|Mad hatter|
|jungkook & chaeyoung|
♡
tanrısal bakış açısı
Jungkook Rosé ile tanışalı neredeyse bir ay oluyordu. Çok iyi anlaşıyorlardı ve Rosé artık travmasını atlatmış gibiydi. Jungkook iyileşme sürecinin hızlanması için bir profesyonelden yardım almasını sağladı. Hayat tekrar düzene girmişti onlar için.
Kısa zamanda Alışmıştı Rosé, Yeni hayatına. Ama bu kirli dünya için çok şaftı o. Kanatsız bir melekti ve ona zarar verirlerdi.
Evden hiç çıkmamıştı zaten. Jungkook başına birşey geleceğini düşünüyordu. Bu yüzden Rosé'yi yalnız bırakmak zorunda kaldı birçok kez. Zavallı kız, Sıkılıyordu yalnız başına.
Sonunda bunu söylediğinde,Jungkook onu üzmeye dayanamamış asistanın eşini evinde misafir etmeye karar vermişti. İki kadın birbirini anlarlar diye düşünüyordu.Sıcak bir salı gününde Evde Jisoo'yla konuşurken bulmuştu Rosé'yi.
Bir yandan yemek yapıyor,Bir yandan Rosé'ye nasıl kurabiye yapılacağını anlatıyordu Jisoo.Onları biraz daha yalnız bırakmaya karar verdi. En azından Üstünü değiştirip gelene kadar.
"Kookie!"
Rosé boynuna atladığında, Onun lavantalı parfümünü içine çekti.
Solgun Sarı saçları boynunu gıdıklıyordu."Seni çok özledim Rosie." Yavaşça kızın sarılmasına karşılık verdi. Bu bir ay içerisinde birbirlerine birçok lakap takmışlardı.
'Rosie' ve 'Kookie' bunlardan bazılarıydı sadece.Rosé boynunu bırakıp mutfak tezgahına yöneldi.
"Bak Kookie,Jisoo Unnie bana kurabiye yapmayı öğretti."
Rosé'nin çocuk kadar masum ve neşeli tepkisine Jisoo sadece gülümseyerek cevap verdi."Belki benim içinde yaparsınız, Ha Bayan Park?"
"Tabii, Bay Jeon."
İkiside güldü.
Jungkook'un renksiz kalbini gökkuşağına çeviriyordu Rosé. Hiç olmadığı kadar neşeli yapıyordu onu. Ve hiç şüphesiz Jungkook'un başına gelen en iyi şeydi.
"Benim işlerim var Rosé. Ama istersen yanımda oturabilirsin."
Arkalarında onlara bakan siyah saçlı kadına baktı Rosé.
Jisoo hafifçe başını gidebilirsin mânâsında salladı."Eee Rosé,Ne yaptın bugün?" Jungkook kahverengi ahşap masasına oturduktan sonra sordu.
Rosé, Başını kâğıt'dan kaldırınca gülümsedi. "Bahçeye çıktım ve sonra Jisoo Unnie ile hayatlarımızdan konuştuk. Biliyor musun? Jisoo'nun bir ablası ve yeğenleri varmış.
Eğer Şehre gidersek onları görebileceğimizi söyledi."Jungkook bir süre konuşan kızı izledi. Arada Mimikleriyle onu dinlediğini belli ediyordu. Sandalyesiyle kendini geriye attı.
"Aslında Rosé,Belki yarın akşam için seninle bir yerlere gidebiliriz."
Şaşırmıştı Rosé,Evden çıkmaması gerektiğini biliyordu. Bu konuda soru sormazdı o yüzden.
Jungkook kızın şaşkın bakışlarını fark etmişti ve açıklama yapma gereği duydu."Rosé, Seni sonsuza kadar evde hapis tutamam. Arada çıkabiliriz."
Onaylamış anlamında gülümsedi Rosé. Bir aydır dışarı çıkmamıştı. Hem belki bir iki eski arkadaşını da görebilirdi. Babası asla izin vermiyordu böyle şeylere.
Jisoo koşarak merdivenden inen kıza baktı. "Ne oldu, biliyor musun Unnie? Dışarı çıkacağım! Hemde Jungkookla."
Elindeki kitabı sehpaya koyduğunda gülümsedi Jisoo. "Tatlım,Sen yirmi yaşındasın ama beş yaşında gibi davranıyorsun." Hafifçe kıkırdadı.
"Buna gerçekten sevindim." Rosé'yi de yanına alıp mutfağa götürdü. "Umm... Aşçıya ne yemek istediğini söyledin mi Rosé?" Bir yandan da eliyle buzdolabına bakıyordu. "Belki Ramen yiyebiliriz Unnie."
Dolaptan büyük bir paket Ramen çıkardı. Normalde Jungkook Ramen Sevmezdi ama Rosé seviyor diye aldırmıştı. Arada seviyormuş gibi yaparak yiyordu Rosé için.Akşam saat 07:30'a geliyordu. Yemek neredeyse hazırlanmıştı ve Rosé yemekten önce Jungkook'la küçük bir yürüyüş yapmaya karar verdi.
"Ay bugün ne kadar güzel değil mi Rosé?" Rosé etkilenmişti ve sadece kafasını 'evet' anlamında salladı.
"Biliyor musun Jungkook? Her zaman bir köpek istemişimdir."
"Ciddi misin?" Jungkook güldü. Karşısındaki yirmili yaşlarda olan kızın küçük bir çocuk gibi davranışlar sergilemesini çok sevimli buluyordu.
O gün ilk kez bir şeyi sevdiğini hissetti Jungkook.
Yıllar önce babasıyla birlikte tarihe karışan hisleri tekrar canlanıyordu."Aslında Rosé,Artık gitsek iyi olacak.Sabah erken kalkmam gerek."
Küçük meleğini de alıp içeri geçti Jungkook.
Ona karşı bir çekim hissediyordu kalbinde.O gece,Rosé yarın çıkacakları akşam yemeğini Jungkook'da minik sincabını ve ona karşı hislerini düşündü kısa bir süre için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mad Hatter | Rosékook
Romanceroseanne park ve jeon jungkook'un yolu, soğuk bir kış akşamı bir kumarhanede kesişmişti. horror, thriller, romance Roseanne Park × Jeon Jungkook ©Berlin, 2021 'you can be Alice, I'll be the mad hatter'