beş

1.6K 85 5
                                    

Güneşten:

"Yav yasin abi şakadamı yapmasaydık?" Özgür başkomiser Yasin abiye açıklama yapmaya çalışırken araya girdim.

"Yasin abi vallahi billahi o sarışın emmioğlunun karısı olmasaydı burda olmazdık!"

Yasin abi bana 'Hadi canım?' Dermiş gibi bakınca derin bir nefes aldım.

Tamam belki olabilirdik..buraya az gelmişliğimiz yoktur.

Aldık işte başımıza belayı!

Şakamızı bir tek o kadın ciddiye almıştı ve şuan karakoldaydık!

Ha birde ağlaması varya!..

Resmen bizi karakolun önüne atıp gitmişlerdi aq.

Toprak Yasin abinin dizinde masadaki kağıtları boyuyordu. Yasin abi kafasıyla kapıyı gösterim Toprağı bana uzattı.

"Çıkın hadi keratalar."

Toprağı Yasin abiden alıp dışarıya çıktım.

"Ulan çay içemedik. En sonki muhabbetimiz ile çay çok güzel gitmişti!" Özgürün dediği şeyden sonra ona ters bir bakış atıp önüme döndüm.

"En son ki muhabbetimizde adam senin yüzünden istifa edecekti Özgür. Hayır yani acaba cinayet tanıklarından nasıl 'Sen Abdülhamidi savundun' atışmasına geçtiniz çok merak ediyorum!"

Bu sefer ters bakan ben değildim..

2 kişiydiler...

"Sen kaşlarını niye çatıyorsun velet?" Özgür, Toprağın bu tatlı hallerine dayanamamış olacak ki Toprağın en hoşlanmadığı hareketi yani yanağı acıtmayacak ama Toprağı delirtecek bir abartıda ısırdı.

.

.

.

"Buraya gel seni minik velet!" Özgür, Toprağa yetişmeye çalışırken Toprak bacaklarıma sarılıp arkama saklandı.

"Ablanmı koruyacak seni!?" Yerinde rahatsızca kıpırdanıp zorla gamzelerini sundu bize minik velet.

"Yo.."

Toprak bacaklarımı bırakıp Özgürün önüne geçti.

Eliyle 'Eğil' işaretini yaptı. Özgür sırıtarak eğildiğinde Toprak sağ elinin içine tükürürmüş gibi yapıp Özgüre tokadı geçirdi.

Bekle.. Tokadı geçirdi!?

Bu 2 oluyor koçum.. seninle şuan biraz daha yakınlaştık.

.

.

.

Özgür hala tokadın etkisinde şok ile evine giriş yaparken.

Toprak kucağımda sırıtarak el salladı.

Hayır yani centilmen bir erkek olarak ilk bizi eve bırakmayı teklif edebilirdi ama işte bizim hayellerimiz imkansız.

Evine girince yavaşca ana caddeye yol aldık.

Toprağa baktığımda önünden geçtiğimiz bakkalın açık kapısından raftaki çikolatalara bakıyordu.

Acaba.. Eve 5 dakika geç gelsem en fazla ne olabilirdi ki? Toprak aynı şekilde bakmaya devam ederken dayanamayıp:

"Hadi gel çikolata alalım sana." Dedim.

3 yıl önce | Güneş(14) Toprak(3)

"Hadi gel çikolata alalım sana."

Güneş başına gelecekleri bilmeden Toprağı kucağına aldı.

Güneş kardeşini karşı komşuları Songül ablasına bırakır ardından da okula giderdi. Toprağın onun yanında güvende olacağını biliyordu ama yinede aklının bir köşesinde Toprak vardı.

Okuldan döner dönmez koşturarak Songül ablasının evine gitti Güneş. Toprağı almak için kapıyı çalmıştı ki.. İçeriden tanıdık bir ses yükseldi.

"O küçük orospu artık bunu sana mı bırakıyor!?"

'Baba' dediği o adamın sesi.. ardından ise Bulutun çığlık çığlığa ağlaması.

Kapıyı kırarcasına çalarken kapıyı ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş Songül ablası açmıştı.

Onu umursamadan içeriye koşturup ağlayan Toprağı kucağına alıp odadan çıktı. Tabi ki arkasında boğa gibi kızarmış Salih Demiri bıraktığını biliyordu..

O günün akşamı da zaten olan olmuştu.. geri dönülemeyecek, izini ömrü boyunca taşıyacağı yaralar bıraktı "kızı" sandığı küçük anneye.

Bence güzeldi agalarım.. Ne dersiniz?

Üsteki yazıyı okuduğunuz için Teşeküler.

Yalan/Devam EdiliyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin