Cem Adrian; Bükülüyor Zaman
Ceylan Ertem; Zalım
Bölümü düzenlemeden atıyorum. Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın!
🕯️
İki gün sessiz sakin geçmişti. Ne Talhayı görmüştüm nede çeteden biriyle iletişime geçmiştim.
Aslında gözlerim Karagöz de olduğum her an Talhayı, nedenini bilmediğim bir şekilde arıyordu. Lakin Akif müdür iki gündür mahkumların havalandırmaya çıkmasına izin vermiyordu ve buda onu görebileceğim tek yer olan havalandırmada da görmemi engelliyordu. Bunu takmamaya çalıştım sonuçta yarın akşam cumaydı ve anlaştığımız gibi yemekhanede buluşacaktık.
Elimde ki telefonu masaya bıraktım ardından yüzüme gelen saçlarımı ellerimle tutarak geriye doğru topladım. Bir elimin bileğinde ki tokayı saçlarıma geçirmek istediğimde bileğimde tokamın olmadığını anlamamla masanın üzerine baktım. Genelde tokamı kullanmadığım da masaya bırakırdım. Ama göz gezdirmeme rağmen herhangi bir toka görmeyince masanın çekmecelerine bakındım.
Yine toka bulamadığım da, oflayarak bir elimle toplamak için kavradığım uzun siyah saçlarımı serbest bıraktım. Tam bu sırada revirin kapısı çalınmadan açıldı ve içeriye Ali girdi. İçeri girer girmez ardından kapıyı kapadı ve üzerinde ki lacivert gardiyan montunun fermuarını indirdi.
"Ne oluyor be?" Diye sordum üzerinde ki montu çıkaran Ali'ye kaşlarımı çatarak bakarken.
Çıkardığı montunu masamın önünde ki sandalyenin sırt kısmına bıraktı ardından sandalyeye bedenini tabiri caizse un çuvalı gibi attı. "Havayı sikeyim." Diye homurdandı. "Ulan daha dün soğuktan götüm donuyordu şimdi aşırı sıcaktan eriyeceğim."
Gözlerimi devirerek bu haline güldüm. "Küresel ısınma yüzünden hava böyle ve bunun nedeni biz insanlarız. Yani hava bize bunu yapmadı biz ona bunu yaptık. Şimdi de hava neden böyle diye şikayet ediyoruz."
Bakışlarını bana çevirdi. "Biz insanların zarar vermediği ne kaldı acaba?" Ela gözlerini kıstı. "Güzelliğimiz uğruna, rahat yaşamımız uğruna, doğaya ve canlılara yapmadığımız kalmadı."
"Öyle..." Diye mırıldandım ardından sırtımı siyah deri sandalyeme yaslayarak Ali'ye baktım. "...sen niye buradasın?"
Sorumla beraber kaşlarını kaldırarak bana baktı. "Gideyim mi?"
"Of Ali ondan dedim sanki." Diye homurdandım. "İşinden çok fazla kaytarıyorsun. Akif müdür anlarsa mahveder seni. Ondan dedim."
Umursamazca omuz silkti. "Banane amına koyayım. İşim gardiyanlık ama gardiyanlık dışında her boku yapıyorum."
Burada işler sadece Akif müdürün istediği gibi giderdi. Gardiyanlar onun için emrinde çalışan bir asker gibiydi. O ne derse yapıyorlar, itiraz edip yapmadıkların da ise işinden oluyorlardı. Benim bu işe ihtiyacım olduğu gibi Ali'nin de vardı ve oda benim gibi istemese de bu işe ihtiyacı olduğu için bazı şeylere sessiz kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM
Mystery / ThrillerAzılı bir suçlu. Masum bir doktor. Ve bu onların aşka düşüş hikâyesi. (01.08.2019)