Selinay ın yazdığı notu bir an önce okumalıydım. Etrafıma bakındım Selinay ı göremiyordum. Çağrı da yoktu şimdi daha çok merak etmiştim. Hemen notu açıp okumaya başladım. Notu okurken bir yandan Hazal beni çağırdı. " Derin koş! " demesiyle notu katlayıp cebime koydum. Yanına doğru gittim. " Ne var neden öyle bağırıyorsun " derken bana dışarı bak dedi. Baktığımda gördüğüm şey beni çok üzdü. Botan ile bir kız el ele dışarıya doğru gidiyordu. Bizim çıkmamıza bir ders vardı. Fakat benim onların ne yaptıklarını görmem ve bilemem lazımdı. O kızında kim olduğunu bulmalıydım. Hazal a hemen çantamı al gidiyoruz dedim. Ve hızlıca kantine indim. Hemen kantinde gördüğüm ilk kıza " Merhaba bana yardım eder misin lütfen çok acil " dedim. Kız da bana " Tabi ne oldu ne yapmalıyım ? " dediğinde ona Botan ı oylamasını söyledim karşılığında benden kolumdaki bilekligi vermemi istedi. Fakat onu bana Çağrı almıştı. Aslında biraz istemsizce bilekliği kolumdan çıkarıp ona verdim. Kız yanına gidip konuşmaya başlar başlamaz. Hemen bende ikinci plana geçtim. Kantinciye doğru yaklaştım. Yaklaşırken sırtımı kaşıyordum. Hemen ona " Recep Ağabey bana makası verir misin ? " dedim. Bana okul müdüresinin kızdığını ve vermeyeceğini " dedi bende ona " tişörtümün etiketini kesicem lütfen " dedim ve aldım. Tuvalete gidiyor gibi yapıp gizlice Botan'ın arabasının yanına gittim ve kantinden aldığım makası tekerleğe batırdım. Bir şeyi unuttuğumu biliyordum ve çığlık sesini duyar duymaz aklıma geldi. Peki o kız nerdeydi ? Tabikide arabanın içinde Botan'ı bekliyordu. " İmdat ! " diye bağırırken onu düşünmem için çok geçti. Ordan bir hızla koşarak kaçtım. Arkama bile bakmadım. Nefes nefese kaldım. Çantamda yanımda değildi telefonumda yoktu ve okulun dışına doğru kaçmıştım. Peki şimdi ne yapacaktım ? Evede gidemiyorum param çantamda tek çarem geri dönmekti. Geri döndüğümde kimse dışarıda yoktu. Botan ın arabasıda orada değildi. Okuldan içeri girerken ayaklarım titriyordu ve kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Birinden telefonunu ödünç aldım ve Hazal ı aradım. Hazal açtığında " nerdesin? " dedim. Bana " asıl sen nerdesin neler oldu neler " dedi. Konuşmasını bitirmesine izin vermeden okulun arka bahçesine gelmesini söyledim. Geldiğinde epeyce konuştuk herşeyi anlattınca bana çok kızdı." Nasıl böyle bir şey yaparsın delirdin mi sen ? " derken gözümden yaşları tutamadım. Ve ağlamaya başladım. " Ağlama ! Kalk hadi eve gidiyoruz " dedi. Kalktım gözyaşlarımı sildim. Okuldan çıkarken birinin Derin diye bağırdığını duydum. Ama Arkama bakmadım. Taksi durağına gidip bir taksiye bindik. Bize gittik. Cebimdeki notu okumaya başlarken Hazal notu elimden çekti ve okumaya başladı. Notun içinde
Derin sana bu notu yazmamın sebebi hatta tek sebebi Çağrı biliyorsun o seni seviyor bense onu ama sana bunları anlatmak için yazmıyorum. Onu ilk defa çok kötü bir halde gördüğümü ve her ne kadar istemesemde senin iyileştireceğini biliyorum bu yüzden senden yardım istiyorum ne olur Çağrı ya yardım et !!!
