Multimadia da Deniz varr :))
Fotoğrafçıya baktığımda tedirginlikle bir kaç adım geri gitmişti.Sanırım onu bana gösterenin Ediz olduğunu farketmemişti.Boş vererek tekrar bakışlarımı Ediz'e çevirdiğimde "bu oyunu gerçekten fazla ciddiye alıyorsun" dedim.
"Ben oyunları sevmem ve ortada bir oyun da yok"
Umursamaz görünmeye çalışarak omzumu silktim.
"Öyle diyorsan öyle olsun" deyip fotoğrafçıya gülümsedim zafer her daim son gülenindi sonuçta. Boy farkı sebebiyle üzerime eğilen Ediz'in yanağına fotojenik çıktığımdan emin olarak bir öpücük kondurup toplantı salonundan çıkan Deniz'e göz kırptım. Yaptığım hareket karşısında afallayan Ediz'e bakmamak için hızlıca denizin yanıma gitmeye yeltenmiştim ki kolumdan çeken kişinin etkisiyle keskin bir dönüş yaptım. Burnundan soluyan Ediz ve yumruk yaptığı ellerini görmemek için ellerimi gözlerime siper etmiştim ki Deniz'in Ediz'e geçirdiği yumruğun şiddetiyle irkildim. Elini çenesine götüren saatli bomba denize doğru yönelmişken Deniz'in
önüne atlayıp " Yeter " diye bağırdım. Yeterdi gerçekten altı üstü bir öpücük kondurmuştum yanağına tokat atsam daha az sinirlenirmiş gibi bir etki yaratmıştı üstümde. Bir bana bir Deniz'e bakan Ediz'i hiç böyle görmemiştim. Ani bir şekilde beni itip yere yığıldığımda olacaklar karşısında çaresiz kalmıştım. Kısa bir duraksamadan sonra gözlerimin içine baka baka Deniz'e attığı kafa eminim beynime bir yerlere kazınmıştı. O piç gülüşlerinden birini yüzüne takıp dışarı çıkışını saymıyorum bile...
Deniz'in kırılmaya ramak kalmış burnuna son bir pansuman yapıp kendimi koltuğa bıraktım. İkimizde savaş bayraklarımızı çekmiş kılıçlarımızın kınını yakmıştık. Ben bunları düşünürken Deniz'in Ediz'e küfür tarzındaki söylenmelerine daha fazla dayanamayıp kalkıp yanına oturdum.
"Saydırmayı kesip bundan sonra ne yapacağımıza baksak"
Deniz büyük bir sinirle bana dönerken ağzından çıkan cümlelerin kesinliği daha şimdiden belliydi.
"Benim yapacağım belli Rüya o piçi bulup ölesiye dövmek sizin aranızda ki bu oyuna katılmayı düşünmüyorum"
Ağzım şaşkınlıkla açılmış bir şekilde ona bakarken eliyle çenemden vurarak ağzımı kapanmasını sağlamış ve
"Bu kadar abartma Rüya" demişti.
"Bana yardım etmeyeceğini söyledin az önce yanlış duydum değil mi?"
"Doğru duydun Rüya"
"Ama neden"
Vücuduyla birlikte bana dönmüş bir ayağınıda diğer ayağının altına almış elindeki buzu burnuna tutarken konuşmaya başladı.
"İlk olarak aranızda nasıl bir ilişki var bilmiyorum ancak bu yaptıklarınız çok basit ve komik ikinci olarak sen bir şirkete sahipsin bense hiçbir şeye üçüncü olarak sana yardım etmek istesemde edemem eğer bu duyulursa ki bu çok kolay bütün her şeyim gider hayallerim kariyerim bak ben buraya gelebilmek için tam 10 senedir çalışıyorum ancak bunlara sahip olmak için sen sadece oturuyorsun" demiş tekrar önüne dönmüş dirseklerini bacaklarına koymuş ve öne eğilmiş bir şekilde duruyordu.Gözlerimde ki yaşlar birikmiş gözlerime baskı yapıyorlardı.Benim neler yaşadığımı Gizemden sonra en iyi bilen kişi Deniz idi. Doğruları söylemiş bile olsa bunları onun ağzından duymak gerçekten kötüydü.
"Bunların bana verilmesini benim de istemediğimi biliyorsun Deniz" dedim gözümden bir damla yaşında beraberinde düşmesine engel olamayarak.
Kafasını bana çevirerek "biliyorum" demişti.
Bir süre oturduktan sonra ayağa kalkıp yukarı çıktım.Dolaptan birer battaniye ve yastık aldıktan sonra Deniz'in yanına dönüp elimdekileri koltuğun üzerine bırakmış tekrar merdivenlere doğru yöneldiğimde arkadan Deniz'in kolumdan kavramasıyla olduğum yere çakılmıştım.Elinden kurtulmaya çalışmış ancak başarılı olamamıştım.
