Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|jungkook & chaeyoung|
♡
Special; Jungkook hapisten hiç çıkamasaydı?
çaresiz kaldıklarında intihar ederlerdi zavallılar. ağlarlar ve kanlarının son damlasına kadar yalvarırlardıtanrı'ya ama, tanrı onlara yüz çevirirdi. zordu sizi hiç sevmeyen, dışlayan bir dünyaya adım attıktan sonra yaşamaya çalışmak.
ve tanrı, jeon jungkook'u sevmezdi.
çünkü jeon jungkook, tanrıya inananmayı bırakmıştı.
❦︎
19. yüzyıldan kalmış olduğu çok belli eden, büyük bir araziye yayılan evden bir çığlık yükseldiğinde sonbahar, yerini yavaş yavaş almaya başlamıştı.
insanların yalanlara inanmasının sebebi, duymak istediği şeyi duyuyor olmalarıdır doktorlara göre. işte o anda çaresiz bir insanın yalanlara inanmak istediği anlardan biriydi maalesef.
roseanne park, duyduğu korkunç habere inanmak yerine basının uydurma haberlerinden biri olduğuna inanmakta inat ediyordu.
karma ne kadar gerçekti değil mi? bu değiştirilemez bir gerçekti ki, tanrı herkesin hatalarının bedelini elbet ödetiyordu eninde sonunda.
oysa roseanne ne çok beklemişti hayalindeki o anı. saçlarını bile boyamıştı sevgilisi için.
o eski cansız sarı renginde değillerdi, ipek saçları. kızıla yakın, gün batımını andıran bir turuncu renktelerdi artık. sonbaharın etkisini gösterdiği ağaçların dökülen yaprakları gibi.
tüm bunlar olurken yukarı katlardan gelen bebek ağlaması sesleri bebeğin annesinin kulaklarına çalınıyordu.
evet. kim jisoo, kocası hapse atıldıktan dört hafta sonra hamile olduğunu öğrenmişti ve şimdi küçük ji-young iki aylıktı.
partnerleri olmadan geçen onbir ayın sonunda da jeon jungkook'un ölümünü belirten bir mektupla cezalandırmıştı tanrı onları.
jeon jungkook, hücresinde baş veren bir ayaklanmada polisin haksız şiddetiyle can vermişti ve polis jung jaehyun hakkında soruşturma başlatılmıştı.