Hazal bana " ne yapacaksın " diye sordu. Bense ona sadece bakmakla yetindim. Aslında bende ne yapacağımı bilmiyordum. Bir anda bir mesaj geldi. Mesaj Botan' dan gelmişti. Bana ilk buluştuğumuz kafeye gelmemi söyledi. Ve acele et ! diye de mesaj atmıştı. Hazal bence gitme demesine rağmen oraya gitmeliydim. Hazırlandım ve çıktım. Aynı yerinde oturuyordu. Yanına gittiğimde ilk tanıştığımız gibi ayağı kalmadı ve suratından belliydiki bana çok sinirliydi. Yanına gidince " Neden beni çağırdın ? " dediğimde bana " Neden mi hala utanmadan soruyor musun ? " Diye çıkıştı. Bense dahada üzülmekten başka bir şey yapamıyordum. " Neden böyle yapıyorsun benden ne istiyorsun ? " dediğinde başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ona seni seviyorum demek vardı ama hiçbir şey demeden suskunluğuma devam ettim. " Okuldan ayrılıyorum " deyince refleksten yada aşkımdan " Hayır ayrılmazsın " dedim. Masada bir sessizlik oldu. Daha sonra " Derin beni sevemezsin çünkü ben sana göre değilim " dedi. Bende " Bana göre olmayabilirsin ama ben seni seviyorum o seni bana göre yapıyor " dediğimde ise bana öylece bakıp ayağı kalktı. Hesabı ödedi çıktı gitti. Beni kafede yalnız başıma ve yaralayarak bıraktı. Öylece çekip gitti. Ben ona kıyamazken onun beni sevmediğini bilmek içimi yakıyordu. Otobüs durağına ilerledim. Aklımdan sadece Botan geçiyordu. Acaba oda beni düşünüyor mu ? Beni hissediyor mu ? En önemli soru beni seviyor mu ? Bu soruları kendime sordum. Peki cevapları varmıydı. Karne haftası okula gitmedim. Yüzünü görmek beni yaralıyacağını biliyordum. Karne Günü okula gittim. Aslında kötü değildim. Tam tersine daha heyecanlıydım. Okula gittim karneleri dağıttılar. Gene teşekkür almıştım. Bu sefer İngilizcem iyiydi. Yüzümdeki gülümseme ile Karneme bakarken biriyle çarpıştık. Kuzeydi. Onu Çağrıyı kıskandırmak için kullanmıştım. Beni görünce karnemi yerden alıp bana verdi. Verirken iyice süzdü beni. Bu hoşuma gitmişti. " Özür dilerim " dedi. " Önemli değil ben sana çarptım asıl ben özür dilerim " dediğimde birbirimize bakarak güldük. Kuzey de hoş çocuktu. Hem lise 4 hem arabası var hemde havalı basketçi çocuk . Bana " sinemaya gidelim mi ? " dediğinde biraz düşündüm. Sonra önümüzden Botan ve o kız gene el ele çıktılar. " Evet hadi gidelim " dedim. Bizde arabaya doğru ilerlerken Kuzeyle çıktığımızı düşünen herkes bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Arabaya binerken Botan ile Kuzey in arabaları burun burunaydı. Arabaya binerken Botan ın gözlerinin içine bakıyordum. Önce bana bakmadı. Sonra gidene kadar gözlerimizi ayırmadık. Alışveriş merkezine girip sinema katına çıkarken Botan ında burda olduğunu gördüm. Kuzey " Aşk Sana Benzer e iki bilet verir misiniz ? " dedi. Görevli de " sevgili koltuğumu yoksa normal mi ? " dediğinde " sevgili koltuğu olsun " dedi. Duyar duymaz bir hışınla kafamı çevirip gözlerimi ne yapıyorsun dercesine açtım. O sadece bana gülmekle yetiniyordu. Salona girdik. Okuldan bir çok kişi oradaydı. Botan ve sevgiliside bizim iki alt çaprazdalardı. Filmi izlerken bir gözümle onada bakıyordum. Film arası oldu ben tuvalete gitmek istedim. Kalktım arkamdan Botan ın yanındaki kız da geliyordu. Tuvalette elimi yıkarken bana sen o sun. " Dua et ki Botan hocan bana sen karışma dedi. Yoksa ben ne yapacağımı biliyordum " dediğinde kanım donmuştu. Ordan çıkar çıkmaz Kuzey in yanına gittim. Mısır almıştı. Oturdum ve filmin başlamasını beklerken Botan a bakmamaya çalışıyordum. Film başladı. Mısırı yerken Kuzeyle ellerimiz değiyordu. Çok farkında değildim. Tekrar mısır alırken bir anda elimi tuttu. " Ne yapıyorsun ? " dedim. Bana bir şey demeden dudaklarıma yapıştı. Sanki o anda herkes bizim öpüşmemizi bekliyormuş gibi bize bakıyordu. Onu itmeye çalıştım ama olmuyordu. Benden daha güçlüydü. Sonunda ayrıldığımızda Botan ın da bize baktığını gördüğüm de Kuzey e tokat atıp sinemadan dışarı doğru koştum. Bir anda mesaj geldi. Mesajda ;
Demekki artık sana göre değilim !
Bu mesajı okurken dolan gözlerimi rahat bıraktım ve ağlamaya başladım. Ağlarken bir anda biri beni kolumdan çekip kendine çevirdi. Ve bana sarıldı. Kuzey di. Bana " ağlamana gerek yok ben yanındayım " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Aşk
AléatoireSen kendini olduğun gibi kabul etmezsen karşısında kişi seni nasıl olduğun gibi kabul edebilir? Benim en büyük eksikliğim buydu ben kendimi olduğum gibi kabul etmiyordum. Eve kapanıp kendi dünyamı kurmuştum farklı şehirlerden farklı insanlarla tanış...