı ettiniz? Onu da arıyorum ulaşılmıyor, zaten seni de ondan aramıştım."

"Hyung Kun kaza geçirdi." Bir anda tereddütsüzce ağzımdan çıkan kelimeler beni tekrar ürkütmüştü.

"Ne? Ne diyorsun Yangyang?"

"Ben iyi değilim hyung, buraya gelir misiniz? Merkezdeki hastanedeyiz."

"Dur, dur... Tamam ben hemen diğerlerine haber veriyorum ve geliyoruz. Sadece bekleyin, tamam mı?"

"Tamam hyung." 

Telefonu kapatıp geri cebime koyduğumda Taeil ve benim aramda boş kalan yere yani yanıma abim oturmuştu. 

"Kiminle konuştun?"

"Ten hyungla. Diğerlerine haber verip buraya gelecekler."

"Ben de Jungwoo'yla konuştum. O da geleceğini söyledi." 

Yavaş yavaş kafamı salladım. 

"Abi ya bir şey olursa? Benim için geliyordu, benim için o yoldaydı. Belki de ben onunla bugün konuşmasaydım böyle olmayacaktı. Benim suçum mu yoksa bu olanlar?"

"Hayır, hayır sakın böyle düşünme miniğim. Nereden bilebilirdin sonuçta değil mi? Daha önce de tıpkı bu şekilde bizim eve geldi sonuçta. Böyle düşünmene eminim o da çok üzülürdü." 


Hastane kısımlarıyla ilgili çok fazla bölüm yazmak istemiyorum açıkçası ama buradan sonra devamını getiremediği için bir iki bölüm daha bu şekilde gelebilir. Eğer bu durum hoşunuza gitmezse kusura bakmayın, eski tempoma geri dönmeye çalışıyorum yavaş yavaş. Okuduğunuz için teşekkür ediyor ve hepinize kocaman sarılıyorum UwU





Schnappi - KunYangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin