<8>

1.9K 219 211
                                    

Gülerken evimizin kapısını açarak evden çıktım. Çatlak şey. Kimsenin duymamasına dikkat ederek fısıldadım.

"Benimle yürümeyi bu kadar abartmamalısın. Alt tarafı yürüyeceğiz"

"Hadi ama! Bana bu kadar iyi davranma şurada öleceğim!"

Kıkırdarken gözlerimi devirdim. Bu her ne veya kim ise fazla heyecanlaydı. Heyecanlı ve neşeli, sanırım renkli bir kişiliği vardı.

Kolumdaki çantamı omzuma düzgünce takıp asansöre ilerledim. Gelmesi için tuşa basıp beklemeye başladım. Çevremde kimsenin olmamasını kullanarak bakışlarım asansördeyken fısıldadım.

"Hadi bana kendinden bahset"

"Peki. Sen sor, ben eğer uygunsa cevaplayayım"

Başımı olur manasında salladım. Sorularım fazlasıyla çoktu. Acaba cinsiyeti gerçekten bir erkek miydi? Yaşı kaçtı? Vücut yapısı nasıldı? Kötü biri miydi yoksa iyi ? Ve daha binlerce. İlk hangisini soracağımı bilmiyordum.

Çevremde bir kıkırdama duyduğumda merakla bakışlarımı sanki onu görebilecek gibi çevremde gezdirdim.

"Evet bir erkeğim, yaşım sizin Dünya'nızdan bile fazla, vücut yapım ise... genellikle 60-60-60, eskiden..."

Sustuğunda merakla ne diyeceğini bekledim. Zihnimi mi okuyordu? Ne yani her düşündüğümü duyuyor muydu?

"Açıkcası... Kötüydüm Dipper. Eskiden çok kötüydüm..."

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Helede hüzünlü sesine karşı nasıl tepki versem kararsızdım. Tereddütle konuştum.

"Şimdi peki?"

Merakla, suskun varlıktan bir cevap bekliyordum. Bu cevap benim için önemliydi. Ona karşı nasıl bir tutum sergileyeceğim buna bağlıydı. Tabi bana gerçeği  söyleyeceği de muammaydı ya.

"Şimdi iyiyim Dipper. Sana yemin ederim ki artık kötü biri değilim. Geçmişimden cidden pişmanım..."

Sesi üzgün çıkan varlık ile meraklanmıştım. Nasıl bir kötüydü de şuan geçmişinden pişmandı? Ancak bunu dile getirmek istemedim. Her ne kadar bana saplantılı bir aşık olsada onu üzmemek adına başka bir soru sordum.

"Şimdi benden bir dünya kadar yaşlı mı olduğunu söylüyorsun? Büyükbaba demeli miyim?"

Eski neşesinde bir kahkaha duyarken gülümsedim. Bu konuları, geçmişini, açtığımda sesi istemsizce kötüydü. Her ne kadar iyiyim desede bunu bir süre sonra anlardım. Fazla üstelemeye gerek yoktu. Hem yaşı?! Buna hiç kafa yormamıştım.

"Bak, ben ne kadar yaşlı olsamda istediğim formdayım. Şuan ortalama 19 yaşında bir insan gibiyim"

Yaşlı  bir moruk olmaması ile içim  rahatlarken kafama takılan diğer  cevabı sordum.

"Peki ya 60-60-60?"

Muzip bir kıkırtı çevremde yankılanırken niye güldüğünü bilmiyordum.

"Daha sonra anlarsın Dipper."

"Peki... şu iki yıl nedir? İki yıldır benimle misin?"

Bu rahatsız ediciydi. Gerçekten iki yıl benim peşimde bir gölge gibi bulunduysa bunu fark etmeyen kendime kızardım. Dikkatli olmalıydım çünkü zarar verseydi ve ben bunu fark etmeseydim neler olurdu bahsetmek istemiyordum bile. Bu tehlikeliydi. Ve takıntı denebilirdi.

Gelen asansöre bindim, giriş katının tuşuna basıp geri çekildim.

"Evet... her ne kadar bundan rahatsızlık duyduğunu görsemde tam iki yıl seninleydim. Seninle tam 790 gündür birlikteyim."

Kayıp Güneş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin