Bölüm 5

189 19 2
                                    

Nasıl bana bu kadar yakın davranıyordu. Anlam veremiyordum. Az önce ona tokat attım ve çıktım..
Aslında tek düşündüğüm Botan ın beni sevmemesiydi. Kalbimde ölen kelebekleri canlandıracak gücüm var mı ?? Bilmiyorum bunu öğrenmenin en iyi yolu kendimi zamana bırakmaktı. Birden yere düşmemle düşüncelerimden ayrıldım. Ve hemen ayağa kalktım. Birbirlerine giren Çağrı ve Kuzey gördüğümde ağzım "O" şeklinde açıldı. Hemen " Yeter durun artık yeter" e harfini bastırarak ve bağırarak söylediğimden herkes bana bakıyordu. Fakat Çağrı ve Kuzey in umrunda değildi. Hala kavga ediyorlardı. En sonunda ayrıldıklarında ikiside fena haldeydiler.
"Neden böyle bir şey yaptınız ? " Kuzey " Birden oldu bende anlamadım" dedi.
Çağrıya dönüp baktığımda hala kötü kötü bakıyordu. Bu haline üzülsemde yanına gitmedim. Kuzey ide alıp hemen ordan ayrıldık. Yol boyunca sessizlik hakimdi. Ama o sessizlik illaki bozulacaktı.
" Derin sen Çağrı yı seviyor musun ?" Bu soru üzerine ne kadar şaşırsamda cevabı biliyordum.
"Tabikide hayır neden sordun ? ? " dediğimde hemen bu soruyu beklermiş gibi " Öylesine böyle davrandı ya " dedi. Gene sessizlik varken bilmediğim bir yere gelmiştik. Bu eve hiç gelmemiştim. Acaba bu beni eve mi ... yok artık be Derin kızım ne fesatsın .
+Niye buraya geldik ? "
-Çünkü burası bizim evimiz
+Olabilir ama benim ne işim var ?
-Senle zaman geçirecez ?? '
+Hıııı ??? " bunu öyle bir söylemiştim ki anlamış olmalı hemen göz devirerek konuştu. "Yuh Derin sence böyle bir şey için eve gelir miydik ? " dediğinde utancımdan yüzümün kırmızının her tonuna dönmüştü. Cevap vermeyeceğimi anladığından içeri geçti. Bense onu takip ediyordum. Tamam bizde zengindikte bu ne lan ?? Ev ev değil Saray yavrusu mübarek ... İçeri geçtiğimizde evin duvarlarının beyaz mobilyaların ise renkli olduğunu görmek içimi ferahlattı. Evde kimse yoktu. Acaba yalnız mı yaşıyor ? Cesaretimi toplayarak sessizliği bozdum.
"+ Yalnız mı yaşıyorsun ? " bıyık altı sırıttı ve hemen konuştu.
- Hayır ailemle yaşıyorum
+ Peki neredeler ?
- Şuanda iş seyahatindeler. Neden sordun ?
+ Hiç merak ettim. Dudağın kanıyor. Söylediğime şaşırmamış gibiydi.

