bir

2.7K 111 14
                                    


Toprağı okulundan almaya giderken duyduğum cümle ile olduğum yere çivilendim.

"B-benim sadece ablam var."

Haklıydı, annemiz ve babamız vardı ama onlar ile 2 yabancı gibiydik.

Arkamdan gelen Özgür tam konuşacakken avucumu ağzına kapattım. Yaslandığım duvardan destek alarak ulu orta yerde durduğu için onuda yanıma çektim.

Toprağın cümlesinden sonra birkaç veletin kahkahası ardından kalın kahkahalar yükseldi.

Yaslandığım duvar da dikleşip Toprağın görüş açıma girmesini sağladım. Tam karşısında aynı Toprağın yaşlarında 4,5 çocuk ve bizim yaşlarımızda 2, 3 oğlan vardı.

Oğlanlardan biri konuşmaya başlayınca pür dikkat onu dinlemeye başladım.

"Kıyamam ben sana...sadece ablası varmış!" Diyerek kahkaha atmaya başladı.

Diğerleride kahkaha atarken Özgür ile birbirimize baktık. Kafamızı aynı anda aşağı yukarı sallayınca yine aynı anda birşey mırıldandık. "Hadi koçum!"

Yaslansığımız duvardan çıkarken hızlıca yanlarına gidip Toprağı kucağıma aldım.

"Beyler bir sorunmu var?"

Aradaki çocuklar aramızdan sıyrılıp okula girerken oğlanlar bir beni birde arkamdaki Özgürlük heykelini inceliyorlardı.

Ağzını yayarak konuşmaya başladı keko tarzlı çocuk. "Yok güzelim ama istersen senin ile olabilir." Diyip ardından göz kırptı.

Ben dediğine göz devirirken Toprak ve Özgürün kaşları çatılmıştı.

"Alay, en düşük zeka biçi-" sözümü bölen ağzıma kapanan minik ellerdi.

Toprak hala eli ağzımın üstündeyken konuşmaya başladı. "Abyama yavşama lay şey!"

Toprak merakla bana dönüp "abya o şey neydi?" Diye sordu. Ben sorduğu soruya kaşlarımı çatarken Özgür arkam'dan gülüyordu.

Biz ne ara caddeye çıkmıştık?

Eve doğru yürürken Özgür, Toprak ile atışıyordu. Ben ise onları izliyordum.

Ev geldiğimizde Toprağın elini tutup merdivenlerden çıkmaya başladık.

Özgürü girişte bırakmıştık.

Anahtarı kapının kilit e soktuğumda hızlıca adımlarımı bodruma ilerlettim. Toprağı bodrumdaki küflenmiş, tahtadan yatağımızın üzerine koyarken kapıyıda ne olur ne olmaz diye kilitledim.

Toprak korkudan titremeye başlamıştı bile.

Yanaklarımı ellerimin arasına alıp "Korkma bebeğim sana birşey olmayacak."

Toprak bu dediğime dudak büzerken konuşmaya başladı. "Abya biliyoyum sen beniy koyuysun ama sana bişey olacak" dediğinde haklılık payının olduğunu fark ettim.

Kapı çaldığında hızlıca toparlanıp odanın kilidini açtım. Toprağa son bir bakış atıp aynı hız ile kapıya koştum.

Kapıyı açtığım an yanağımda bir acı hissetmem bir oldu.

Bu kadar hızlımı?

Hala ayakta olmama sinirlenmiş olacakki saçımdan tutup karnıma tekme atmaya başladı.

"İhale mi kaybettim aptal kız!"

Canım acıyordu ama bir sorun vardı bu ruhsal acıydı.

Sırtıma sert bir tekme inmesi ile dudaklarımdan acı bir inleme döküldü.

Orada taze kemer izleri vardı...

Genç kız onları korku ve endişe ile izleyen kardeşinden habersizdi. Toprak daha küçük olmasına rağmen herşeyin farkındaydı. Ablasının onun için nelere katlandığını... Toprakta birkaç kez dayak yemişti o da ablası baygınken...ama ablası öğrendiğinde ona unutturmayı başarmıştı. Yerine güzel anılar koymuştu. Güneş, Toprağın annesi, Özgür ise Toprağın babası gibiydi. Eğer diyordu Toprak eğer ablasına birşey olursa ne yapardı? Nasıl yaşardı? Herşeyi biliyordu. Ablasının o rahat uyusun diye buz gibi zeminde yatamasını, ablasının onun karnı doysun diye yemediği yemeklere kadar herşeyi biliyordu.

Sırtıma bir daha tekme atılması ile dudaklarımdan acı bir inleme firar etti babam bu sefer saçlarıma dahada asılınca inlemelerim artık çığlıklara dönüşmüştü.

Babamın durmasını sağlayan yorulması değildi.

Tiz ama güçlü bir çığlıktı. Bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde yutkunamadığımı hissettim.

Olm 2. Kere yazmak çok garip bir hismiş.

Yalan/Devam EdiliyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin