Jungkook zilin evde yankılanan sesini duyduğunda üzerindeki köpükleri hızlıca durulayıp duştan çıktı ve üzerine siyah bornozunu geçirdi. Haftasonunda olmalarına rağmen annesi ve babası evde yoktu bu yüzden tek başınaydı.
Kapıdakini daha fazla bekletmemek için hızlı adımlarla kapıya ulaştı ve uzun saçlarını karıştırırken kapıyı araladı. Yüzünden hiç düşmeyen gülümsemesiyle Jimin tam karşısında ona bakıyordu. Ancak bornozuyla onu gördüğünde gözleri önce kocaman açılmış ardından telaşla minik eliyle gözlerini kapatıp arkasını dönmüştü.
"Ben yanlış zamanda geldim sanırım. Özür dilerim. Yarım kalan oyun için-yani sen demiştin- ben de- sen böyle çıkınca- özür dilerim.." Art arda sıraladığı cümleleri bittiğinde kendi dairelerinin kapısına koşmuş ve anahtarla açıp kendini içeri atmıştı.
Jungkook neye uğradığını şaşırarak bir süre orada dikilmişti. Jimin'in neden bu kadar telaşlandığını anlamak için kendine bakındı ancak bornoz dışında bir şey göremedi. "Bornoz var diye mi öyle yaptı?" Kendi kendine kıkırdadı. Bu hareketleri sevimli gelmişti ona.
Apartmanın soğuk havası onu üşütmeye başladığında içeriye girip odasına gitti. Siyah bol tişörtlerinden birini üzerine geçirirken vazgeçemediği gri eşofmanını da altına giymişti. Saçlarını kurutmaya üşendiği için kendi kendilerine kurumasını tercih etmişti.
Masasının üzerinden telefonunu alıp Jimin'le olan sohbetlerine girdi. Tabikii onu yanına çağıracaktı.
jungkook
Jimin niye gittin aniden?
gelsenejimin
üzerinde sadece bornoz vardı jungkook!😱jungkook
bu bir sorun mu..?jimin
tabikii öylee
neredeyse çıplaktın😳jungkook
pekala
artık giyiniğim
gelebilirsinjimin
eminsin değil mi?jungkook
evet giyinik olduğuma kesinlikle eminim..jimin
tamam o zaman
geleyim bari🙈Jungkook gülmesini tutamayarak mutfağa gitti. Buzdolabını açıp yiyebilecekleri bir şeyler bakarken tekrar zilin çalmasıyla oraya ulaşıp kapıyı açtı. Jimin emin olmadığı için kapı açılmadan önce gözlerini yine eliyle kapatmıştı. Açmadan önce sordu, "Giyiniksin değil mi?"
"Bir tişört ve eşofman giyiyorum. Senin için yeterli mi?"
Jimin küçük parmaklarını yavaşça aralayarak parmaklarının arasından baktı. Gerçekten giyinik olduğunu gördüğünde rahatlamış bir ifadeye büründü. "Az daha seni çıplak görüyordum Jungkook! Aman Tanrım."
Jungkook gülerek biraz geriye çekildi Jimin'in içeri girmesi için. "Görsen ne olacak sanki? Bende olan sende de var Jimin."
Jimin şokla ağzını kapattı. "Çok ayıp ama. Neden seni öyle göreyim?" Jimin'in tepkileri Jungkook'un daha da gülmesini sağlıyordu. Karşısındaki bu minik çocuk gözüne gerçekten tatlı görünüyordu. "Tamam tamam. Sen odama geç ben yiyecek bir şeyler getireyim, olur mu?"
Jimin heyecanla onu onaylayıp hoplaya zıplaya üst kata çıkarken Jungkook gülümseyerek arkasından baktı. Kendini bir çocukla konuşuyormuş gibi hissediyordu. Tekrar mutfağa gidip buzdolabından iki tane muzlu süt çıkardı. Tezgâhın üstündeki annesinin dün yaptığı fındıklı kurabiyeleri gördüğünde birkaç tanesini tabağa yerleştirdi ve hepsini eline alarak odasına çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Still With You |JIKOOK|
Short StoryJungkook oyun oynarken yan dairedeki çocuktan bir mesaj gelir "Bu gece çok bağırmasan ve ben sınavıma çalışsam olur mu?"