MULTIMEDIA RÜYA
"Rüya uyan artık "
Annemin sesini duyduğumda yorganı kafamı açığa çıkartacak kadar kaldırıp "kalkmak istemiyorum" diye bağırdım.
"Yanına mı geleyim illa hadi kahvaltı hazır"
Oflayarak yataktan çıktığımda banyayo girip elimi yüzümü yıkadım.Dün ağlamaktan akan rimellerimi zorluklar çıkardıktan sonra kafamı kaldırıp aynada ki yansımama baktım.Gerçekten rezil bir haldeydim. Kafamı eğip kendime baştan aşağı baktım.Üzerimde siyah şortum ve bordo salaş tşörtüm vardı.Banyoyu kahvaltıdan sonraya bırakıp aşağıya indim.Annem yüzüme bakıp "otur" dedi.Hiçbir şey demeden masaya karşısına oturdum.Tek kelime etmeden yemeği yemiştik.Annem masadan kalkıp "ben çıkıyorum sende kendine çeki düzen ver" diyip evden çıktı.
Duştan çıktıktan sonra üstümü değiştirip Gizem'i aradım.Buluşmayı ayarladıktan sonra evden çıkıp cafeye anneme yardıma gittim.Annemi gördüğümde yanağına sulu bir öpücük kondurdum.
"Ne istiyorsun Rüya"
"Sadece özür dilemek içindi"
"Lafı dolandırmada söyle hadi "
"Akşam Gizemle dışarı çıkabilir miyim"
"Hayır"
"Annee"
"Hayır dedim Rüya "
"Bir gececik anne hadi lütfen" dedim ve dudaklarımı da büzüp cevabını beklediğim sırada telefonu çaldı.
Telefon konuşmasını bitirdikten sonra acilen yurtdışına çıkması gerektiğini söyledi.
" Ne kadar süreliğine "
" 1 ay en kısa "
" O kadar zaman sen yokken ne yapacam ben "
"Gizemle kalın"
"Peki ya bu gece"
"Tamam gidin ama çok geç dönmek yok eve"
"Tamam annem söz" deyip annemi kocaman öpüp sarıldıktan sonra Gizem'i arayıp izin işinin hallolduğunu söyledim. Telefonda yaptığımız kısa bir çığlık seansından sonra telefonu kapattım ve iş olup olmadığına bakmak için bar kısmına geçtim.Bu arada annemde eve hazırlanmak için gitmişti.
Buluşmamıza bir saat kala hazırlanmak için cafeden çıktım.Eve vardığımda siyah bir etek ve kırmızı bluz giydikten sonra makyajımı da yapıp evden çıktım. Gizemle yeni açılan bir bara gidecektik.Yanlış anlamayın amaç başka.Beni terkeden sevgilim böyle yerlere gitmeye bayılır ve onu görebilmem için de buraya gitmek gerekiyor. Taksiye binip gideceğimiz yeri söyledikten sonra merakla beklemeye başladım. Acaba gelmiş midir? Yanında başka bir kız var mı? Düşünürken kafayı yiyecektim. Taksici geldiğimizi belirten bir ses tonuyla konuşunca parayı verip taksiden indim. Yürümeye başladığımda ileride Gizem'in beklediğini gördüm. Yanına vardığımda ise öpüşüp koklaştıktan sonra içeri girdik.
"Burası çok kalabalıkmış"
"Ve çok ses var"
"Selim'i nasıl bulacaksın burada"
"Olursa bar kısmıdadır sen takıl ben bakayım"
"Anlaştık"
Gizemle ayrıldıktan sonra bar kısmına doğru ilerlemeye başladım. Tahmin ettiğim üzere barda oturuyordu. Yanına gitmeye yeltendiğim sırada bir kız yaklaşıp-ki yaklaşmak hafif kalır resmen kucağına oturmuştu- gülüşmeye başladılar. Biraz daha yaklaştığımda kızın bize gidelim dediğini duydum. Selim ise gülümseyerek tabi demişti. Beni terketmesine rağmen buraya ondan özür dilemek için gelmiştim bir şans daha vermesi için ne kadar da aptalmışım. Onlar uzaklaşırken ben bara oturup içki istemiştim. Barmenin uzattığı bardağı kafama diklerken bir yandan da ağlıyordum.
-10 dk sonra-
Gözlerim bulanık görüyor ve çevremi algılayamayacak kadar içtiğiminde fakındaydım. Önümde ki içki bardağını barmenin önüne doğru iterek doldurmasını istedim.
Barmen ise "fazla içmediniz mi?" Diyordu.
"Daha yeni başladım ımm adın neydi"
"Karan"
"Evet Karan daha yeni başlıyoruz o yüzden doldur" dedim bardağın dışına vurarak
"Nasıl istersen güzellik"
"Güzellik hımm bunu beğendim" dedim gülerek ve parmağımla onu işaret ederek
Karan tam konuşacağı sırada telefonum çalmaya başladı.Çantamdan telefonu bulmaya çalışırken çantamı yere düşürdüm tabi çantanın peşinden kendim de düştüm. Kahkahalar atarak gülerken Karan telefonu açıp kulağına götürmüştü.Kısa bir konuşmadan sonra telefonu kapatıp çantama koydu ve beni kaldırarak tekrar bara oturtturdu.
