<20>

1.6K 180 163
                                    

"Bu yaz tümüyle burada mısınız?"

"Evet. Mümkünse bütün yazı burada geçirmek istiyorum"

Gülümseyerek önüme döndüm. Ondan yayılan hoş parfüm kokusu ile hafiften gözlerimi kapattım.

Geldiğim yolda yan yana yürüyorduk. O çam ağacının altında bir süre oturmuş ardından Mabel bana mesaj atınca kalkmak zorunda kalmıştık. O da bana eşlik etmek istediğini söylemişti. Bende onu kırmayıp kabul etmiştim. Ve şuana böyle ulaşmıştık.

"Amcalarında gelmiş, senin adına sevindim. Onları uzun bir süredir görmüyordun."

Bakışlarım yol kenarındaki çimlerdeyken başımı sallayarak onu onayladım.

"Teşekkür ederim. Açıkcası  onları uzun bir süreden sonra tekrar görmek çok iyi geldi. Onların çılgın enerjisini çevremde hissetmeyi özlemişim"

Kıkırdayarak başımı ona çevirdim. Karşılaştığım şey ise hayran ve hoş bir çift bakıştı. Dalmış bir şekilde bana bakıyordu. Bu bakışlar altında utanırken dudaklarımı içeri yuvarladım ve dilimle baskı yaparken bakışlarımı hemen ondan çektim.

"Ford'a benden bahsettin mi?"

Dudaklarımı serbest bıraktım ve kaşlarımı havaya kaldırarak gergince gözlerimi kıstım.

"Eğer söylersem seni bir ışın kılıcıyla ikiye bölmesinden korkuyorum"

Başını sağa sola sallarken gülmeye başladı. Bende kıkırdadım.

"Sana hak veriyorum. Özelliklede yeğenine aşık olduğumu öğrense beni ikiyi geç bine bile bölebilir"

Kıkırdarken bakışlarımı önüme eğdim. Yanaklarımın tekrar kızarmasını istemezdim. Bu duruma hala alıştım diyemezdim.

Bu konuşmadan sonra ikimizde kulubeye gelene kadar konuşmadık. Kulube sınırlarına yaklaştığımızda artık patikanın sonuna gelmiştik. Az ileride kulube görünüyordu. Orman çıkışında karşı  karşıya durduk. Merakla konuştum.

"Nerede kalacaksın şimdi? Sanırsam dün gece kırda uyuyakalmışsın"

Sol elini boynuna götürerek  boynunu kaşımaya başladı. Bakışlarını da çekingence bana çıkarttı.

"İnan ki kafamda hiçbirşey yok. Sanırım şimdilik  bu dünyada durmayacağım. Büyük ihtimalle kendi boyutuma geçerim"

Anlıyorum dercesine başımı salladım.

"Pekala. Görüşmek üzere kendine iyi bak... Bill Cipher "

Söylediğime sırıtırken kafasında birden beliren siyah şapka ve elindeki siyah baston ile önümde bir ingiliz beyefendisi gibi referans yaptı.

"Görüşmek üzere çam ağacım"

Bana sırıtırken bir eline şapkasını aldı ve diğer elindeki bastonu sallayarak ortadan kayboldu.

Gidişine şaşkınca baka kalmıştım. Bildiğin bana gösteri yapıyordu.

Kıkırdayarak omzumdaki çantaya asıldım ve kulubeye doğru ilerlemeye başladım.

Garip hissediyordum. Beklediğim aksine şuan da dahil,  sanki vücudumda bir heyecan duygusu hakimdi. Sabaha oranla ruh halim biraz daha iyiydi ve az buçuk -sanırım- alışıyordum ona.

O Bill'di.

Beni seven, iki yıl boyunca  peşimde bir gölge misali gezen, kötülükten uzaklaşmış yepyeni  Bill'di. Zaman ne de güçlü bir etkendi.

Hayatın ne göstereceği bir bilinmezdi. Hele de zamanla birleşirse birgün karşınıza eski düşmanınızı size aşık olarak bile çıkarabilirdi, benim hikayemdeki gibi.

Kayıp Güneş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin