Merhaba canlarımm.Nasılsınız bakalım?
Bu bölümü felaket yorgun olmama rağmen yazıyorum. En azından yazmaya çalışıcam. Eğer tamamlayamazsam yarın devam ederim artık.
Neyse çok boş yaptım yazmaya geçeyim. Iyi okumalarrr:^
.
21 Nisan Çarşamba
Merhaba Defter. Büyük gün geldi çattı diyebilir miyiz? Yarın Liyan sırf görüntüsünü kazanabilmek için masum birini öldürebilir mi sence? Benim tanıdığım Liyan bunu yapmaz, yapamaz. O Karıncayı bile incitmeye kıyamaz ki. Tabi buraya geldiğimizden beri çok değişti. Daha yeni gelmiş olmamıza rağmen bana oldukça soğuk davranıyor. Hatta dün buraya benim yüzümden geldiğini, benim yaptığım hata yüzünden tekrar gezegenimize ebediyen dönmek istemediğini söyledi. Açıkçası bende bu durumda kendimi suçlu hissediyorum. Liyan bana yasaklı bölgeye girmememizi söylemişti. Belki onu dinleyip o odadan çıksaydık normal bir şekilde insan olabilirdim. Şimdi ise önümde iki seçenek var; arkadaşımla yarışıp Gece'yi kendime aşık edicem yada suçumu kabullenip meydanı Liyan'a bırakıcam...
.
Liyan'ın görüntüsünü kazanacağı gün yarın.Peki madem görüntümüzü kazanmak için bir yol var neden bana bunu söylemedi? O günden beri belki benle bu konu hakkında konuşmak ister diye bekledim.Açıkçası benim elimde böyle bir fırsat olsa hiç düşünmeden dostum dediğim kişi ile paylaşırdım.Tabi bu benim fikrim, belkide beni dostu olarak değil de insan olmak için bir rakip olarak görüyordur. Sanırım cevabı bu; beni bir rakip olarak görüyor.
Konuşmanın geçtiği günden beri Gece ile arası çok iyi, hatta fazla iyi. Öyle ki Gece sanki Liyan'ı hissediyor. Sanki nerede olduğunu biliyor. Onu hiç görmeden odaya girip bir kaç saniye bekledikten sonra onun yakınına oturmayı başarıyor. Liyan gerçekten güzel bir kız, eğer görünürlüğünü almayı başarırsa benim için işler biraz zorlaşacak gibi.
.
"Mavi biz biraz sahilde yürüyücez, gelmek ister misin?"
Geldiğimiz ilk an gozlerimin içine bakmıştı.Hatta bi ara görünmez olduğumu unutmuştum, acaba beni görüyor mu? diye bile düşündüm.Fakar şimdi olduğum tarafa bile bakmıyor.Kabul et mavi, işin çok zor...
"Hayır, ben biraz yorgunum siz gidin"
"Sen bilirsin"
Gerçekten mi? Hiç ısrar etmeden kapıyı suratıma mı kapattı?
Sanırım orada olmamı istemiyorlar.
Sorun değil, bende zaten gerçekten yorgundum.Ne de olsa yarın Liyan'ın oyununa çomak sokma günüydü. Ne de olsa biz rakibiz demi? O halde oyunu kurallarına göre oynayalım.
.
"Güzel geceydi, teşekkürler"
"Asıl ben teşekkür ederim, uzun süredir bu kadar eğlenmemiştim"
"Ara sıra bunu tekrarlayalım"
Gülüşme sesleri eşliğinde gelen Gece'nin onay kelimesi;"olur"
Güneş doğmak üzere eve gelmelerinin tek bir sebebi var; Liyan Gece uyanmadan evden çıkıp yine Gece uyanmadan eve dönmesi gerekiyor.Bu saate kadar onu nasıl oyaladı gerçekten çok merak ediyorum.
Asıl merak ettiğim Gece'nin ailesini hiç görmedim. Ne zaman eve geliyorlardı? Sabah akşam çalışıyor olamazlardı demi?
Sanırım bunu sonra araştırsam iyi olur.Sessiz bir şekilde yataktan kalkıp üzerime rahat bir takım giydim. Gece'nin yorgun sesinden en geç 15 dakka'ya uyuyacağı belliydi.
Dediğim gibi de oldu.Yaklaşık 10 dakka sonra Liyan'ın odasının kapısı açıldı. Alt katta biraz onaylandıktan sonra dış kapının da kapanma sesini duyar duymaz hızla bende peşinden ilerledim.
Sabahın erken saatleri olmasından kaynaklı kapıyı açmamla soğuk hava bedenime temas etti.Hırkamın önünü kapatıp sessizce Liyan'ın peşinden ilerledim.
10 dakkalık bir yürüyüşün ardından bir deponun önünde durup etrafı kontrol etti.Kimse olmadığına kanaat getirdikten sonra hızla depoya girip kapıyı ardından kapattı.
Neden hâlâ çıkmadı dediğim sırada 20 dakkalık bekleyişimi sonlandıran tekrar açılan depo kapısı oldu. Önden Liyan arkadan ise genç bir kız çıktı. Sanırım kurban buydu.Peki ama bir insan neden göremediği bir varlığa görüntüsünü teslim etmek isterdi ki?
Uzun, çok uzun bir yürüyüşün ardından bir uçuruma geldik.Dönüşüm burada olacaktı.
-yo vine(geldim)
- Dónde estás?(Neredesin?)
- Vine Liyan, tómatelo con calma (Liyan geldim, sakin ol)
- No tengo mucho tiempo, apurémonos(Fazla zamanım yok acele edelim)
- ha llegado el momento, comencemos(zaman geldi hadi başlayalım)
Anlamadığım dilde birşeyler söylenmeye başladı. Aynı buraya geldiğimiz zaman söylenen şeyler gibi.
Ve kız yavaş yavaş havalandı.
- ¡ahora(Şimdi!)
Verilen emirle birlikte kız konuşmaya başladı.
-Görüntüm artık Liyan'ın dır.
Hemen ardından Liyan'da konuştu.
-Görüntüsü artık benim.
Büyük bir ses, kulakları ağırtacak kadar büyük bir ses duyuldu.Gözlerimle kulaklarımı kapatıp sesin geçmesini bekledim.Sanki biri çığlık atıyordu. Çok tiz bir çığlıktı.Yoksa, bu o genç kızın mı sesiydi? Acı mı çekiyordu?
Tam o an tüm sesler sustu. gözlerimi açtığımda yerde ölü bir kızın yatmasını bekliyordum. Beklediğimin aksine Liyan aynı yerindeydi fakat kız yoktu.
Sanırım artık o da Ciudad secreta'nın sahiplendiği lanetli kişiler arasındaydı...
Eveettt bölümümüzün sonuna geldik.Umarım beğenirsiniz.
Ve şöyle bir şeye açıklık getirmek istiyorum. Kızlar görünmezler fakat üzerlerine giydikleri kıyafetlerin havada uçma ihtimali çok abes duracağı için tabiki de kıyafetleri de görünmez.Fakat ellerine aldıkları herhangi bir objeyi (tabak, bardak, kalem gibi) görunmez yapma şansları yok.Bu yüzden objeler görünür ama kıyafetler görünmez.
Umarım anlatabilmişimdir.Insallah kafanızı daha fazla karıştırmamışımdır.
Ayrıca bir şey daha eklemek istiyorum; ben İngilizce hazırlık sınıfı öğrencisiyim.Bu yüzden sürekli çeviri veya ödev yapmak zoruda kalıyorum. Malum bide sınavlar var, o yüzden bölüm atamadığım zaman bana kızmayın, elimden geldiğince her gün bir bölüm atmaya çalışıyorum.
Diyeceklerim bu kadardı buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim sjajsjsj.
Bir dahaki bölüm de görüşmek üzereeee:))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ GECE(Ara Verildi)
Teen FictionSon maddeye uzun uzun bakıp bir kez daha tekrar ettim. Insan ol! Sonra bir kez daha, Insan ol, insan ol, insan ol... Bir çok kez bu iki kelimeyi tekrar ettim.Insan olucaktım.Sonuçları ne olursa olsun olucaktım...