"Teşekkür ederim"
"Önemli değil çok içtin bence arkadaşın gelince gitmelisin"
"Arkadaşım mı? Ohh doğru Gizem burdaydı değil mi" dedim ve tekrar güldüm.
Kolumdan biri tutup "sen ne kadar içtin böyle" derken "sen kimsin bıraksana kolumu" diye bağırıyordum.
"Ahh Rüya benim Gizem kaç bardak içtin"
"Sanırım 10 öyle değil mi Karan"
"Hadi eve gidiyoruz artık"
"Ben gitmek istemiyorum biraz daha kalalım"Gizemle bara oturduğumuzda içki içmemi kesmişti.Nil karaibrahimgilin şarkısı başladığında barın üstüne çıkarak şarkıyı söylemeye başladım. Gizem indirmeye çalışsada inmiyordum. Şarkının bitimine yakın Gizem kolumdan tutup indirmeye çalışırken düşüyordum. Biri beni tutmaya çalışmıştı yada direk üstüne düşmüştüm bilmiyorum ama yerdeydik ve benim ayak bileğim acıyordu.Üzerimde ki sarhoşluğun etkisiyle gülüyordum.Gizem kolumdan tutup kaldırdı ve "hadi artık gidiyoruz" dedi.
Kapıya doğru ilerlerken arkadan birisi "heyy nereye" diye seslenmişti.
"Cehennemin dibine gelmek ister misiniz?" Demişti Gizem ve öylece dışarı çıkmıştık.
Dışarı çıktığımız da ürpermiştim.Sabah iyi olan hava yerini soğuk bir esintiye bırakmıştı.Bir araca bindiğimizi anladığımda başımı Gizem'in omzuna yaslamıştım ama aynı anda Gizem'in bağırışıyla kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım.
"Size nereye gidiyorsunuz demiştim"
"Bende cevabını vermiştim"
"Elimi burtunuz ve en önemlisi beni rezil ettiniz"
"Aa afedersin çok üzüldüm"
"Gazetelerin birinde bu haberi görürsem yandınız hanımefendi"
O arada midem bulanmış ve arabadan inmiştim. Uzaklaşırken Gizem kolumdan tutup çekmiş ve "nereye" demesine kalmadan ben çıkarmıştım. Gizem birden tekrar arabaya atlayıp "devam edin lütfen çabuk" demişti.Ne olmuştu ki şimdi.
Eve geldiğimizde yatağa yatıp yastığıma sarıldım.Ama o adamın kokusu beynime kazınmıştı sanki o koku ımm tarif edemeyecek kadar etkiliyiciydi. Gizem'in üstümü değiştirmiş ve kahve içirmişti sonrada yattımı hatırlıyorum.
-Birkaç saat sonra-
Sabah uyandığımda başım hala zonklıyordu.Ahh dün ne kadar içmiştim ki ben diye söylenirken bir yandan da saçlarımı karıştırıyordum.
"Tam olarak 12 bardak içtin"
"Nee ohh hayır annem duyarsa beni öldürür"
"Söylemeyeceğim"
"Teşekkür ederim peki kötü bir şey yaptım mı?"
"Eğer kötü bir şeyden kastın barmenle arkadaş olman barın üstüne çıkıp şarkı söylemen oradan inerken düşüp milyoner ailenin çocuğu Ediz Candan'ın üstüne düşüp onun bileğini burkman ve en sonunda da onun üzerine kusmuş olman ve bizim kaçmamızsa evet yaptın" diye noktaladı.
Birkaç dakika gözlerimi kırpıp şaşkınca ona baktıktan sonra "bunlar gerçekten oldu mu?" Dedim.
"Evet oldu"
"Ahh aptal kafam ne yapacağım şimdi ben"
"Bunu sonra düşünürsün şimdi bir duş al ve kendine gel sonrada kahvaltı yapalım"
"Tamam"
Duşa girip suyu açtım.Soğuk su kendime gelmemi sağlamıştı.Çıkmaya yakınken sıcak suyu açıp biraz altında kaldım.Bu yaptıklarım için özür dilemeliydim.Duştan çıkıp üstümü giydikten sonra kahvaltıya indim.Gizem müthiş bir masa hazırlamıştı.
"Wow Gizem sen evde kalmassın ya söyleyeyim"
"Hadi otur"
Yemeği yerken bir yandan da dün gecenin ayrıntılarını dinlemiştim.En kısa zamanda gidip özür dilemem gerekiyordu.Şimdi Cafe'ye gidip işlere bakmalıydım.
Gizemle masayı kaldırdıktan sonra çantaları da alıp evden çıktık.
"Yürüyecek misin"
"Evet"
"Tamam akşama görüşürüz o zaman"
"Görüşürüz"
Gizem bir taksiye atlayıp eve gitmişti.Bende cafenin yolunu tutmuştum.
MERHABA ARKADAŞLAR YENI BIR KITAPLA KARŞINIZDAYIM.UMARIM HOŞUNUZA GİDER BU SEFER KI KONU BENI ÇOK HEYECANLANDIRIYOR.İNŞALLAH BEĞENİRSİNİZ.İLK BÖLÜM İÇİN BIRAZ SIKICI OLABILIR AMA OKUMAYA DEVAM EDERSENIZ BEĞENECEĞİZİ UMUYORUM.VOTE VE YORUMLARI ŞİMDİDEN BEKLİYORUM.