Yine onların uyuyamadığı bir gece. Gerçi onlar o günlerden sonra hiç uyuyamıyorlarki. Ömür herzamnki gibi odasında camın önüne oturmuş İstanbul boğaz manzarasına bakıyordu. Yine kalbini susturamadığı bir geceydi. Emreden ayrıldı ayrılalı geceler ona haram olmuştu. Her gece kendisini emreyle ilgili düşüncelerde buluyordu. Bu düşüncelerin sonu gelmeliydi artık ama nasıl. Emreyi düşünmemek için psikoloğa mı gitmesi gerekiyordu yada terapimi görmesimi lazımdı. Belkide kalbine yeni birini alması lazımdı. Ama yapamazdı yeni hayatında kalbine alacağı biri yoktu...
İlyas hergece yaptığı gibi eline birasını almış odasındaki balkona çıkmıştı. Onunda ömürden bir farkı yoktu. Kafasındaki soruların önüne geçemiyordu. Sanki kurulu bir alarm gibi beyni ona aynı soruyu tekrar tekrar sorup duruyordu. Özgül seni neden bırakıp gitti diye. Her gece aynı düşünceler, her gece aynı sorular...
Saat gece yarısı olmuştu ömür bu düşüncelerden kurtulmak için hemen özlemin odasına gitti. Kapıyı çalıp içeri girdi.Ömür :Özlem uyudunmu müsaitmisin.
Özlem : gel ömür hayır uyumadım müsaitim. Bişeymi oldu.
Ömür : evet oldu beni gene uyku tutmadı. Biraz vakit geçirsek ya beraber.
Özlem: aklıma süper bişey geldi hatırlarmısın lisedeyken uykumuz gelmeyince senle birşey yapıyorduk ne dersin gene onu yapalımmı.
Ömür: canımsın özlem hadi kalk kimse uyanmadan çıkalım.Ömür ve özlem hemen kalkıp üzerlerine siyah eşeorfman takımlarını giydiler, gizlice haşmetleri uyandırmadan evden çıktılar. ömürün arabasına binerek beraber lisedeyken gittikleri gibi sahile gittiler giderken yoldan sahilde içmek için bira aldılar biraz kafa dağıtmaya ihtiyaçları vardı. Sahile gelen ömür ve özlem hemen denizin dalga seslerine en yakın yere oturdular, biraları çıkarıp içmeye başladılar. Ömür özleme emreden dert yanıyordu özlem ise ömüre daha yeni yeni tanıdığı Alparslandan dert yanıyordu. Ikiside yavaş yavaş sarhoş olmaya başladıklarından birbir dediklerini duymuyolardı. Herkez kendi derdine düşmüştü...
Alparslan hergece yaptığı gibi amcasını kontrol için ilyasın odasına gitmişti. Amcasının uyumadığını gören alparslan amcasının yanına gitti ve ilyası elinde bira şişesiyle gördü hemen elindeki şişeyi alıp masaya bıraktı, amcasına üzülmüyormuş gibi gözlerle baktı.Alparslan : amca ne bu halin iyimisin sen.
İlyas: ne varmış halimde iyiym ben sen kendine bak.
Alparslan : amca unut artık şu kızı bitti gitti özgül seni terk etti. Benden sana tavsiye sende artık özgülü terket yoksa senin sonun iyi değil.
İlyas: bak bak bana akıl veriyor bide sen bana akıl vereceğine kendine kullan, daha bir kıza gidipte sevgilin varmı diye soramadın.
Alparslan : amca konu ben değilim beni karıştırma.
İlyas : tam olarak konu ne alparslan konu ne rahat bırak beni git odana yat uyu.Alparslan amcasının bu haline üzülmüştü ne yaparsa kafasını dağıtabilirim diye düşündü aklına tek bir çözüm geldi oda amcasını alıp sahile götürmek oldu. İlyas genelde sahile hep özgülle giderdi orda onun kucağında saatlerce yatıp dalgalanan denizi izlerdi. Alparslan en iyi çözümün bu olduğunu düşünmüştü. Onu bir nebzede olsun mutlu edebilirdi.
Alparslan : hadi gidiyoruz.
İlyas: nereye lan gece gece.
Alparslan : sana çok iyi gelecek bir yere. Oraya gidince bana teşekkür edeceksin.
İLYAS: akkında ne var lan senin sahtekar.
Alparslan : sen beni takip et ama sessizce gel peşimden.Alparslan ve ilyas sessizce evden dışarı çıkarlar hemen ilyasın arabaya binerler alparslan arabayı sahile getir. Ellerinde bir poşet içki şişesiyle beraber. Yürümeye başlarlar. Biraz yürüdükten sonra bir ses duyarlar. Biraz ilerde 2 kişi vardır. Bağıra bağıra şarkı söyleyen. İlyas ve alparslan kim olduklarını bilmeden biraz daha ileri gidip durup kızları dinlemeye başlarlar.
Ömür ve özlem: (Gripin) nasılım biliyormusun sokaklarıma ateş düşmüş söndürmeye yetermiki göz yaşlarım nasılım biliyormusun şakaklarıma aşklar düşmüş içimde bir çocuk çığlık çığlığa duymuyormusun titriyor ellerim tutmuyormusun.