<10>

1.8K 210 137
                                    

Yanıma oturan ışık silüet ile bakışlarımı ona kilitledim.

"Evet. Göstereceğin şey nedir?"

Elini bana uzattı. Bir eline birde onun yüzüne baktım.

"Sana bu dünyadan başka bir dünya göstereceğim."

Biraz tedirgindim. Ona güvenmeli miydim? Bir eline bir onun parlak yüzüne baktım.

"İnan bana görünce çok seveceksin"

Derin bir nefes aldım ve bana uzatılan eli tuttum. Nazikçe ayağa kaldırdı. Merakla ve heyecanla onu izliyordum.

"Seni maddesel dünyadan Ruhsal evrene geçireceğim. Orada sana dünyamı gezdirmek istiyorum. Şimdiden korkma diye söylüyorum"

"E-evin?"

Bu biraz fazla değil miydi? Beni basbayağı özeline sokacaktı.

"Sende özelsin Dipper... Sen benim prensimsin unuttun mu!"

Bu neşeli haline gülerek karşılık verdim.

"Peki madem gidelim evine"

Beni elimden tutarak kendine çekti. Gözlerim kısılırken ne yaptığını sorarcasına baktım.

"Seni kucağıma almam gerekiyor. Bunun deneyimine sahip olmadığın için korkabilirsin."

Çekingence yutkundum ve ona yaklaştım. Elini elimden çekti ve bacaklarıma uzandı. Beni nazikçe kucağına aldığında parlaklık yüzünden gözlerimi kısmış onu izliyordum.

"İstersen ellerini  boynuma sarabilirsin"

Muzip sesine gözlerimi devirip başımı hayır manasında salladım.

"Şimdi etraf yavaş  yavaş bulanıklaşacak sakın korkma tamam mı?"

Başımı tamam manasında salladım ve bakışlarımı gri ve kimsesiz sınıfa yönelttim. Hani suya taş atardınız da sudaki suretiniz dalga dalga kaybolurdu. Çevremde aynen öyle kayboluyordu. Bulunduğumuz yerden yayılan dalgalar çevremi yavaş yavaş yok ediyordu.

Masalar, yer, sıralar herşey yavaş  yavaş flulaşıyordu.

"Ruhsal evren nedir?"

"Ruhsal evren kişiye özeldir. Herkesin, her varlığın kendine ait bir ütopyası vardır. Ancak bu evrenini keşfeden çok az insan vardır. Diğer varlıklar ise, onların bir çoğu maddesel dünyalarını bırakmıştır. Genellikle kendi evrenlerinde yaşar. Yada evrenlerini birleştirirler."

Anlattıkları çok  ilgi çekiciydi ve her kelimesini dikkatle dinliyordum.

"Peki ya beni nasıl kendi ruhsal evrenine dahil edeceksin? Kişiye özel değil miydi bu?"

Başını evet anlamında sağladığında anlamazca ona bakıyordum.

"Hani sana güçlerimden bahsetmiştim hatırlıyor musun?"

Başımı evet manasında salladığımda yavaş yavaş yükseliyorduk. Şaskınca ve tedirgince gri hiçliğe  bakıyordum. Bu beklediğimden farklıydı.

"Zamanı kontrol edebiliyorum, madde ve uzay da kontrolümde. Aynı zamanda ruhsal evrenlere geçiş  yapabiliyorum. Bu yeteneklerim sayesine bunları yapıyorum Prensim. Seni de bu sayede kendi evrenime götüreceğim. Umarım bunlar ile benden etkilenirsin!"

O büyümez bir  çocuktu, kesin.

"Senin büyümez çocuğunum!"

Onaylamaz bir tavırla konuştum.

Kayıp Güneş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin