15

4.5K 422 136
                                    

Jimin, arkadaşlarıyla oturduğu bahçede sohbet ederken girişte gördüğü bedenle anında gülümseyip ayaklandı. Masanın üzerine koyduğu diplomasını eline aldı ve ona bakan arkadaşlarına, "Benim kaçmam lazım beyler bayanlar. Tekrar görüşürüz," diye veda ettikten sonra girişe doğru yürüdü.

Hava sıcak olmasına rağmen hafif esen rüzgar yüzünden giydiği cüppesi nazikçe dalgalanıyordu üstünde. Kendisininkine benzer bir cüppe giyen sevgilisine doğru yürüyüp kollarını boynuna doladı. "Erken bitmiş törenin."

Jungkook gülümseyerek sarıldığı bedenin boynuna bir öpücük bıraktı. "Öğretmenlerle hızlıca vedalaştık. Arkadaşlarımla zaten daha sonraya plan yaptık diye çok takılmadık. O yüzden seni kaçırmaya geldim."

Jimin biraz geri çekilirken kıkırdadı. "Eh, kaçır madem," dedi bir eli sevgilisinin elini kavrarken.

Bugün mezuniyet törenleri olmuştu. Sabah erkenden kendi okullarına gitmiş, diplomalarını almış ve arkadaşlarıyla eğlenmişlerdi. Şimdiyse beraber birkaç gün önce ayarladıkları gibi pizzacıya gidiyorlardı. Evet pizzacı... Çünkü pizza işte.. Mezuniyet sonrası iyi gider.

"Gitarını niye getirdin?" dedi Jimin yolda yürürken. Jungkook ona dönüp gülümsedi. "Bilmem. Belki ben çalarım sen söylersin."

Jimin güldü. "Ya da hep sen söylersin ve ben de sana biraz daha aşık olurum." Duyduğu şeye Jungkook da kıkırdadı. "Evet bu daha iyi bir plandı."

"Taehyung'la Seokjin nereye gittiler? Onlar da gelseydi keşke."

Jungkook omuz silkti. "Bilerek çağırmadım onları." Jimin'in kaşları çatıldı. "Neden?" diye sordu şaşkınca. Onlarla da vakit geçirmeyi seviyordu aslında. Yaptıkları tatilden bu yana da onları görememişti.

"Çünkü bugün bize özel olsun istiyorum. Sadece seninle olup, sadece seninle gitarımı çalmak istiyorum."

Jimin duyduklarıyla kafasını eğip dudaklarını birbirine bastırırken gülümsedi. Jungkook'tan ani gelen buna benzer cümleler onu hep utandırıyordu. Ne kadar zaman geçerse geçsin...

Bir şey dememeyi tercih ettiğinde, zaten yakın olan pizzacıya varıp iki büyük boy pizza ve iki tane ice tea aldılar. Pizzalar Jimin'in elindeyken içecekleri de Jungkook taşıyordu. Planladıkları gibi sahilin biraz ilerisindeki yeşillik alana gittiler. Öğle saatlerini biraz geçerken hava sıcaklamaya başlamıştı. Bu yüzden ikisi de cüppelerini çıkarıp, üst üste yaslandıkları ağacın yanına bıraktılar.

Jungkook özenle pizza kutusunu açarken Jimin de içecekleri önlerine koymuştu. Jungkook pizzadan bir dilim alıp sevgilisine uzattığında Jimin ağzının önündeki pizzadan büyük bir ısırık aldı. Favori pizzacılarından aldıkları pizza cidden fazla güzeldi.

Jimin memnuniyetle birkaç mırıltı çıkarırken Jungkook da elindeki yarım dilimi ağzına attı. Kısa bir süre sessizce karınlarını doyururken Jungkook aniden konuştu.

"Güzel Sanatlar Üniversite'sine kabul edilmişim."

Jimin ani gelen haberle ağzındaki lokmayı çiğnemeyi bırakmış ve kocaman olmuş gözleriyle sevgilisine bakmıştı. Şok ifadesi yerini hemen mutluluğa bırakırken, "Ciddi misin?" diye sordu yüksek sesle. Jungkook onu koca gülümsemesiyle birlikte onaylarken Jimin sevinçle yanındaki bedene sarıldı.

"Kook çok mutlu oldum. Tanrım! Çok istiyordun orayı! Biliyordum kabul edileceğini. Ay çok mutluyum."

Kafasını geri çekip ince dudaklara kısa fakat etkili bir öpücük kondurdu. "Tebrik ederim sevgilim."

Jungkook gözleri kısılana kadar gülümsedi. Karşısındaki yüze yaklaşıp dudağının kenarını öptüğünde, "Yerim seni. Teşekkürler," dedi.

Still With You |JIKOOK|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin