5- Peşindeki Düşman

198 28 61
                                    

Akdeniz

"Burası fena fena!" Mirza heyecanlıydı, müşterilerle sohbet ediyordu.

Önümdeki kadehle oynarken karşıdaki Riva'ya gözlerimi diktim. Barın kapısında birkaç çocukla konuşuyordu, sevgilisi ise kokteyl hazırlarken dünyadan kopmuş; millete kapılmıştı.

Telefonumu kontrol ettim, solumda barımızın daimi müşterisi -sugar daddy diyoruz kendisine- viski içiyordu. "Bunlar bozuk mu?"

"Rivalar mı?"diye döndüm kendisine. Bir nevi Güz Kuloğlu hissediyordum, onun yerinde ve favori adamıylaydım.

"Evet. Ayrıldılar galiba."

"O kadar değil." Güldüm. Mirza bana kokteyl bırakıp yanağımdan öptü ve DJ'in yanına çıkacağını söyledi.

"Sizin ekibe ayrılık mevsimi vuruyor ama benden söylemesi."

"Nasıl yani?" dedim merakla.

"Anlarsın."

Akdeniz, uyan.

Kim başarılıysa ayakta kalır.

Arkama yaslanarak dalgınlıkla arkadaşıma bakmaya devam ettim. Bu arada yanıma gelmiş ve adımı seslenmişti ancak sesi çok uzaktan geliyordu.

"Akdeniz? Sana diyorum?"

"Hm? Ne?" Kafamı salladım.

"Ne oluyor? Bir tuhafsın."

"Uykusuzum,"diye mırıldandım. Kadehimin dibindeki içkiyi bitirdim, kokteyli diktim.

Riva elini omzuma koyup sıktı. "Harry ile yorucu mu oluyor?"

Burnumdan bir nefes vererek güldüm. "Ne demek ya o?"

"Birbirinizi yormaya başladınız diyorum."

Anında sinir bedenime yüklenirken gülmeye başladım, bir şekilde atmam lazımdı eğer atamazsam iyi şeyler olmayacağının bilincindeydim.

Mirza geri döndü. "Riva, ne alıyorsun?"

"Ne yorması? Saçmalama istersen."

"Geçen de kavga ettiniz."

Sarışın kokteylimi alıp dikkatini bize yönlendirdi.

"Etmedik, sinirlendim bu!"

"Akdeniz doğru düzgün vakit geçirmiyorsunuz. Ondan böyle his-"

"Sana ne?"dedim hışımla.

Riva başını sallayarak güldü.

"Komik olan ne?"

"Sensin."

Tam ağzımı açmıştım ki Harry geldi. "Bebiş-"

Sinirlerim alt üst olduğu için ona bakmadan yürümeye başladım. Bardan çıktığım gibi birileri bana seslendi, fotoğraf çektirmek istiyorlardı sanırım ama hiç o kafada değildim. Riva'nın boş konuşması tuzu biberi olmuştu, hızlı adımlarla yürürken biri bana omuz attı. "Önünüze bakar mısınız?"

Adam başını eğerek yanımdan seğirtince kaşlarımı çattım, özellikle yüzünü göstermemeye dikkat ettiği aşikardı. "Hey!" Cesaretimi topladım, içimde yanardağ gibi patlayan hissi kucakladığım gibi hızlı adımlarla peşinden gitmeye başladım, aynı şekilde o da hızlanmış ve bir anda koşmaya başlamıştı.

"Kaçma!"diye haykırdım. Ben de koştum, ciğerlerim patlayana kadar koştum. O adamı yakalamakta ısrarcıydım, beni telefonda arayan oydu, hayatımı sabote etmeye çalışıyordu. Çevreme de zarar verecekti, kaçınılmaz olan buydu. İstiklal Caddesi'ne kadar onu takip ettim. Önüme devrilen martı ile yere yapışmam birdi. Acıyla dizimi tuttum ve inledim.

Ve o herifi kaybetmiştim.

"Akdeniz, ne oluyor?"
Hıçkırarak kendimi Harry'nin kollarına attım, beni köşeye çekip sarıldı. "Şşt, geçti."

"Be-Beni takip ediyordu."

Sırtımdaki eliyle bastırıp sol eliyle saçlarımı okşadı, oradan yüzüme indirip gözyaşlarımı silmek için beni geri çekti. Yüzüme ruhuma kadar bakarcasına hissettiren, kısmen de sanki hipnoz ediyormuş gibi ondan kendimi alamadığım o dikkatli bakışlarını odakladı. Kıracak gibi dokunurken "Yüzünü görebildin mi?"dedi.

"G-Gizlemişti."

Alnımı öpünce tekrar ona doğru yığıldım ve ağlamaya devam ettim. Telefonunu kulağına götürdü, sesi başka bir evrende gibi gelse de dokunuşu benimleydi; tek koluyla beni sımsıkı sarmıştı.

Hayal aleminden çıkmamı sağlayan Rivalardı.

"Akdeniz? İyi misin?"

"Biri peşimizde."dedim, ağzım kupkuruydu.

Kaşını kaldırdı. "Ne demek istiyorsun?"

Telefonumu arkadaşıma uzattım, elim onunkisine değdiğinde ne kadar soğuk olduğunu fark ettim.

"Beni aradı, alalen Behzat hakkında uyarıyor. Şimdi de biri takip etti, tesadüf değil biliyorum."

Altay telefonu Riva'dan alıp numarayı çevirdi. "Bakalım kimmiş bu göt herif de seni korkutuyor?"

"Altay!"

Ama gelen numara kullanılmamaktadır çağrısıyla hepimizin arası bir düğüm atılmış kadar sıkı bir gerginliğe ulaştı.

"Şaka mı lan bu?"dedi Riva. Numarada tek tek göz gezdirdi.

"Sana ne söyledi?"diye sordu Harry.

Onlara tüm konuşmayı anlattım, her kelimesine dinlediler.

Riva "Şerefsizin teki ün için uğraşıyor,"dedi. Altay da onu başıyla onayladı. "Bir daha olursa polise haber veririz, sen dediklerine kulak asma."

"Ne? Saçmalık!"diye bağırdım ona. "Teklif hakkında dedikleri peki? Ortalıkta öyle bir teklif yok!"

"Bir yerden duymuştur, kabul edeceğiz."

Kaşlarımı çatarak anlamdırmaya çalıştım. Riva omzumu bir saniye sıkıp "Behzat da bize yeni söyledi, Drag Queenlerin gittiği bir mekanda eğlenceden biz sorumluyuz. Tüm gece sahneye alacağız."

Bana gelecek isimlerin yazdığı kağıdı uzattı.

Oha. Bu isimler... Çok ünlülerdi.

"O piç bunu duyup konuşmuştur. Bizim yerimizde olmak isteyen milyonlar var, Güzler de bunları yaşadı biliyorsun."

Islak gözlerimi elimin tersiyle sildim. Arkadaşımın haklı olduğunu biliyordum ama içimdeki bu kuşku yerini günlerce bırakmayacak gibiydi.

Yine de anksiyetemi susturup bu gecenin yıldızı olmak zorundaydım.

Olaylara Ritim aksine hızlı girmeye çalıştım, biliyorsunuz Akdenizler zaten Güzler gibi çalıp söylüyorlardı. Patronları da Behzat olunca yükselmeleri normal.

Bu kitap yeni düşmanlar var eğer istediğim gibi olacaksa kaos başladı diyebiliriz.

Çember [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin