Ahh kahretsin... Bugün yine pazartesi yani neden sadece iki gün? Biraz daha dinlenemez miydik?
Biraz yataktan kalkmak için çabaladım ama cidden hiç halim yoktu.
Olsun yine de kalkmam gerekiyordu.
En sonunda yataktan zar zorda olsa kalktım ve üzerimi giyinmek için dolabımı açtım ama birden içinden bir tane gül çıktı.
Kim koydu bunu buraya? Ahh tanrı aşkına, hayır yani madem koyacaksın sevdiğim bir çiçeği koy dedim ve hemen üzerimi giyindim.Daha sonra yemekhaneye indim neredeyse herkes bitirmişti yemeğini.
Aptal gibi geride kaldım.Ben tam Eren'in yanına oturacakken birden hepsi benim geldiğimi fark etmeyip kalktılar Sasha beni görüp yanıma bir ekmek ile geldi ve onu yolda giderken yememi istedi.
Yolda giderken bir yandan ekmeğimi yiyordum.
Gelmemiz gereken yere sonunda gelmiştik tüm askerler sıraya dizildik.
Çok yorgundum ama bu yorgunluğum kaptan Levi'yi görünce hemen geçti. (Vuaa)Kaptan Levi bize ilk kez devler ile savaşacağımızı söylediğinde acayip heyecanlandım ve sevindim, umarım kimseye bir şey olmaz.
Hemen keşif birliği atlara binerek acemi askerler geride olmak üzere bizim önümüzde ilerliyorlardı.
Çok çok heyecanlıyım artık biraz olsun onları yok etmeye yakınım.Sonunda gruplara ayrıldık ve ilerlemeye devam ettik bizler acemi askerler olduğumuz için her grupta bir kaptan vardı ve bizim grubumuzun kaptanı da Levi idi.
Biraz ilerledikçe önümüze 6 metrelik bir dev çıktı.
Ama tepkim hiç beklediğim gibi değil. Yoksa... Ben korkuyor muyum? H-hayır neden o iğrenç şeylerden korkayım ki? Dedim sessizce.Eren bu halimi farketmiş olmalı ki hemen arkamdan hızlandı ve benim duyabileceğim şekilde "Yuna stres yapma. Korkmadığını bilmiyorum ama yine de korkmana gerek yok, yapabilirsin." dedi.
Eren'in bunu demesi biraz olsun beni rahatlattı ama yine de garip bir şey hissediyordum.
Umarım bu hissettiğim şey korku denen o aptal duygu değildir.Sonunda deve yaklaştık ama onun arkasından 10 metre boylarında iki dev daha geliyordu.
Levi kaptan burada devlerin olduğunu belli etmek için fişek ateşledi ve ilerideki 10 metre boyundaki iki devi bizden uzak tutmak için başka bir yere çekti.
Bize de 6 metrelik olan dev kalmıştı aslında bu bayağı kolay bir şey derken arkasından 9 metrelik 3 dev daha geldi, hay ağzımı.Kaptan Levi o iki devi hallederken ben bir an kendime gelip aniden 6 metrelik devin yanına gittim ve çok hızlı bir şekilde onu yere yıktım.
Ama ben Levi'yi çok merak ediyordum. Ona baktığım da bize doğru geliyordu. Hemen diğerlerinin yanına gittim ama 4 metrelik dev bir kızı eline almış sıkıyordu.
Hemen yanına gittim ama...
Yetişemedim.
Onu da öldürmüştü.
Gerçekten çok sinirlenmiştim neden hâlâ bir aptal gibi onlara kayıp veriyorduk ki.Hemen kızı yiyen devin yanına gittim ve hemen onu da öldürdüm.
Arkadan üç dev daha geliyordu biri 4 metre bir diğeri 12 metre bir diğeri de 5 metre boyunda.
Levi hemen yanımıza geldi ve bir fişek daha ateşledi sanırım bu yardım içindi birkaç dakika sonra birkaç bizden daha rütbeli asker geldi ve atları ile Levi'nin yanına gittiler.
Durum kötü müydü yani?
Levi hemen 12 metrelik olan devin yanına gitti ve çok hızlı bir şekilde yere yıktı.
Geriye eğer başka dev gelmezse 2 tane 9 metrelik, bir tane 4 metrelik ve bir tane de 5 metrelik dev kalmıştı.Ben hemen kimseden izin almadan 9 metrelik olan bir devin yanına gittim ve hemen onu yere yığdım.
İlk defa kendimle gurur duyuyorum.Levi hemen yanıma geldi ve kolumdan tutarak beni ağaçların olduğu yere götürdü.