_____________________________________

Sabah yine annemin ölümcül sesi ile uyandım. Tabikide bu ses beni benden alıyordu. Annemi öldüresim geliyordu. Ha bu arada dün bir şey olmadı. Sadece Kuzey in yarasını temizlendim. Hazal arayıncada hemen ordan ayrılmıştım. Her sabah yaptığımı yapıp gene mal gibi bir yere odaklandım. Tekrar annemin sesi gelince kalktığım gibi banyoya ilerledim. Banyoda kişisel temizliğimi yaparken uyanma sebebim aklıma geldi. Gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Vicdanı körelmiş kadın -namıdeğer annem- beni onbeş tatilde kursa yolluyordu. İçimden öyle küfür ediyordum ki anneannem ölebilirdi. Tekrardan sesi duyuldu.
+ Deriiiin !
- Geliyorum anneeee
+ Hadi kızım bak geç kalacaksın
- Yollama o zman diye anneme atar yapınca bir anda banyo kapısı açıldı. İçeri giren annem hışınla saçlarımdan tutup beni odama sürükledi.
- Ya üstünü giyersin yada terlik yersin
Bu sözü üzerine anneme inanmayan gözlerle baktım. Bana " sen kiminle oynuyorsun " bakışı atıp odadan çıktı. Gelde dediğini yapma hemen giyindim. Mutfağa gittiğimde gözlerime inanamadım. Nutella kavanozu ve taze doğratılmış somun ekmek. Hemen annemi öpücüklere boğdum. Sonuçta bu Nutella şakaya gelmez. Annem beni itip "sırnaşma git az ötede yaşa" bakışı atıyordu. Lann bir dakika annemle ne zamandandır bakışlarla konuşuyorduk. Bunu farkettiğimde yemeğime devam edip sustum. Olabilir böyle şeyler normal zaten yarın güneş batıdan doğacak ;)))))))) Gözüme saat çarpınca hemen kalktım üzerime dar kotumu kapşonlu büyük bir siyah tişört giydim. Ayakkabıda pembe bahçıvan çizmelerimi ve ona uyan pembe bahçıvan kabanımı aldım. Saçımı açık normal şekilde bıraktım. Hafif makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Spor adidas tek kollu yandan takma çantamı aldım. Allahtan siyah ojelerim düzgündü. Telefon ders araç gereçleri makyaj malzemesi ıslak mendil derken kapıdan çıktım. Ufuğa bana bir taksi cağırmasını söyledim. Ufuk bizim yardımcılarımızdan biri severim hepsini. Çünkü ben onlarla büyüdüm. Taksiye biner binmez adresi ona verdim. Geldiğimizde bir şey eksik olduğunu biliyordum. Zaten hemen belli oldu. Cüzdan !!! Cüzdanım !!! Taksiciyle malca bakışırken aklıma telefon kabımdaki para geldi. Şükürler olsun ki zulam her zaman vardır. Taksiciye parayı verdim vermesine de ben şimdi ne yapacam. Ahh tabi ya kredi kartım babamın bana para yolladığı hesaptan parayı çektim. Yanımda para ile kursa vardım. Bu kurs daha çok bir binada evde veriliyordu. Öğretmenlerden biride bizim komşumuz Nihat hocaydı. Beni görünce yüzünde tebessüm belirdi. Bende karşılık verdim. İçeri girdiğimde gördüğüm kişi ile gözlerimi sımsıkı kapattım. Ve onu o gözlerini gördüm. Aklıma kazıdım. Ama ona hala kırgındım yanındaki kızda kimdi hala bilmiyordum. Diye düşünürken bir anda o kız odaya girdi. Botan a bakıp " Abi benim karnım acıktı seninde işin yoksa yemeğe gidelim mi ? "
Botan hemen ayaklandı. İkisi çıkarken ben sadece arkalarından bakakaldım. Neyseki kız onun kardeşiymiş. Bu da gelisme tabikide. Ben böyle dalmışken Nihat hocanın sesi ile ona döndüm.
" Derin hadi otur biraz seni matematiğe çalıştırayım bugün sadece matematik ve ingilizce var. " duyduğum cümleleri bir araya getirirken cevap bekleyen Nihat hocaya bakıp " t-tamam " dedim. Ben neden kekeliyordum. Uff sıkıcı matematik dersinden sonra yarım saat mola verdim. Bu fırsatta hemen kendime bir orta boy pizza söyledim. Öyle acıkmıştımki nefes almadan yiyordum. Sonra izlediğimi farkettim. O yöne dönmemle kızıl saçları beline kadar gelen o ela gözlerini hayretle açıp bana bakan sevimli kıza tebessüm ettim. O ise çok rahat şekilde bana gülerek yanıma geldi. Elini uzatıp " Merhaba ben Sude " dedi. Bende lokmamı bitirmeye çalışıyordum ama ne lokmaysa bitmedi. Kızın suratı asıldı ve elini aşağı indirdi. Tam kalkarken lokmamı bitirmemin şerefi ile "Bende Derin " diye bildim. Yüzündeki tebessüm geri gelirken biz baya konuştuk. Iyi bir kız olduğunu anladım. Birbirimize numaralarımızı verirken birden adımı bağıran sesle midemdeki kelebekler varlığını ilan etmişti. Botan beni çağırmıştı. Yanına gidince " Ne var ? " bakışı attım. O ise duygusuz yüz ifadesi ve soğuk sesiyle " Ders zamanı hadi otur ! "Demesi ile hemen oturdum ve ders başladı. Masanın üzerindeki telefonum titreşince arayanın