Without You #3

112 21 37
                                    

      "Rodeo Durağı'nda buluşalım~"

Adımı bile unuturdum ben, ben kendi adımı unutur, onun gözlerindeki ışığı asla unutmazdım. Öyle güzel bakardı ki, sanki karşısında bir manzara vardı, gün batımı, gün doğumu, deniz gibi bir manzara ve o suyun, o güneşin pırıltısı gözlerine yansırdı. Karanlık hayatıma renk katardı tüm benliği ile. Bundan hiç şikayetçi de olmadı.

"Chanyeol ah, sen her zaman üzgün, endişeli de olsan, ben hep senin yanında seni rahatlatan bir mum ışığı olacağım. Işığım belki az olacak ama sen rahatlayacaksan ben kendimi eritebilirim de..."

Yaptı da ... Sadece o değil, o sevgisiyle erirken ben de onun ateşiyle yandım.

Şimdi o arayıp bulamadığım ışığım, güneşim yokken közlerim sönmek üzereydi. Soğuyordum. İçimdeki korlar bir bir bitiyordu. Hayattan, yaşamaktan soğuyordum. Onsuzluk o kadar üşüme hissi veriyordu ki tenime, sanki çıkıp gelse, kollarıma alıp sıkıca sarılsam, şömine ateşi gibi hemencecik ısınacaktım.

Neredesin? Neredesin başağım? Neden bıraktın beni kendi karanlığımda?

Senin suçun da yok ki...

Bazen... Keşke o yaşasa, ben onu hatırlasam onun yaşadığını bilsem ama o beni hiç hatırlamasa da olur diyordum. Hala da derim arada. Öyle bir boşluk ki bu... Asla dolmayacaktı.

~🍀~

Gözlerimin üzerindeki ağır kapakları yavaşça açarken bir tonluk yükü sırtlamışım gibi tüm bedenim ağrıyordu.

"Baekhyun..."

Ağzımdan ilk onun isminin çıkması kadar doğalı var mıydı?

Etrafa baktım sonra, Baekhyun'un annesi baş ucumda daldığı hafif uykudan ben hareketlenince ayılmıştı.

Ah, biz Baekhyun'la o kadar hayal kurmuştuk ki... Şimdi hepsinin birden suyun altında kalması çok acı veriyordu.

-Uyandın mı oğlum? Nasılsın?

Gözleri kan çanağı, bir gecede on kilo vermiş gibi duran çökmüş yüzü, saçlarında artan beyazlarla, titrek sesiyle beni soruyordu. Nasıl olduğumu... Nasıl olduğumun bir önemi mi vardı artık? Yaşama sebebim elimden gitmişti benim, hiç ummadığım bir anda

"Baekhyun nerede?"

-O... Sen dinlen. Cenaze işlerini hallediyoruz biz.

Dayanıklı durmaya çalışan sesi sonlara doğru çatallamıştı.

"Cenaze..."

Cenaze... Hayatımda ilk kez, en sevdiğim kişi için kullanılan, en acı ifadeyi duymuştum. Cenaze, kelime anlamı cesetten çok da farklı değildi. Maktul, ölü, kurban ...

Dudaklarımın arasından histerik bir gülüş çıkarken ayağa kalktım normal bir şekilde.

-Nereye? Daha kendine gelmedin ki? Se-serum-

Gitmeme engel olan ince tüpü fark edince tek harekette çıkarıp yürümeye devam ettim ve ona baktım

"Cenazenin yanına, morgdadır herhalde değil mi?"

"Without You" -CB-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin