"Kapandı üstüme gece yarıları."

341 43 14
                                    


Bölüm Şarkısı: Finding Hope- 3:00 AM
(Medyayı dediğim yerde açabilirsiniz.)

Keyifli okumalar🖤

Taehyung'un peşindeydim. Elimden tutmuş, beni bilmediğim yollara sürüklemesine izin veriyordum. Zaten en başında derse girmeyerek bir halt yemiştim. Şimdi de başımıza ne geleceğini bilmeden, Taehyung'a güvenerek ilerliyordum. Taehyung'a yani. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan kalın kafalı birine.

Ara sokakların birinden geçip, ana yola indik. Otobüs durağı hemen sağ tarafımızda kalıyordu. Ben Tae'nin biraz daha gerisinden yürüyordum. Yorulmuş, terlemiş ve biraz da olsa acıkmıştım. Bu yüzden ağır ağır ilerliyordum. Bunu anlamış olacak ki tuttuğu elimi hızlıca kendine çekerek adımlarımı adımlarına uydurdu.

Durağa 3-5 adım kala, telefonumu cebimden çıkarıp saate baktım. Saat 17.30'a geliyordu. Umarım çok uzağa gitmezdik.

Duraktaki oturaklara oturduğumda Tae billboardlardaki konumların saatlerine bakıyordu. Sanırım otobüsün kaçta geleceğini öğrenmeye çalışıyordu.

"Çok şanslıyız gerçekten! 5 dakikaya burda olur otobüs. Yani umarım."

"Şanslılığımı seninle tanıştığım gün kaybettim ben kalın kafa."

"Niye öyle dedin ki şimdi sarı kafa? Prenses kalbim kırıldı şuan. Bak atmıyo. Elle bi!"

"Sus otobüs gelecek şimdi. Kaça biniyoruz baktın mı?"

"Öğrenci kartını basıyosun işte."

Bu çocuğun beynini kullanamaması beni yoruyordu.
"Off! Aptal öyle değil. Otobüslerin numaraları var ya onlardan bahsediyorum." Çok alık alık bakmaya başlamıştı.

"Hee tamam tamam anladım. 12/17'ye binip cafeler sokağında inmemiz gerekiyo. Tam önünden geçiyomuş. Hangi kafeye gireceğimizi de o piti piti yaparak seçeriz."

"Geriyosun beni Tae."

Uzaktan bana hayalet öpücüğünü gönderdi. Bende elimle sanki bana doğru geliyormuş gibi savuşturdum. Bunu görünce üzerime üzerime yürüyüp kollarımdan tutarak olduğum yere sabitledi.

"Sen misin lan benim öpücüğümü kovan!"

Yanağıma sulu bir öpücük bıraktı. Sonra çok şaşırmış gibi ağzını kocaman açtı.

"Jimiiiiniiieee! Yanakların ne kadar yumuşak. Jiminiiieee!"

"Tae biraz daha şansını zorlarsan yurda geri dönerim."

"Hayır dönemezsin çünkü otobüs geldi." demesiyle beni elimden tutup otobüsün içine çekmesi bir oldu. Diğer yolcular binmeden daha doğrusu insanlarla itişip kakışmadan öğrenci kartımı çantamdan çıkardım. Gerekli alana okuttuktan sonra otobüsün içine bakınıp Taehyung'u aradım. Tabiki hepinizin tahmin edeceği üzere çoktan bir yer bulmuş, yan koltuğuna gelmem için orayı patpatlıyordu.

Taehyung'a doğru gidecekken otobüs harekete geçti. Telaşlanıp tutunacak bir yerler ararken biri elimi otobüsün üst tarafında bulunan tutacaklara götürdü. Neredeyse düştüm düşecektim. Sıkı sıkıya tutundum tutacaklara. Şöför de otobüsü düğüne geç kalmış doblocu enişte gibi kullanıyordu. Arkamı dönüp bana yardım eden kişiye teşekkür etsem edemiyordum anlayacağınız. Bu yüzden teşekkür işini bir kenara bırakıp yavaş yavaş Tae'nin yanına doğru adımlamaya başladım.

Gerçekten bu çocuğu nereden başıma bela etmiştim bilmiyordum ama, bir insan evladı bu kadar umursuz olamazdı ya! Ben orda canla başla hayatta kalma savaşı verirken beyfendi kafasını cama yaslamış iç çekiyordu. Hayır yani insan der 'Benim yanımda bir tane sarı kafa vardı nerede?' diye bir bakar çevresine. Yok, düşünme yetisi yok bu çocukta.

Show and Tell ℘ JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin