~
Jeongguk _"Anne!" dedim ağladığım için zar zor konuşurken, tüm gücümü öfkeden alıyordum ve boğazımda ki yumruyu bile geçirmeyecek kadar da yetersiz bir şeydi bu enerji. Kalbim ağrıyordu acıdan. Daha çok ağlamak ve daha çok kendimi açıklamak istiyordum.
Ama tek yaptığım arkamı dönüp odama gitmekti. Ve yıllar sonra ilk defa odamın kapısını kitleyerek arkamı döndüm onlara.Hayal kırıklığı ve öfkeyle doluydum.
On sekiz yıllık yaşamım boyunca evde yaşamıştım.
Hayır, hayır. Hemen hemen herkes evde yaşar ama benim kastım okul hayatımı bile evde yaşadığımdı.
Evime gelen öğretmenler dışında benim yüzümü bilen bir kişi bile yoktu. Veya akranlarımla asla yüz yüze gelmemiştim.
Bunun sebebi ailemin zengin oluşuydu. Tehlikeye girmemem için evde tutuyorlardı beni. Basının tek bildiği ailemin bir erkek çoçuğun sahip olduğuydu. Yani adımı bile bilmiyorlardı.
On altı yaşımda beni ilk defa evde bırakıp gitmek zorunda kaldıklarında bir telefon ve hatta sahip olmuştum. Tabii onu bir sıra biriyle internetten konuşmaya başladığımı öğrendiklerinde iki yıl vermemişlerdi. Tekrar beni yüzümü kapatarak bir yere götüremeyecekleri için, yani evde bırakacakları için tekrar vermişlerdi.
Ama şimdi düşünüyorum da ben on sekiz yılım boyunca sadece bahçe de ve ailemle beraber gittiğim, her yeri kapattırdıkları bir otelin havuzunda bile kendi başımaydım.
Bir tek güneşi o anlar görüyordum.Bazen kendi evimin camından bile gökyüzüne bakmama izin vermiyorlardı.
Ben cidden yaşamış mıydım?
O kısa süreli konuştuğum kişi gibi ne kaçak barlara gitmiştim ne sevgili yapmıştım ne düşük not almıştım ne de onların sözünden çıkmıştım.
Yine de onlar için hala bir şeyler eksikti ve ben yorulmuştum. İnternet sitelerinde yazılan sıkıntılı ergenlik dönemleri bile geçirmemiştim. Ben onlar için hep 'Harika Jeon Jeongguk' olmaya çalışmıştım ve sanırım başaramıyordum.
Oturduğum yataktan kalkıp kapalı perdeyi birazcık çekiştirerek çok az açtım.
Gece simsiyah çökmüştü ve dolunay pek de şehrin ışıklarından belli değildi.
Şuan ağlamaktan kızarıp şişmiş gözlerim, gözyaşlarımı sildiğim için tahriş olmuş yanaklarımın nedeni ailemle kavga etmemdi.
Onlara nazikçe arkadaş edinmek istediğimi söylediğimde köpürmüşlerdi.
Yıllarca nazik gülümsemeyle bana bakan ailem anında şeytan maskesi takmış gibiydi.Çünkü dediğim gibi asla onların sözünden çıkmamıştım ve ilk defa onların fikrinin tersi olan bir düşüncemi ortaya atmıştım.
İkinci dünya sebebi gibi anında cepheye geçen ailem yüzünden de şuanda gözyaşlarıma boğulmuş haldeydim. Ama haklıydım. Emindim. Sanırım.
Arkadaş edinmenin neresi kötü olabilirdi ki?
Üstümü değiştirdim. Belki de o kısa süreli arkadaşımın dediği yere gidip eğlenmeliydim.
Sonuçta o çok eğlendiğini ve kafa dağıttığını söylemişti.Dar kot pantolon ve beyaz tişörtümle adeta "Asosyalin tekiyim!" diye bağırıyordum. Çünkü bu kıyafetlerle bara gidiyordum.