Hazal olduğunu gördüm. Ne kadar özlesemde açamadım. Çünkü bir anda telefonum kapatıldı. Ve Botan ın cebinde yerini aldı. "Yaaa telefonumu verir misin ? " dedim. Bana gülümseyerek bir test bıraktı. " Eğer çözersen telefonunu alırsın yoksa telefon yok! " sesi sona doğru kararlı ve sertti. Bense pufff layarak testi çözmeye çalıştım. Bitirdiğimde sinsice sırıtarak testi bırakıp elimi açtım. Elime değen Note 3 ile çok mutlu olmuştum ki elime eli çarpan Botan yüzünden telefon yere düştü. Ve camı kırıldı. Olanlar saniyeler içinde olurken ben ise yerde filmlerdeki gibi biri vurulunca ağlayan yakın olarak Note 3 ümü elime alıp ağıtlar yakıyordum. Bir anda kolumdan çekilmemle kendimi Botan ile fazla yakın halde buldum. Kokusu fena halde hoş kokuyordu. Resmen o koku ile içim geçmişti. Fakat kendimi hemen topladım. Hala kendimi kötü hissediyordum. Note 3 lan Note 3 annem beni öldürecek zaten derdi buydu. Bir açığımı yakalarsa biriktirdiği her şeyi kusacaktı. Peki şimdi ne yapacaktım ? Nasıl bir cenabetsem her şey beni buluyor. Hemen Note 3 ümü yerden aldım. Galiba eks olmuştu. Işte şimdi ayıkla pirincin taşını. Botan ın konuşmasına fırsat vermeden hemen kalktım. Kendimi dışarı atmamla yağmur tanelerini hissetmem beni kendime getirdi. Eve vardığımda elimde kırık note 3 vardı. Gidip anneme herşeyi anlatmalıydım. Bende öyle yaptım. Annem önce inanmadı ve "yeni telefon istediğini soyleseydin alırdım kızıma" dedi. Gözlerim resmen yuvalarından çıkacak bu kadına ne oldu böyle ? Üzerimdeki şoku atlatırken annem bana Hazal ları bize davet etmemi bende Hazal ile yeni telefon almaya gitmemi söyledi. Şaşırdım mı peki ??? Tabikide annem lan annem daha boşa çikolata almama izin vermeyen kadın. Git yeni telefon al diyor. Ayrıntıları düşünmeden Hazal ı aradım. Bize gelene kadar üstümü değiştirdim. Cüzdan telefon takımını alıp Hazal ile evden çıktım. AVM ye varınca hemen beğendiğim telefonu aldım. Tabikide Iphone 6 Plus şimdi neden Iphone 6 almadım. Çünkü küçük diye düşünüp gülüyordum. Birazda gezelim derken Hazal ın beni bir yere ıneklemek ile konuşma başladı.
+ Hazal ne oluyor be ne yapıyorsun ?
- Derin Can burdaaa ! (Can Hazal ın hoşlandığı çocuk ve Kuzey in kankası)
+ Ne! Hani nerde bir merhaba diyeyim ayıp olur şimdi " bunun üzerine Hazal beni bir cimcikledi. Ağzımdan çıkan çığlık sesi tüm insanların dikkatini çekti. Bu arada Can bizi gördü. Yanımıza yaklaşıp " Birşey mi oldu Derin iyi misin ? " dedi. Bense kafamı sallamakla yetindim. Bir yalan uydurup bunları yanlız bırakmalıyım. Evvet Hazal dönüp tüm sevecenlikle " Ya canım benim işim çıktı. Sen Can ile devam etsen " deyip tepkisini ölçtüm. Bakışları ile beni öldürdü. Işte şimdi gelde bu sürtüğü dövme seni çocukla yalnız bırakıyorum. Bana attığı bakışa bak !!! Cevap vermeyince bende hızla AVM nin çıkışına doğru yürüdüm. Etrafa bakarken telefon kabı satan bir yer gördüm. Hemen içeri girip beğendiğim 5 iphone kabı , bir telefon başlığı , ve birde kırılmaz camla kaplama yaptırdım. Hızla eve gidip telefonumu açtım. Sade kırmızı silikon kabı taktım. Arkasına siyah Cd kalemi ile çok güzel şekilde "If we burn , you burn with us * " yazdım. Şimdi tamamdır. Icine tüm sosyal medya uygulamalarını-snapchat.instagram.whatsapp.facebook.vb.- indirdim. Yeni telefonumla snap atarken whatssapta grup oluşturmuşlardı. Grubu açtığımda gördüğüm isimlerin çoğunu tanımıyordum. Ama bizim okulda oldukları. Belliydi. Sabaha kadar uyumadım. Telefonumla oynadım. Zaten kurs bugün yoktu. Dışarı çıkacaktık. Melsa Beril Hazal Ben ve Aslı cafede bir şeyler içicektik. Uyandığımda saat 15.13 tü ve biz 15.00 da orda olacaktık. Hemen telefonuma baktığımda hala inanamadım. I phone um var. Hızla üzerime dün ayarladığım siyah kalın elbiseyi altına siyah yırtık imaj külotlu çorap ve leopar desenli botlarımla hazırdım. Saçlarımı salaş aşağıdan dağınık topuz yaptım. Öndeki pelçemlerimi açık öne bıraktım. Kırmızı ruj , rimel , allık derken makyaj bitti. Hemen her zaman yaptığım şeyi yapıp deodorantı üstüme boşalttım. Siyah orta boy çantamı alıp içine makyaj malzemeleri cüzdanım telefonum kulaklığım şarj aleti vb. Şeyleri koyup deri ceketimi alıp çıktım. Adresi verdim ve telefona baktım. Saat 15.48 di . Nerdeyse yarım saatte hazırlanmışım iyi oldu. Cevapsız aramalara bakıp Hazala mesaj attım.

