Seungmin hızlı adımlarla çantasını sınıfa koyup, ödev yaparken aldığı cesaretle koridora çıkıp bakındı.
Gece gelen hayal kurma yeteneği sayesinde açılmaya karar vermişti.
"Sahibinin fırlattığı oyuncağı bulamayan köpek gibi ne bakınıyorsun etrafa?" Changbin'in sesini duyduğunda irkildi.
"Bu ne biçim benzetme ya, git işine."
"Bizim işimiz sensin bebeğim." Jisung elini uzatıp Seungmin'in yanağına dokunduğunda Seung, elini ittirdi ve yüzünü buruşturup Jisung'a baktı.
"Gay."
"O benim repliğim it herif, bari onu çalma!"
Jisung arkasından bağırsa da Seungmin koridorun diğer günde gördüğü kıza doğru koşar adım ilerliyordu.
Winter kızlar tuvaletinin karşısındaki duvara yaslanmış içerdeki arkadaşını bekliyordu. O sırada telefonuyla oynayıp zaman geçiriyordu.
"Winter." Gelen sesle kafasını kaldırdığında Seungmin'i gördü ve gülümsedi.
"Efendim Seungmin?"
Adımı tekrar söylemen için ne yapmam gerekiyor? Seungmin içindeki sesin aşkını bastırıp konuştu.
"Daha uygun bir yerde biraz konuşalım mı?" Kızlar tuvaletinin önü açılmak için pek mantıklı değildi.
Winter onu onayladığında iki merdiven arasında kalan boşlukta duran koltuklara yürüdüler.
Winter büyük koltuğa oturunca Seungmin onun yanına ona dönerek oturdu.
"Winter,"derin bir nefes aldı. "Ben nasıl söylesem," sesinin titredigini fark ettiğinde ne diyeceğini şaşırmıştı. Kelimelerinin ağzından bir anda çıkmasına izin verdi. "Uzun zamandır senden hoşlanıyorum, nasıl söyleyeceğimi bilemedim."
Winter şaşkınca ona baktı. Seungmin onun ne hissettiğini bilmese de üzüntüyle bükülen alt dudağından bir şeyler anlamıştı.
"Seungmin," dedi Winter elini onun koluna koyarken.
"Kısa zaman önce biriyle görüşmeye başladım. Belki daha önce olsa, seninle bu anlamda konuşmayı isterdim ama o kişiye bunu yapamam.""Yani benden hoşlanma ihtimalin vardı ve ben bunu kaçırdım mı?"
Winter gülümsedi nazikçe. "Seungmin herkesin senden hoşlanma ihtimali vardır. Hoşsun. Ama dediğim gibi ben eğer seninle görüşmeyi kabul edersem o kişiyi yüz üstü bırakmış olurum." Kısa bir sessizlik olduğunda Seungmin yere bakıyordu. "Bu durum bizi uzaklaştırmasın olur mu?"
Seungmin gülümseyen Winter'a baktığında o da gülümsedi, burukça. "Uzaklaştırmasın."
***
"Ya sen nasıl bir insansın ya! İki dakika beklesen ben söyleyecektim sana! Aylardır bekle, söyleme yanlış zamanda pata küte dal." Alisa somurtup Seungmin'e baktı.
"Neyse canını sıkma, daha kötüsü de olabilirdi."
"Daha kötü ne olabilirdi ki?" Minho yangına körükle gider gibi konuştuğunda Changbin hafifçe onun saçını çekti. Minho sinirle ona baktığında ise bir adım geriledi Changbin.
"Tüm okula söyleyebilirdi mesela." Dedi Alisa imalı bir ses tonuyla konuşup.
Felix dün attığı mesaja görüldü bile atmamıştı. Bu durum canını sıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
improbable ❧ felix
Fanfiction❧ improbable leefelix: herkes bakmak ve görmek arasındaki farkı tartışıyor leefelix: sorun şu ki ben görsem de duysam da tanımam seni ❧lee felix mini fic ©helenrensa | 2020