Camı açtım ve birinci katta ki, evet iki üç odam var canım sıkıldıkça oda değiştiriyorum, odama kendimi kitlediğim için yanıma aldığım kredi kartımla atlayarak bahçe duvarına koştum.
Oturma odamızın hala ışığı yanıktı ve on metre uzağımızda ki bahçe duvarının dibinde bile sanki kulağımın dibinde bağırıyormuş gibilerdi.
Tırmanmakta pek iyi değildim ama zorlayarak ve hala içimde olan öfkeyle daha çok kırgınlığımın gücüyle binbir sessiz çırpınışlarımla atlayıp koşarak ana caddeyi bulmaya çalışıyordum.
Telefonumda yanımdaydı ve tek duam beni hemen bulmamalarıydı.
Çünkü artık cidden o çoçuğun "Dostum cidden o kadar eğlenceliydi ki! Kendimi en özgür hissettiğim anlardandı." dediği cümleyi anlamak istiyordum.
Bir taksiyi çevirerek çok pahalı olmayan ama kalitesiz de olmayan bir bar yeri söyledim.
Evde çok zaman geçiriyordum ve ailem yokken tek yaptığım internet sörfü veya film izlemek -dizileri sevmem çok uzun - olmuştu.
Bu yüzden çoğu şeyi biliyordum. Yeni bir magazin dedikodusu mu hemen bildirimlerimde olurdu kendisi.
Çok pahalı bir yere gidersem çakılırdı.
Ucuz bir yere gidersem de başıma kötü bir şey gelebilirdi. Ama eğer yakalanmadan geri dönersem işte o zaman kitaplar aldığımı söyleyerek bir yalan atabilirdim.Çünkü bu hayatımda tek seferlik o özgürlük denen şeyi tatmak istediğim geceydi.
Bir daha olmayacaktı büyük ihtimalle ve ailemden ilk defa bu kadar uzaklaşmak istiyordum. Bir gece de olsa arkadaş edinmek belki de. Bu düşünce hemen hemen herkes için pek de bir değeri olmasa da benim için hayaldi. Arkadaş edinmek...
Bu yüzden hiç düşünmeden sıranın başına gidip korumaya bakıp siyah kartımı gösterdiğimde çekildiği gibi içeri girmiştim.
Yoğun ter, yarı soyulmuş bedenler, orta da dönen kokteyl ve sanırım içkilerle doğru karar alıp vermediğimi sorgularken sarhoş bedenler beni çekiştire çekiştire çoktan ilerlememi sağlamıştı.
Koku yoğun olduğu ve benim bu zamana dek aldığım tek ter kokusu kendi ter kokum olduğundan midem ağzımda dolaşırken bir içki alıp kartı öttürdüğüm gibi kafama dikmiştim.
Tadı belki herkesin "Sidik gibi tadı öğk" dediği gibiydi bilmiyorum ama kafamı anında uçuran tek shotluk votkayla "İşte" demiştim içimden. "Özgürlük sanırım bu."
~
Bölüm sonu.Ben :bir daha bu kadar hayatımı anlatan ficler yazmasam mı acaba? Hiç linç çekilmiyor aw
Yine ben: HÜĞ AYNI BENİM HAYATIM JUNGKOOK YAFFRUM dur bi dk ztn öyle aw
Fkmefmms
NysUYARI! söylemeyi unuttum.
Lütfen dme gelip linçlemeyin veya karakterlerimin yaptığı şeyleri yapıp yapmadığımı sormayınız.Jeongguk gayet aklı başında bir şeyleri bilen bir genç. Sadece ailesi birazcık 👌🏻
Evt. Flkwdkwmdm
Neyse.
Umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir. Umarım bu fic sevilir ve ben ağlayarak yorumları okurum ve ben bu ficin sonunu getirebilirim amen 🤲🏾
Kendinize iyi bakın!
♡