6- Ritimi Bulmak

241 29 74
                                    

Akdeniz

"Bu çalıştığınız parçalar..."  Behzat eline yeni bestelediğimiz şarkıların listesini aldı, bazılarını Rivalar geceye özel seslendirecekti. İki haftadır gözüme uyku girmeden en çok ben çalışmıştım, onda gurur dolu bir bakış ya da kaçamak bir tebessüm arıyordum ancak bunların hiçbirini alamadım.

Kağıdı ortadan ikiye cart diye yırtması beklediğim son şeydi.

"Vasat."dediğinde Duru ile göz göze geldik, başını eğip gözlerini kaçırdı.

Riva ise gözlerini kapatıp açmıştı, Behzat çember şeklindeki masada etrafımızda bir tur attı, attı. Adeta bir saat gibi klik klik sesini duyuyordum, zamanımız kısıtlıydı ve bunu yaptıysa birazdan kıyamet kopacaktı.

"Riva."deyince arkadaşım irkildi. "Sesin bu rezalet sözlere bile uyuyor."

Evet. Ah, mükemmel olmuştu! Tüm fırça bana girecekti.

"Ama Akdeniz hissiz şeyler yazdıkça ne anlamı var? Şunlara bak."

Parçaladığı kağıtları başımdan aşağı dökünce sinirden titreyen ellerimi masanın altına gizledim. Şu anı kaçıncı kez yaşadığımızı inanın hatırlamıyordum fakat her seferinde bana daha da ağır bir öfke dalgasıyla geri geliyordu. Gözlerim ıslaktı ve yanıyordu da, anında Behzat'ın o ukala yüzüne diktim.

"Senin için sadece Harry yok!"diye azarladı. "İşin o değil. Bir daha karşıma bu düzensizlik ve özensizlikle gelirsen erkek arkadaşınızlarınıza yasak koyacağım."

Dilimi ısırıp suratına bakmaya devam ettim.

"Riva hariç. Direkt onu yakmak olmaz."diye ekledi. Riva gülümsediğinde onun kafasını masaya geçirmemek için beynimle bir savaş yaşadım. En boktan ilişkiye sahip olan oydu, bu adil değildi. Hem de hiç. "Üç gün veriyorum, her şey kusursuz olacak. Anladın mı Ulusoy?"

"Anladım."

"Duymuyorum?"

"Anladım Behzat."dedim sesimi yükseltip.

O esnada stüdyoya Duru'nun yanında başlayan Rüya ve erkek arkadaşım girdi. Behzat bize dağılmamızı söylediğinde "Behzat içinizden geçmiş,"dedi Harry yırtık parçalara şokla bakarak.

"Söylediğin için sağ ol!" diye çıkıştım. Sandalyemden kalkıp çantamı omzuma astım. "Üç saate haberleşiriz."dedim çocuklara.

Harry hemen belimden yakalamıştı. "Kahve mi içsen? Hiç iyi görünmüyorsun."

"Yalnız kalmak istiyorum."

Elini ittirdim ve kendimi soğuk geceye attım. Bu aptal gece için yaşamadığım stresi yaşamış, ezilip kalkılmıştım, artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Her şey üst üste geliyordu. Ağlayarak kalabalığın içinden yürüdüm, eskisi kadar beni germese de huzurlu da hissetmiyordu.

Metroya kartımı basıp geçtim. Güz gittiğinden beri geçen aylar bana zindan olmuştu, canım çok acıyordu ve çığlıklarımı duyan kimse yoktu. Müziği bırakmak bile istemiştim fakat müziksiz ben ben değildim biliyordum. Sanat benim ruhumu dindiriyordu. Yine de en sevdiğim şeyi yaparken başarılı olmak isterdim. Günlerdir hırsım ve öfkem içimde patlıyordu.

Metrodan inince köşede random bir yere oturdum ve sigaramı yaktım. Duman havaya süzülürken burnumu çektim. Kendimi değersiz hissediyordum, uyandığım her sabah göklerde yaşarken şimdi yerin dibine çakılmıştım. Uçmayı öğrenemeyecek kadar kanatlarım kırılmıştı.

Terapistim depresyon başlangıcı olduğunu söylüyordu. Ben ise kendisinin beni karanlık elleriyle yakaladığını biliyordum.

Harry'nin ilgisizliği, geç kalmaları ve benimle planlarını sürekli ertelemeye çalışmaları da tüy dikiyordu. Benim uyuşturucum gibi hissettirdiği seksle kendime gelsem de tamamen ayağa kalkamıyordum, bir şey beni tutuyordu.

Çünkü bunlar tekrarlıyordu, iğrenç bir şarkının sürekli playistimde çıkması gibi...

Çantamdan kağıt ve kalem çıkardım. Telefonumu ise kapattım, bir şeyler yazmaya başladım.

Kaç dakika ya da saat oldu bilmiyorum ellerim zonklarken yanıma oturan bedenle sıçradım.

"Siktir, seni korkutmak istememiştim!"

Yere saçılan kağıtlarımı benimle toplamaya çalışırken "Önemli değil,"diye yanıtladım. Kahve gözleri benimkileri bulunca bir tebessüm aldı, arkasından ise gülümsedi.

"Bir sanatçısın, müzikle kendini buluyorsun."

Kağıtlarımı nazikçe uzattı, aynı sırada olduklarını görünce "Sen de öylesin,"dedim.

Hafif buğday teni ve uzun boyuyla dikkat çekiciydi ancak parmaklarının benimkilere benzer bir yara alması kadar değil. "Evet. Adın ne?"

"Akdeniz. Ya sen?"dedim merakla.

"İsmin çok güzelmiş, ben de Cengiz."

Elimi sıktığında onu hafifçe süzüp "Memnun oldum."dedim. Kendisinde bir yakınlık hissediyordum.

"Teşekkür ederim."

"Sözlere bakabilir miyim?"

Ona uzattım. "İlhamım yetersiz ama..."

Ve işte... Cengiz tam olarak kurtarmıştı. Bana yardımcı olmaya başladı, yani aslında farklı bir tarzda eleştirmişti ama ritimlerin içinde kaybolan beynim artık yerindeydi!

Bu sayede güzel şeyler çıkaracağımı biliyordum.

Evime gittiğimde ise ilk kez huzurluydum.

Kitapta kimden nefret edeceksiniz merakla bekliyorum dxmwkemfmf

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 16, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Çember [BXB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin