MULTİMEDİA DORUK
Hızlı adımlarla ilerliyor çalışanlara çarpa çarpa kendimi dışarıya atmaya çalışıyordum. Ediz Çaylayanoğlu düzeltme yayınlamazsa ben yapardım. Ruhumdaki sürtük iç ses kıkırdarken bu sefer iç sesime kulak vermeye karar verdim. Kırmızı mini Cooper ın yanına geldiğimde büyük çantamdan anahtarı bulmaya çalışıyordum, çalışıyordum çünkü çantamda işe yarar yaramaz her şey vardı. Sonunda yoğun arkeolojik kazı çalışması sonucunda parıl parıl parlayan anahtarı bulmuştum. Kilidini açıp arabama bindim. Çantamı yan koltuğa fırlatıp hızla arabamı çalıştırdım. Bir arkadaşım televizyon kanalı ile çalışıyordu hem de ulusal kanaldan hemen bi yol bulup onun yanına gitmekle buldum kendimi. Kendi kendime tartışıyordum
"neymiş efendim düzeltme yapamazmış bak bak bak lükse bak bi de kalkmış bana emir veriyor kahrolsun kahrolsun!! "
Ruhumdaki rahibe Teresa kendini göstermişti başlıca
" ama çok yakışıklı değil mi " Hemen rahibe Teresa tı kafamdan silip yola koyuldum. O egoist, bencil, duygusuz, kendini beğenmiş piçin tekiydi. Egosundan dolayı pek yüzünü göremezsem de... Ahh görmek dahi istemiyorum onun sayesinde benim şirketimin imajı alt üst olmuştu. O haberden sonra arkadaşlarım ki onlar kesin 'sürtük' damgası koymuşlardır bile, yakın dostlar büyük annem... Kısacası beni tanıyan bütün dünya canlısı beni arayıp geçmiş olsun demişlerdi. Hele sahte temenniler beni öldürür cinstendi.
Büyük yazılarla yazılı televizyon kanalının ana binasına girmek için bilet kestirmiştim. İçeri girip arabayı parkettikten sonra bina girişindeki güvenlik görevlisi sorununu da anlattıktan sonra yayın yönetmeninin yanına gidip durumumu anlattım
"yanlız hanımefendi bu durumda bizden ne istiyorsunuz "
" bakın dün gazetelerde yazılanları biliyorsunuz ben de basın açıklaması gibi röportaj yapmak istiyorum hem reytingler yükselecektir "
" ahh peki ama bu durumda... "
" onu hiç dert etmeyin sadece muhabirler ve kameramanlar hazır olsun yeter haa Doruk Bey ile görüşebilir miyim acaba? "
" bilmem ki hanımefendi... "
" siz ona Rüya geldi derseniz... "
" ahh tamam hemen geliyorum " adam koşar adımlarla yanımdan uzaklaştı bazen ben de onun gittiği yerleri talip ettim bir süre sessizlik olduktan sonra adam içerden çıkıp saygıdeğer bir sesle
" Doruk Bey sizi kabul ediyor buyrun " kapıyı nazik bir şekilde tutup geçmemi sağladı ve ardından da kapıyı kapattı. Doruk u gördüğümdeki sevinç görülmeye değerdi
" ayyy Doruk " gidip boynuna sarılıp hasret giderdik. Ona da derdimi anlattığımda anlayışla karşılayıp bir kaç yere telefon etti. Beni bir yere götüreceğini söyleyip iki kat yukarı çıkardı. Burası toplantı salonuydu ve bütün büyük televizyon kanallarının muhabirleri karşımda merak dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Beni desteklercesine arkamdan hafifçe vurup yer gösterdi ve kameralar bana dönüktü. Artık kayıttaydık ve ben soruları bekliyordum
"Evet Rüya hanım kendinizden biraz bahseder misiniz " bunu soran muhabire minnet dolu bir bakış attım.
" tabi ben Rüya Öztonga anlayacağınız üzere Öztonga holdingin varisiyim "
" peki Rüya hanım 3 gün önceki olaya ne diyorsunuz "
" her şey benim bilinçsizce sarhoş olmamdan kaynaklanan bir sorun "
" Ama Ediz bey ondan hoşlandığınız için böyle bir şey yaptığınızı söyledi "
" Ediz Çaylayanoğlu 'ndan hoşlanmak mı? O kılıksız, yalancı, kendini beğenmiş heriften hoşlanacağıma köpeğe taparım daha kulağa hoş geliyor " Bu cevabımla her şeyi anlatmış olduğuma göre bu işi burda bitirmenin zamanı gelmişti. Rüya Öztonga ile savaşmanın ne demek olduğunu ona göstermiş oluyorum
" Evet arkadaşlar bu kadar yeter kolay gelsin " deyip dışarı çıktım ve Dorukla vedalaşıp arabama bindim. Şu an aklımdan geçen tek şey Ediz Çaylayanoğlu nun bu duruma ne tepki vereceğiydi.
Bölüm için mervenur uğuza teşekkürler seni çokk seviyorum birtanem .. ❤️❤️