"Yüzüme bak Rüya"
Konuşmamıştım.Gözlerim bana ihanet ederek yaşları akıtırken susuyordum.
"Yüzüme bak dedim Rüya"
Hala ona dönmemiş üstelik elinden tekrar kurtulmaya çalıştığımda
"Lanet olsun Rüya yüzüme bak" diye bağırmasıyla resmen yerimde sıçramıştım.
"Bana bağırma"
"Yüzüme bak Rüya son kez söylüyorum"
"Bakmak istemiyorum anladın mı ne söyleyeceksen böyle söyle"
Bu sefer susan taraf oydu.
"Eğer bir şey demeyeceksen yatıp uyumak istiyorum" dedim elimi çekerek. Bir kaç basamak çıkmıştım ki Deniz'in "özür dilerim" dediğini duydum. Umursamadan devam edip odama girdiğimde kapıyı kilitleyip dolaptan elime pijamalarımı alıp banyoya girdim.Aynada yansımama baktığımda gözlerimden akan yaşların durmadığını farkettim.Kendimi incelemeyi kesip üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp kirli sepetine attım ve ardından sıcak suyun altında hücrelerimin uyuşmasına izin verdim.Tenimin tamamen buruştuğundan emin olduğumda suyu kapatmış kurulanmadan pijamalarımı üzerime geçirmiş saçımı tarama gereksinimi duymadan ucundaki suyu akıttıktan sonra topuz yaparak banyodan çıkmıştım. Yatağa yatıp yorganı üzerime çekerek gözlerimi kapatmıştım.
Yataktan kapımdan gelen seslerle uyanmıştım.
"Rüya uyan Rüya ..... Rüyaaa" ve kapımı kırmak istercesine vuruyordu.
Kapıyı açıp "ne istiyorsun" dediğimde "sadece kahvaltı yapmak" dedi.
Bir dakika sabah ne zaman olmuştu.Komidinin üzerinde ki telefonumu elime alıp saate baktığımda saatin 12.00 olduğunu görmüştüm.Yuh!! Gerçekten bu kadar uyumuş muydum?
"Ben kahvaltı yapmak istemiyorum"
"Ama yapacaksın üstünü değiş kahvaltıdan sonra bir yere gidiyoruz"
"Ben bir yere de gitmek istemiyorum Deniz"
"Çok resmi giyinme biz bize olacağız nasıl olsa" demiş ve bana konuşma fırsatı vermeden merdivenlere yönelmişti.
Oflayarak dolabımın karşısına geçmiş uzunca baktıktan sonra kot şortumu ve pembe omzu düşük olan bir t-shırt alıp giyinmiştim. Telefonumu da alıp odadan çıktıktan sonra mutfağa yöneldim. Mutfağa yaklaştıkça güzel kokular burnuma doluyordu.
Kapıdan içeri girdiğimde tek kelime etmeden masaya oturdum.Dün kavga etmemiş olsaydık bu masaya Deniz'in yanağına bir öpücük kondurup oturmuştum. Sessizce kahvaltımı etmeye başladım. Kısa süren sessizliği Deniz bozmuştu. " Rüya gerçekten üzgünüm ama yapamam. Bunca yılımı silip atamam. Ama ilk fırsatımda o kafasını kırıcam. Yemin ederim onun o salak yüzünü dağıtıcam" onun bu atarlı konuşmalarına daha fazla dayanamayıp kıkırdadım. Hemen farkına varıp sarılmak için kollarını uzatan Deniz'e kaşlarımı çatıp bakarak "Barışmadım" dedim. Bir çoçuk gibi kafamı diğer tarafa çevirdiğimde Deniz de gülmeye başlamıştı. " Güzel bende bunu tahmin ederek sana bir sürpriz hazırladım. Biraz hızlan" demesiyle gözlerimi devirip ufak tebessümlerle hızla kahvaltımı yaptım.Arabadan indiğimizde eski balıkçı evine geldiğimizi fark ettim. Deniz ve benim gizli evimize. Yanımdaki Denize sarıldığımda beni hızla döndürmeye başladı. Kahkahalarla gülerken burayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Bir kaç metre ötemizdeki denizin kokusunu, martı seslerini, bu ufak kulübeyi.... Eskiden burda geçirdiğimiz günlerin anıları zihnime hücum ederken sahile inip kumlara oturduk. Deniz'in omzuna koyduğum başımı biraz oynatıp yüzümü güneşe döndüm. Huzur buydu. Keşke hep burda kalsaydım. Derken çalan telefon sesiyle irkildim. Arayan aile avukatımızdı. Telefonumu açıp sessizce dinledim. Kapattığımda meraklı gözlerle bana bakan Deniz'e dönüp " Gitmemiz gerek. Ediz belası yine ortalığı karıştırmış."