Bana "amacın ne senin? Ölmek mi istiyorsun? Kendini düşünmüyorsan arkadaşlarını düşün ve kendi başına hareket etmeyi kes velet!!" Dedi.
Açıkçası korktum çünkü ilk defa bana böyle davrandı ve üstüne üstlük canımı yakıyordu çünkü çok sert bir şekilde kolumu sıkıyordu, sanırım farkında değil ama her ne olursa olsun ben suçluyum.Levi hemen beni atına bindirip diğer askerlerin yanına götürdü.
Kolum hâlâ acıyordu ya manevra teçhizatını kullanamazsam.
Sanırım biraz abartıyorum şu an sadece biraz uyuşuk birazdan geçer dedim içimden.Daha sonra Levi ve bizden daha rütbeli olan askerler önümüzdeki diğer develeri de öldürdüler ve hiç dev kalmayınca toplanma yerine gittik ve her grupta en az 2 kişi hayatını kaybetmişti, şimdi bile mi? Bu kadar kişi öldü mü yani? Çok basit bir şey olacaktı ama neden böyle oldu?
Sonra ben hemen bir ağacın dibine attım kendimi çok üzgündüm o kız benim yüzümden öldü.
Ben ağacın dibinde otururken Eren yanıma geldi ve Levi'nin sıktığı kolumu tutup çekti ben canım yandığı için kolumu çektim.Eren bunu fark edince hemen ne olduğunu sordu ve ben ona "bir şey yok Eren, kolum acıyor biraz." Dedim.
O da nedenini sordu ben "ağaca çarptım kolumu Eren bir şey yok." dedim Eren "cidden mi. Neden ben görmedim. Ne olduğunu söyle çabuk!" dedi.
Sonra ben "Eren görmediysen o senin sorunun, ben ne yapabilirim?" Dedim ve sonra yanımıza Levi geldi Eren'in kolumu sıktığında acıdığını gördü sanırım hemen diğer kolumdan tutup beni yerden kaldırdı ve sıktığı kolumu açıp baktı.
Moraran kolumu görünce hemen yüzüme baktı ve "acıyor mu?"dedi ben ona hayır demek istedim ama benimle ilgilensin diye "b-biraz acıyor, ama pek önemli değil." dedim.
Levi "peki o zaman döndüğümüzde revire gidersin, baksınlar bi." dedi.
Çok şaşırmıştım gerçi şaşırılacak bir şeyde yoktu ki Levi bu dedim içimden.Biraz sonra geri dönmüştük yine küçüklüğümdeki gibi meydan'dan geçen askerler ve onları izleyen insanlar.
Yine kayıplar ve o kaybettiğimiz insanların hiçbir şeyden haberi olmayan umutlu aileleri...Biraz sonra kaybettiğimiz yoldaşlarımızın aileleri kaptanlara doğru gidiyordu.
Ben onların yüzüne bile bakamıyordum ve meydan'da bazı insanlar "bu kadar basit bir şey için bile o kadar kişiyi mi kaybettiler? Ahh ne acınası." diyerek fısıldaşıyorlardı.
Ben bunları duyduğumda tam konuşacakken Mikasa gelip ağzımı kapattı ve kolumdan tutup beni odaya götürdü.Odaya girdiğimizde beni hızlı bir şekilde odanın ortasına itti ben "Mikasa ne yapıyorsun amına koyayım!" dedim o yanıma gelip "artık normal davranmalısın, her şeye tepki göstermene gerek yok. O insanlara bir şey diyince ne olacaktı ha? ne olacaktı söylesene, hiçbir şey. Sadece başını belaya sokacaktın. Bir daha gerekirse o duygularını yok et ve insanlara karşılık vermeyi kes. İyilik bekçisi misin sen?" Dedi dedikleri ile biraz sarsılmıştım ama pek takmayıp hemen sinirli bir şekilde odadan kapıyı çarparak çıktım ama Sasha kapının önünde bizi izliyormuş Sasha tam bana nereye gittiğimi soracakken ben "Sasha lütfen karışma." diyip revire doğru gittim.
Sasha'ya öyle dememin sebebi kolumdaki o ağrıydı, lanet olsun ona öyle davranmamam gerekirdi.Biraz yürüdükten sonra revire geldim ve hemen içeriye girdim ardından koluma baktılar ve bir krem sürüp gönderdiler.
Biraz dışarıda gezindikten sonra odaya gittim ve dolaptan kıyafetlerimi alıp banyo da giyindim.
Ardından geri odaya girdim Mikasa ben odaya girdikten sonra hemen odadan çıktı ama ben ona bakmadım bile Sasha da benden özür dileyip dışarı çıktı.
Ahh her neyse yemek yemeye gitmişlerdir diyip yatağıma yattım birkaç dakika sonra da uyudum.