Yoldayım geliyorum bekleyin bana bir sütlü kahve ve havuçlu kek sipariş et !!

Yazıp yolladım. Oraya varınca hemen bizimkileri buldum. Oturduk ve başladı sohbet ay pardon sohbet mi dedim dedikodu . Sorunsuz geçen günün ardından yorgun bir şekilde eve geldim. Hemen soyunup banyoya attım kendimi. Küvete sıcak su doldurup biraz duş jeli doldurup köpürttüm. İçine girip biraz dinledim. Gerçekten çok iyi geldi. Annemin sesi ile aşağı indim. Babam ve annem masaya oturmuş beni bekliyorlardı. Hemen yanlarına oturdum. Büyük bir açlıkla yemeğimi yedim. Bi ara babam " Yavaş ye kızım boğulacaksın " dedi. Hızımı azalttım ama yemeğim zaten bitmek üzereydi. Tam duyduğumu hissederken ayağı kalktım. Odama giderken annemin beni cağırması ile ona baktım. " Hadi Derin benle babana kahve yap kızım !
Ne ben mi kahve yapıcam ??
Evet kızım ne oldu hem sonra mutfağı da toplarsın . " anneme " Dua et anamsın " bakışı attım . Gidip dediği her şeyi yaptım.

______________________________________

Tüm kış tatilim o aptal kursta geçti. Zaten Botan ingilizce derslerimi Yakup hocaya devredince kursun tek pozitif özelliği yok oldu. Sabahın köründe çalan telefon alarmı ile uyandım. O lanet melodinin beynime işlediğini hissediyordum. Ne yalan söyleyeyim okulu özledim. Okul kıyafetlerimi giyip çantamla aşağı indim. Ha bu arada artık o kurbanlık koyun gibi gösteren kıyafetleri giymeye başladık. Lacivert okul eteği ve beyaz okul gömlek olan varya hani sadece üzerine istediğimiz kazağı giyebiliyorsunuz. Kahvaltımı yapar yapmaz kısa beyaz çorap ve leopar desenli ayakkabımı giyip koşarak evden çıktım. Çünkü servis şoförü kornaya basarak evdekilerinde dikkatini çekmek istiyordu heralde. Tam servise binerken bir çocuk gördüm. Yakışıklı uzun boylu siyah saçları ve okyanus gözleri ile kasları çok uyumluydu. Ne kadar tanışmak istesem de geç kalmanın zararlı yanı olarak hemen servise binmek zorunda kaldım. Ona bakarken servis hareket etti. Hazalda benim gibi onu izliyordu. Biz hala Selinay ile barışmadık. Okulun içine girerken ne kadar çok yeni öğrenci vardı. 2. Dönem değil mi niye okul değiştiriyorsun ki . Hazal ile yakışıklı taraması yaparken birine çarptım. Tabikide bu bizim sınıftaki sulu Atalay dı. Şimdi neden sulu Atalay ? Çünkü Atalay tüm kızlara yavşar. Ama çok komik ve cok sevecen bizde herkesin bir lakabı var benimki mi ne biliyor musunuz ? Kahveci Peki neden Kahveci çünkü her zamn ilk kahve içerim. Ve hep bir araştırma olsa kahvenin etkilerini araştırırım. Atalay ın lafı ile ona döndüm.
" Off Derin şu kızı gördün mü ?
Hangisi 11-A daki mi ?
Evet nerden anladın.
Çünkü herkes ona bakıyor ve ben onu tanıyorum.
Kim kim hadi beni tanıştır" dediğinde saçmalama bakışı ile onu susturdum. Kimden bahsediyoruz tahmini zor ama ben söyleyeyim Botan ın kız kardeşi Eylül'den kız resmen okulu bile eline aldı. Neyse sonuçta burda gene ben demirbaşım . Telefonuma gelen mesajla kimden geldiğine baktım. Kuzey dendi.

Gene çok güzel olmuşsun ;)

Etrafıma bakındım. Ama onu bulamadım. Bende görebileyim diye bu mesajı attım.

Saol ama ben seni hala göremedim. Bakalım sen nasıl olmuşsun ?? :))))

Anında mesaj geldi.

Sağ tarafına bak basket sahasındayım.

Bu çocuk basketbolla ölecek zaten boyun 1.90 daha neyine oynuyorsun. Ona bakarken oda bana bakıyordu. Göz teması çok olunca utanıp hemen gözlerimi kaçırdım. Tam yanına giderken bir kolumdan tutup beni çekti. Botan dı.

BOTAN!!!
BOTAN ARAZ!!!
BENİ TUTTU!!!!
BENİ !!!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 26, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin