~
Taehyung'a ilk sunduğum saat akşam altıydı. Ailemin toplantı saatine denk geldiği için bitirdiğim sorularla rahatça gidebilirdim onun yanına. Planlarıma göre böyleydi.
Sorularımı çözdüm, on yedi buçukta taksiye bindim, yarım saatte oraya vardım ve aynı odaya ilerlemek için kapıda ki koruma bana eşlik etmişti ve şahsen yine aynı odada buluşuruz, çok gürültü falan olur sanmıştım.
Ama öyle değildi...
Bar tamamen boştu ve bir sürü görevli ortasında Taehyung koltukta oturuyordu.
"Hoşgeldin Jungkook." dedi ben şokla onun önüne yürürken, o boğazını sahte öksürüklerle temizler gibi yapmış tekrar konuşmuştu.
"Pardon. Hoşgeldin Jeon ailesinin sevgili biricik oğlu. Hoşgeldin. Yanında çaldığın dosyayı da getirseydin hım?"
Ortada dedikleriyle donup kalmıştım. Soyadımı öğrenmişti... Ben onun öğrenmesini istemezken öğrenmişti. Hem ne dosyasından bahsediyordu?
O ayağa kalkıp yanıma gelmiş eğik kafamı kaldırmıştı.
Çenemden tutarak gözlerime bakıyordu. Tepkimi ölçüyordu sanırım.
Ne tepki vereceğimi ben bile bilmiyordum ki...
İşte Taehyung ile o an bizim için en önemli anlardan falandık. Tepkim, tepkisi her şeyi mahvedebilirdi.
İlkimi kaybedebilirdim...
"Aileme söyleme. Lütfen dışarı çıktığımı bilmiyorlar." dedim gözlerim dolu. O sıkı sıkı tuttuğu çenemdeki ellerini gevşetirken kaşları çatıldı. Başka bir şey bekliyordu. Gözlerini sonunda maskeli bakışlarından arınmış halde görmüştüm.
Hayal kırıklığı ile doluydu. Umutla doluydu...
İstediğini verememekten korktum.
"Ne?"
"Dosyayı ver bize." dedi Taehyung'un iri bedeninin arkasından.
Vay, cidden Taehyung çok iriydi...
"Ne dosyası?" dedim üstüme atılan iftarayla elim ayağım titriyor, gözlerim doluyordu.
"DOSYAYI BİZE VE-"
Üstüme yürüyen bedeni Taehyung eliyle durdurmuştu. Hala gözlerime bakmaya çalışırken "Ben hallederim." deyip yine beni sürüklemeye başlamıştı. Buraya önceden geldiğimde yaptığı gibi...
Tedirginlikten dolayı bileğimi tutan eli titriyordu.
Merdivenlerden çıkarken bileğimi havaya atıp elimi tutmuştu.
Hızla tanıdık odaya sokup yatağa iteklemişti beni.
Önceden dikkatimi vermediğim dosyalarla dolu raflarda gözlerimi gezdirirken "Anlat" demişti.
Ve anlatmıştım. Onu kaybetmemek için sonunda kaybedecek bile olsam sözünü dinleyerek anlattım.
Ailemi, beni, özgürlük isteyişimi ve onun benim ilkim oluşunu. Salakça üç günde ondan hoşlandığımı söyledim.
Ve o da dinledi. Ben anlattıkça anlattım o da dinledi...
~
Bölüm sonu.
