Kitaplar Ne Demişti, Ne Olmuştu...

819 57 7
                                    

Canım okey atıp kalp kırıklığından kurtulmak istiyor aq. Neyse en azından çocuklarım mutlu olsun. Bu arada 100 okunma olmuş kendimi tebrik ederim beklemiyordum. Oy ve yorum pek takmam zaten kitabı okumaya devam ediyorsanız beğendiğiniz anlamına gelir. Çok uzattım... Neyse bölümü yazayım.


Altı

Jimin bir süre oyalandı ama boşunaydı. Namjoon çağırsa her yere giderdi, beklemesini istemiyordu zaten. Hava da bugün pek güzel değildi. Her yer kara bulutlarla doluşmuştu. Hayatını en iyi anlatan hava durumu değildi ama şu anki moralini ne iyi anlatan hava durumuydu. Pek fazla özenmedi, üstünü bile değiştirme gereği duymadan sadece hırkasını, maskesini ve şapkasını alarak dışarı çıktı, binadan çıkana kadar tamamen hazırdı. İşin komik yanı kendini felakete gider gibi hissetmesine rağmen özenli davrana bildiği kadar davranıyordu, içi daha büyük bir felaketti zaten ama yine de felaketlere alışmıştı artık. Ne olacaksa olsundu. Zaten hayatı böyle yaşamıyor muydu bir yerde herkes.

Kafasını gökyüzüne çeviresi geldi birden öyle de yaptı. Hafif çiseliyordu, bu koca kara bulutlardan bu kadar narin ve sıcak damlalar nasıl dökülüyordu acaba? Aklını bir süre kurcaladı bu durum. Ama yine de gülümseten bir durum olduğu için umursamamaya çalışarak yoluna devam etmeye başladı. İlerde Namjoon'u gördüğünde gülümsemişti, tahmin ettiğinden daha kalabalıktı gizlenmesi iyi olmuştu. Biraz daha hızlandı ve koluna dokundu.

Jimin o an tekrar düşündü, milyon kişi arasından bile Namjoon'u seçebilirdi. Çünkü biri sizin ışığınız olduğunda diğer ışıklar çok sönük gelirdi.

Namjoon beklemekten sıkılmamıştı doğrusu gülümsedi, onu beklemek gerçekten en iyisiydi. Sonunda o varsa gerçekten uzun süreler beklerdi, sıcak bir tepsi kurabiye yiyeceğinizi bilirseniz saatlerce fırının önünde bekleyebilirdiniz. Olay da tamamiyle bundan ibaretti işte. Namjoon bu kararı alırkende aklını kurcalamıştı bu bekleme olayı, bir insanı dünyanın sonuna kadar beklerim demek çok büyük bir cümleydi ve Namjoon inanılmaz derecede bu cümleye kafayı takmıştı hatta sırf ölçmek için önce buraya gelmiş sonra mesaj atmıştı.

Koluna dokunan el ile anlık bir korkuya kapıldı, Jimin ile özgür bir randevu yaşamak istiyordu. Yani şu an Jimin'in bir randevu olduğundan haberi yoktu ama sonuçta bu bir randevunun ön gösterimiydi. Birinin onu tanıması iyi olmazdı. Dudağını ısırıp kolunu tutan ele döndüğünde gözleri parladı, Jimin'e sıkı sıkı sarılası vardı ama bunu sonraya sakladı ona söyledikten sonra daha sıkı sarılırdı. Doya doya sarılırdı.

Namjoon gülümseyerek Jimin'i bir kenara çekiştirdi. Çok göz önünde olmasalar iyiydi.
"Jimin uzatmayalım, direkt diyeceğim. Bir kere daha söyleyebilir miyim bilmiyorum o yüzden iyi dinle tamam mı? Ben senden çok hoşlanıyorum hatta o kadar çok hoşlanıyorum ki seni düşünmekten kafam patlıyor. O yüzden benimle flört et." dedikten sonra kulaklarını kapatmıştı. Ne olur ne olmaz, kötü cevaplara pek hazır değildi. Sonra Jimin onun üstüne atladı, cidden! Namjoon onu düşüreceğim korkusuyla başından beri istediği sıkı sarılmayı gerçekleştirirken Jimin'in şen kahkahasının peşi sıra "Olur!" diye neredeyse bağırarak olumlu cevap vermişti.
×××

Jimin elindeki çilekli dondurmayı ısırarak yerken Namjoon'u kolundan çekiştirerek yeni gördüğü oyun aletine ilerlemişti. Namjoon ise Jimin'in hızına yetişemeyeceğinin farkındalığıyla "Jimin bir kafede oturamaz mıyız? Çok yoruldum." Jimin Namjoon'un mızmızlanması ile ona dönüp dondurmasını uzatmıştı, bir nevi çocuklara verilen sus payı gibiydi ama Namjoon kanmamış bir de üstüne dudaklarını büzmüştü. Jimin bir an için, oracıkta eridi sandı ama neyse ki erimemişti. Bu anları eriyerek kaçırması kötü olurdu. Gülümsedi, o bu şekilde ne isterse yapabilirdi. "Biraz sonra ara bir sokakta çok güzel bir çay dükkanı var, çok fazla müşterisi de olmaz hem. Hadi oraya gidelim."
×××

Namjoon Jimin'in son izlediği romantik komedi filmi dinlerken, pek odaklanamamıştı. Jimin sevdiği şeylerden bahsederken kendini bile unutarak anlatırdı ve Namjoon da tam o anı bu şekilde, özgürce izlemekten büyük bir zevk duyuyordu. Hayatının sonuna kadar onu özgürce izlemek istedi. Bu izlemeler son bulmasın istedi. Jimin birden kafasını ona yaklaştırıp gülümseyince neredeyse tamamı Jimin ile dolu hayal aleminden çıkıverdi.

Kitaplar iki erkeğin aşkı bir yere varmaz, yasak meyvedir demişti. Jimin'in aşkı ise bu dünyada en hakkettiği şeydi belki de. Kitaplar ne demişti, ne olmuştu...

Ha bir de unutmadan hava durumu, olay habercisi değildir. İnanmayın böyle şeylere.

×××

Randevunuza kurban olsunlar. Neyse uyumam gereken konular ve toplamam gereken yıkıntılar var o yüzden kısa zamanlı bir elveda.

İyisiniz umarım.

Ne zaman okuyorsunuz bilmiyorum bu yüzden; günaydınlar, iyi günler, iyi akşamlar, iyi geceler dilerim.
-Lolia

Love Maze 'KimNamjoon°ParkJiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin