Feride nin anlatımından ;
Defne ile merdivenlerden inmeye çalışıyorduk . Evet , sadece çalışıyorduk , inemiyoduk . Bir çocuğun kafası çantımın bir kolundan içeri girmişti ve merdicenler tıklım tıklım doluydu. Hay allam defne hala gülüyordu.
Buraya doğru gelen Ahmet öğretmeni görünce dondum kaldım. Merdivenden yukarı çıkmaya çalışan çocukları aşağıya yolladı.
Sonunda inebildik. Servise doğru hızlı adımlarla ilerlemeye basladım.
Servise herkes aynı anda binmeye çalışıyordu. Yuh . derdiniz ne ya . Bir türlü binemediler. Benden günah gitti diye düşünerek servisin içine daldım.
Büyük zorluklarla en arka cam kenarına ulaşabildim. Önü kapmak için cebelleşen insanlara bakıp kaşlarımı çattım , ne ön koltukmuş ya (!)
Elimi çeneme yaslamış dışarıyı izlerken , camın tıklatılmasıyla resmen sıçradım. Gözlerimi şaşkınlıkla açarak camı tıklatan Ahmet öğretmene baktım.
"Napıyosun, nasılsın " dedi.
Camın diğer tarafında olduğundan sesi biraz zor duyuluyordu. Aklıma dün akşam izlediğim programdaki kadının söyledikleri geldi . ' İnsanlar aşık olduğu kişiye bakınca gözbebekleri büyür ' diye mırıldandım..
Başını ne dedin anlamında sallayınca istemsiz bir şekilde kocaman gülümsedim.
Sonra servis hareket etmeye başladı..
Defne nin anlatımından ;
Feridenin çantasının bir koluna çocuğun kafasının girdigini hatırlayınca bağırarak güldüm , tamam tamam resmen anırdım..
Enes ' i görünce yanağımın içini son gücümle ısırdım. Ufff fazla ısırdım galiba , yanağım acıdı . Ağzıma metal tadı gelince kanadığını anladım . dilimi sanki geçecekmiş gibi yanağımın içine sürdüm
İçimdeki can derviş hanım ise bilmişçe
Dilini sürersen mikrop kapar akıllım
dedi.İçimden can derviş hanıma dil çıkarttıktan sonra servise bindim . Gidip Enes ' in arkasına oturdum. Heyy sapık felan degilim. Yapışan kızlardan da değilim. Sadece Enes in arkasını kimseciklere yâr etmem. Yanıma servisten öylesine tanıdığım ama fazla samimi olmadığım bir kız oturdu. İsmi neydi bu kızın yaa , hı hatırladım Fatma . Fatma nın yanına da Elif oturdu.
Umursamayıp camdan dısarıyı izledim.
Feride nin servisi bizim servisin yanından geçerken Feride oraya buraya bakıp resmen 2 metre sırıtıyordu. Gözleri benle buluşunca tek kaşımı kaldırıp ' noluyo feride ' bakışı attım. Töbe töbe kız hala sırıtıyo. Başımı salladım , beden dili felan kullandım ama tık yok . Hala sırıtıyo .
Feride birden umutlu bakışlarda atınca ağzımı kapatıp güyaaa (!) sessizce gülmeye başladım . Napıyım cidden suratının hali çok komikti.
Bir süre sonra Elif elindeki minik boş kağıtları önümde oturan Enes e atmaya basladı . Üff isiniz gücünüz erke- bi saniye . ENESE . ATTI.
Ben kıskanmayı beceremiyorum ya,
Bildiginiz öldürmek istiyorum..
Elif e ' Dünyada bu kadar çok insan varken benim sevdiğimi sevmeyin , GEBERTİRİM (!) ' bakışı attım. Anlamadı salak . Enes in yanındakiler gülmeye başlayınca ayağa kalktım o sırada Enes arkasını döndü . Meraklı bir şekilde üçümüze baktı. Utanarak "Kafanda kağıt var" dedim. Eliyle aldı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elindeki Kalbim
Roman d'amourÇam ağacına düşen gölgesine baktı. Sonra şiddetle esen rüzgara yüzünü çevirdi.Yaşam onları sevdiklerinden çekip koparmıştı. kendisi Feride Ahmet 'ini , Kutup yıldızını nasıl bırakacaktı .Peki ya nasıl bırakılacakdı?! Yetmiycek miydi bu kadar çile...