Didem heycandan sabahı zor etmişti nasılda tatlı telaştaydı, evlenmesine 1 gün kalmıştı erkencikten kalkıp hemen koşarak halasının odasına gitmişti biran önce herkezi kaldırıp düğün alışverişine çıkmak istiyordu. Didem kapıya vurmadan halasının odasına girdi ama halası yatağında yoktu telaşlandı bi anda didem sonra halasını balkonda gördü, ömür balkonun korkuluğuna başını koymuş öylece uyuya kalmıştı. Didem halasının neden orda öyle uyuduğunu anlamamıştı hatta kimse bilmiyordu, herkes kendini düşünmekten kimse ömüre halini hatrını sormamıştı. Didem sakin bir şekilde halasını uyandırdı ömürün gözleri şişmişti ağlamaktan ama bunu kimseye belli etmemeye çalışıyordu.
Didem: hala sen neden burda uyudun, senin neden gözlerin şişmiş ağladınmı sen.
Ömür: hayır halacım sen beni boşver bu gün senin günün heycanlı mısın.
Didem : hemde çok heycanlıyım hala sabaha kadar uyumadım.
Ömür : hadi kahvaltı hazırlayalım beraber sonrada çıkarız.
Biri mutluluktan uyuyamamıştı sabaha kadar birisi üzüntüden iki genç kızı ayıran buydu. Hala yeğen beraber aşşağıya inip kahvaltı hazırlamaya başladılar, didem mutluluktan yerinde duramıyordu ömür ise dideme üzüntüsünü göstermemek için yalandan mutluluk gülücükleri atıyordu etrafa. Kızlar kahvaltıyı hazırlamıştı herkez masaya toplanmıştı baharda gelmişti kadınlar olarak alışverişe çıkacaklardı kahvaltılarını yapıp hazırlandılar gün yorucu olacağı için spor giyinmişlerdi ama hepside birbirinden güzel olmuştu. hızır alinin gelmesini bekliyorlardı. Çakırbeyliler kahvaltılarını yapmıştı.
Hızır : ilyas sende h. Aliyle git baya kalaba olacaklar hepsi bi arabaya sığmaz.
İlyas : abi benim ne işim var düğün alışverişnde.
Hızır : ilyas dediğimi yap kızlar bırakıp fidanlığa gelirsiniz akşama kadar kal demiyoruz herhalde.
İlyas: ben senin ne yapmaya çalıştığını biliyorumda neyse abi tamam öyle olsun.
Hızır ali, hatice, ilyas hazırlanıp çıktılar hemen façalılara doğru yola koyuldular. Didem sürekli h. Aliyi arıyordı nerde kaldın diye çok heycanlanmışlardı. 2 araba façalıların evinin önüne gelmişti ilyasın arabasını görünce ömür şaşırmıştı beklemiyordu gelmesini anladıki hızır göndermişti. İlyas arabadan inmemişti h. Ali ve hatice inip herkeze sarılmıştı.
Emine : ömürcüm siz baharla ilyasla gelin bizde böyle gidelim.
Ömür : ama emine abla.
Bahar: tamam emine abla biz geliriz ilyasla demi arkadaşım.
Ömürün kabul etmekten başka şansı yoktu kendine söz vermişti didemi bu mutlu gününde üzecek bişey yapmayacaktı. Selçuk ömürün binmesi için ilyasın arabasının ön kapısını açtı ama ömür kapıyı geri kapatarak arkaya baharın yanına bindi selçuğa arkada daha rahat ettiğini söyledi. İlyas o zamn anladıki ömür onu yavaş yavaş bitiriyordu içinde.
İlyas: merhaba
Bahar : merhaba ilyas.
İlyas dikiz aynasından ömüre bakıyordu ömür ise camı açmış camdan dışarıya bakıyordu kendisine bi merhaba demesini bekledi ama ömür yüzünü bile dönmemişti, bu durumlar ilyası baya bozuyordu ama hak etmişti o bunları ömür az bile yapıyordu. Yol boyunca didem aliyle mutluluklarını konuştular, alışveriş de ne yapacaklarını düğün nasıl olacaktı didem kafasında pilanladığı herşeyi anlatmıştı aliye ali ise didemin bu telaşlı hallerini gördükce ona birkez daha aşık oluyordu, yol boyunca arabada gülücükler hiç azalmadı herkez kahkaha atıyordu ama diğer arabada durum tam tersiydi ilyas sessizce arabasını kullanıyordu ömür gözünü camdan içeri hiç almıyordu sadece dışarı bakıyordu bahar ise hızırla mesajlaşıyordu. Sonunda gelecekleri yere varmışlardı kadınlar arabalardan indiler hepsi bir araya geldi. Erkekler gitmişti. Kadınlar hemen kollarını sıvayıp didemin heycanına ortak olmaya hazırlardı alışveriş başlamıştı. Önce kına için kıyafet aldılar hep beraber akşam façalılarda kadınlar arasında kına olacaktı hepsi harika kıyafetler almışlardı. Kına alışverişi bittikten sonra emine ve hatice düğün için kıyafet bakmaya gitti ikisi ömür didem ve bahar dideme gelinlik bakmak için gelinlikciye girdiler didem hiçbirini beğenmiyordu bahar ve ömür artık sıkılmıştı bu kızın bu halinden, sonunda çok güzel bir gelinlik beğenmişti. Didem gelinlikle kabinden çıkınca ömür ve baharın gözlerinden yaşlar akmıştı duygulanmışlardı sonuçta biri halası biriside onu bu zamana kadar büyüten ablası, ömür va bahar mutluluktan birbirlerine sarılmışlardı gelinlik işide hallolmuştu . Tüm alışveriş bitmişti yavaş yavaş akşam oluyordu özel arabalar gelmişti kadınları almaya hemen eve gittiler kına için hazırlıklar devam ediyordu akşam kalabalık bir kına olacaktı...
Erkekler delice oturup duruyordu. İlyas ve alparslan her ne kadar aliye bekarlığa veda partisi yapmak isteselerde behzattan çekiniyodular o yüzden kimseye söyleyemiyodular.
