MULTIMEDIA BERK
Cafe'den içeriye girdiğimde gördüğüm manzara karşısında donup kalmıştım.Babam parmaklarını birbirine geçirmiş başparmaklarıyla da ritimler tutarak masada oturuyordu. Yüzüme ifadesizliğimi takınıp kendimi dikleştirdikten sonra oturduğu masaya doğru yürümeye başladım.Yanına yaklaştığım sırada kafasını kaldırdı. Beni gördüğümde gülümseyerek ayağa kalktı ve " kızım" diyerek sarılmaya kalkıştığı anda geriye çekilerek "senin burada ne işin" var dedim.
"Seni görmeye geldim kızım"
"Beni görmeye geldin öyle mi?"
"Kızım yapma böyle ama"
"Ne yapmayayım baba bizi bırakıp gittin ben daha 5 yaşındayken sonra çıkıp başka bir kadınla ve yanında bir çocukla geri döndün"
" Kızım bunları sana anlattım kaç defa"
"Bana kızım demekten vazgeç artık benim babam 5 yaşındayken öldü"
Gözleri dolmuştu görebiliyordum.Ama bu söylediklerim benim yaşadıklarımın yanımda hiçdi.Kaç gece babamın geri dönmesi için ağlamıştım.Büyüdükçe de gelmeyeceğini anlamıştım.Bazen yatak odasının önünden geçerken annemin ağladığını duyar kapıya yaslanır dinlerdim biraz sonra da kafamı öne eğip odama giderdim.Yatağa yattığımda babama sayarak uykuya dalardım.
Bana dokunmaya çalıştığında kendimi tekrar geriye çekerek " git" diye bağırdım ve elimle kapıyı gösterdim.
Bir süre tek kelime etmeden öylece baktı birşey söyleyecek gibi oldu sonra vazgeçti masaya döndü cebinden bir ellilik çıkartıp bıraktı ve yanımdan geçerek çekip gitti.
Arkasından bakarken omzuna dokunan elle önüme döndüm. Berk karşımda masum bir şekilde duruyordu.
Yavaşça "Iyi misin" diye sordu
"Sanırım"
"Biraz dolaş istersen işler yoğun değil zaten"
"Biraz işim var sonra çıkacağım zaten"
"Pekala"
"Hadi işinin başına"
"Emredersiniz patron"dedi askerler gibi yaparak.
Derin bir nefes alıp verdikten sonra kasa tarafına geçip bilgisayarı açtım.Şu üstüne düştüğüm adamı bulup özür dilemeliydim.
Açelyadan öğrendiğim ismi Google'da arama motoruna yazarken aynı zamanda ağzımla da tekrr ediyordum "EDİZ ÇAYLAYANOĞLU" yazmayı bitirdiğimde ara butonuna basarak gelen sonuçlara şöyle bir göz gezdirirken "woww" demeyi de es geçememiştim.Ediz ÇAYLAYANOĞLU kimdir yazan yazının işime yarayacağına düşünerek sayfanın üstüne tıklayın gelenleri okumaya başladım.
"Ediz ÇAYLAYANOĞLU ünlü iş adamı Adem ÇAYLAYANOĞLU'nu oğlu.Annesi mankendir ve 2 kardeşi 1 abisi vardır.Ancak abisini geçen senelerde bir trafik kazasında kaybettiklerinden beri ailenin varisi olarak görülen Ediz ÇAYLAYANOĞLU olmuştur.Kesin olmamakla beraber babası şirketi oğluna bırakarak eşiyle birlikte yurtdışına yerleştiler. vs vs ... "
Bir çok şey yazıyordu.Sayfadan çıkıp başka bir sayfa ararken karşıma çıkan şeyle kalmıştım.Bir haber başlığıydı.Hemen üstüne tıklayıp haberi ayrıntılarıyla okudum.
"Geçen gece ediz ÇAYLAYANOĞLU'nun gittiği bir barda başına gelmeyen kalmadı.Ediz bey üzerine kusan ve aynı zamanda üzerine düşen kadının kendisini ayartmaya çalışan bir kadın olduğunu ancak onunla ilgilenmediği söyledi." Haberle şoka uğraşmıştım.Altta da üzerine düştüğümde ki resmi vardı.
Bu adam kendini ne sanıyordu gerçekten.Şirketin adresini bulup elimin içine yazdıktan sonra çantamı ve montumu da aldım ve Berk'e ağzımı oynayarak gidiyorum dedikten sonra cafeden çıktım.En yakın taksi durağına gidip bir taksiye atladım.Gizem'i arayıp olayı anlattıktan sonra telefonu kapatıp çantama koydum.
Taksiden indikten sonra binaya başımı kaldırıp baktım.Gerçekten büyük bir yerdi.
İçeri girerken bir adam arkadan çarpmasıyla dönerek bağırmaya başladım.
"Sen kim oluyorsun"
"Asıl sen kim oluyorsun insan bi özür diler"
"Hahah ben mi özür dileyeceğim"
Sinir olmuştum resmen kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda "se sen osun"
Beni hiç dinlemeden yürümeye devam etti.Arkasından giderek girdiği kapıdan içeri arkasından bende girerek kapıyı kapattım. Bu olayı çözecektim hemen şimdi. Bu adam benden hem gazetede ki haber için hemde çarptığı için özür dileyecekti.
ÖNCELIKLE KITAP TASARIMI İÇİN GERNAS NENAS'A TEŞEKKÜRLERIMI İLETİYORUM.BUNUN DIŞINDA mnuruguzz'un Psikopat Sevgili kitabınızı tavsiye ederim süper bir kurgusu var.