4- bath (m)

87 15 2
                                    

Yavaş adımlarla içeri girdiğimde parmak uçlarında yürüyordum. Evde düzensiz olan bir eşya yoktu, sadece...

"Jeongin?" Sol taraftaki tuvaletin kapısı açılıp Hyunjin içeriden çıktığında bana garip gözlerle bakıyordu. "Elindeki silah, ne için?"

Elimde içeride Tapınak Şovalyelerinin olma ihtimaline karşı tuttuğum silahımı fark ettiğimde hemen cebime geri koymuştum.

"Evime hırsız girdi sandım, o yüzden. Senin olduğunu tahmin edemedim."

Kaşlarını çatarak elindeki havluyla elini kuruladı. "Sana bunun hakkında mesaj attım, hatta aradım. Mesajlarıma baksaydın görürdün."

Doğru söylüyordu, ne mesajlarına ne de aramalarına geri dönebilmiştim, sebebim vardı ama açıklayamazdım.

"Ed, çok üzgünüm. Bugün iş biraz yorucuydu. Ben-"

"Yanağına ne oldu!?" Yüzümdeki yarayı fark ettiğinde koşarak yanıma gelmiş, ellerini yüzüme koymuştu.

"Önemli bir şey değil, yolda giderken düştüm."

"Düşünce oluşabilecek bir yara değil bu-"

"Bundan sonra dikkatli olsam yeter. İyiyim ben." Diğer elinin baş parmağını çeneme koydu.

"Doğru söylüyorsun değil mi...? Bundan sonra dikkatli ol. Bu gidişle başına büyük bir sorun gelecekse ne yapacaksın?"

"Benim başıma ne gibi büyük bir sorun gelebilir ki?" En fazla ölürdüm o kadar. Ona karşı gülümsedim.

"Bugün neredeyse geliyord-"

"Tamam, tamam anlad-." Dudaklarımı öpmeye başladığında, ellerimi saçına götürmüştüm. Alt dudağımı esiri haline getirdiğinde yavaşça geri çekildi.

"Bir daha daha dikkatli ol, beni endişelendirme."

Kafamı yukarı aşağı salladığımda kollarından sıyrılarak üzerimdeki paltomu çıkarıp koltuğa koydum.

"Nereye gidiyorsun?" Arkamdan seslendi.

"Yapış yapış bir haldeyim, gidip duş alacağım." Sözümü bitirdiğimde arkama dönmüş ve banyo kapısına gelmiştim.

Birden arkamı döndüğümde Hyunjin parmak uçlarıyla beni takip ediyordu. Arkama baktığımı görünce doğrulup boğazını temizledi.

"Beraber de duş alabiliriz."

"Olmaz! Birazdan dönerim, sen rahatına bak."

Banyoya girdiğimde, suyu ayarlayarak bedenimi serbest bırakmıştım. Yalan söylemekten sıkılmıştım, daha çok vicdan azabı çekmemek için konuşmaktan bile kaçınmaya başlamıştım.

Birden banyo kapısı açıldığında, kapıdan giren Hyunjin bana doğrudan gülümsüyordu.

"Otururken sıkıldım, o yüzden seni yıkayacağım." Kollarını bağlamıştı.

"Hayır! Sana beklemeni söylemiştim!" Kapıyı kapatıp arkamdan geldiğinde banyonun içinde bulunan oturma yerine oturmuş, beni de kucağına almıştı.

"Tamam, tamam, masumca bekleyeceğim. Sadece vücudunu yıkamaya geldim. Çok yorgun gözüktüğün için yardım etmek istedim."

Yavaşça beni ayağa kaldırdığında vücuduma dokunmaya başlamıştı. Elleri kalçamdan dolaşarak belime, oradan göğüs uçlarıma çıktı.

Eli her yerimde dolaşırken uzunluğuma geldiğinde, yavaşça parmaklarının arasına aldı. Kafamı döndürüp bırakmasını söyleyeceğim anda kulağımda nefesini hissetmiştim.

"3 hafta geçti. Uzun zaman sonra seni yıkamama izin ver." Eliyle uzunluğumu pompalamaya başladığında sadece garip sesler çıkarmakla meşguldüm.

"Bu yıkamak f-falan... değil!" Dudaklarını boynuma bastırdığında, dudakları ıslak bedenimle ıslanırken, ıslak öpücüklerimi ensemde hissetmiştim.

"H-hyunjin-" Ellerimi banyo duvarına yaslayacak şekilde yerleştirdikten sonra, iki parmağını birden içime göndermişti.

"Imng!"

"Çok darsın." Ne bekliyordu ki? Kaç haftadır görüşmemiştik.

Acele etmeden içime girdiğinde pantolonunu ne zaman çıkardığını bile anlamamıştım. Tüm odada kalçalarımızın birbirine çarpma sesi yankılanırken ellerini tekrar uzunluğuma atmış ve parmaklarını ucunda gezdirmeye başlamıştı.

"Yıkayacağım diyip...!"

"Ne diyorsun? İç tarafına kadar yıkıyorum işte." Yıkamak?

İçimde bir nokta bulup ezmeye başladığında elimi duvardan çekerek arkaya doğru atmıştım ama bileğimden sıkıca kavramıştı.

"Henüz yeterli değil mi?" Yüksek taşa oturduğunda o boynumu öpmeye başlamışken bense kucağında zıplıyordum.

"Hyunjin, lütfen..." Kafamı arkaya döndüğümde kollarımı boynuna sararak yüzüne bakmıştım.

"Lütfen, ne? Ne yapmamı istersin?" Ne istediğimi biliyordu ama sadece beni konuşturmaya çalışıyordu.

Elini penisime götürüp oynamaya başladığında inlememi bastıramamıştım.

"Bildiğin halde neden dalga geçermiş gibi yapıyorsun..?" Yüzümü yüzüne yaklaştırdığımda alt dudağını yavaşça öptüğümde karşılık vermişti.

"Yatakta yapmak istiyorum." Kulağına fısıldadım. "Orda istediğin kadar yapabiliriz."

Burnunu boynuma sürttüğünde tüylerim diken diken olmuştu.

"Lafını sakın geri alma." Nefesi bedenime değerken kafamı salladığımda çenemi kaldırarak dudağıma derin bir öpücük bırakmıştı.

BIG APPLE | HYUNIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin