#4 Siyah

311 29 12
                                    

Genç adam masasının üstünde duran,resimdeki kadına baktı. Onu özlüyordu. Yokluğunu her gün daha da hissediyordu. ' Şimdi yanımda olsan belki de her şey daha kolay olurdu.'diye düşündü. Ona minnettardı hemde çok. Ona dünyanın en güzel hediyesini,kızını vermişti. Üç senedir hayatında ondan başka hiçbir kadın olmamıştı. Bazı geceler barda tanıştığı kadınları evine davet eder, sonra da içi rahat etmeyip kovardı. Artık onun için cinsellikten önce gelen şeyler vardı. Çünkü karısına saygısını hiç yitirmemişti ve bir daha kimseyi sevemiyeceğine inandırmıştı kendini. Telefonunun sesiyle düşüncelerinden kurtuldu. Ekranda Meliha Anne'nin aradığını görünce Ilgım'a kötü bir şey olduğunu düşündü. Hemen telefonu açıp " Efendim Meliha Anne ?" dedi.

"Müsait miydin oğlum ?" dedi telefonun öbür ucundan kadın.

"Müsaitim müsaitim. Kötü bir şey yok değil mi ?"

" Yok be oğlum. Şey diyecektim... Şu uçak biletinin tarihini biraz daha ertelesen diyecektim."

"Olur ertelerim de bir sorun mu var ?"

" Yok oğlum Ne sorunu.Hemen telaşa kapılma. Bu gün birkaç kızla daha görüşeceğim de. İşe alacağım kadının dört-beş gün daha başında durayım diyorum. İçim el vermiyor Ilgım'ı tanımadığım birine emanet etmeye.

" Sen nasıl istersen. Ben şimdi Gülşah'a ertelettiririm."

" Sana da zahmet oluyor oğlum. dedi mahcup bir sesle.

" Yok annem. Ne zahmeti. Ilgım ne yapıyor ? "

" Yemeğini yedirdim. Şimdi de uyuyor oğlum. Sen akşam geç mi gelirsin ? "

" Belli olmaz Meliha Anne. İşim çıkarsa haber verdiririm. Benim şimdi kapatmam lazım. Kızımı öp benim için." dedi adam kapıdan giren genç arkadaşına bakarak. " Haydi görüşürüz oğlum." dedi kadın ve telefonu kapattı. Yerinden kalktığında " Geçerken uğrayayım demiştim." dedi adamın arkadaşı elini uzatarak. Adam yerinden kalktı ve arkadaşının elini sıktı. " Oo Cihat bey. Seni hiç burada görmeye alışık değilim. Hayırdır çok mu özledin ? " dedi gülerek. Şehir manzarasını arkasına alarak kendiside yerine geçti. " Ne içirsin ? Çay,kahve,ağır bir şeyler ? " diye sözüne devam etti.

" Yok istemez. Yeni yemekten geldim."
"İyi bakalım. Hangi rüzgar attı seni. Şirkete uğramazdın sen böyle."
" Dünden sonra nabzını yoklayayım dedim. Çektin gittin. Bizde merak ettik. Sinirlisindir diye de aramak istemedik."
Adam sıkıntıyla başını ellerinin arasına aldı. Dün gece olanları düşündü. Bir daha o kızla karşılaşmak değil aynı havayı solumak istemiyordu. Hayatında ilk defa böyle bir skandalla karşılaşmıştı hemde bir kadın yüzünden. " Hatırlamak dahi istemiyorum. Umuyorum biri fotoğraf falan çekmemiştir. Bir de bununla uğraşamam."
"Birden kızı üstünde görünce biz de Orhan'la şaştık kaldık. Bilirsin üstünde kadın görmeye pek alışık değiliz." dedi Cihat genç adama göz kırparak.
" Ne kadın ama." diye söylendi genç adam.Koltuğuna yaslandı ve kızın simasını düşündü. Siyaha çalan gözleri vardı. Uzun kirpikleri gözlerini daha da ön plana çıkarıyordu. Neredeyse kalçasına değecek kadar uzundu siyah saçları. Bu kız siyahtı simsiyah. Belası ordan geliyordu belkide. Gülüşünü hatırlayınca tekrar sinirlendi. Karşısında pişmiş kelle gibi sırıtmıştı. Zayıf kemikleriyle nasıl da tutmuştu adamın kolunu. Hele o hadsiz konuşmalarını hiç hatırlamak istemiyordu. Kimseden duymamıştı bu hakaretleri, daha doğrusu böyle bir şeye izin vermemişti. İstemsiz olarak daha da sıktı yumruklarını. " Sahi sen nereden tanıyorsun bu kızları ?" diye sordu Cihat merakla.
"Tanıdığım falan yok. Üstüme atlayanla hele hiçbir alakam yok. Diğerine de arabayla çarpacaktım işte. Keşke gazı daha çok kökleseymişim." diye söylendi.
" Hadi ya. Bak sen şu Allah'ın işine."
" Belasına demek istedin heralde."
" Öyle belaya can kurban dostum. Kız bildiğin afetti şimdi kabul et."
Adam tam ağzını açacakken kapı açıldı ve içeri sekreteri girdi. Kapıdaki kıza bakıp " Gel Gülşah." dedi adam. Gülşah tedirgin adımlarla adamın masasına yürüdü ve elindeki dosyaları masaya bıraktı. "Bir sorunumuz var Bora Bey." Genç adam sorgulayıcı bakışlarla kızın yüzüne baktı. Gülşah adamın bir şey demesini beklemeden konuşmaya başladı. " Antalya'daki otel inşaatında sorun çıkmış. İki işçi tartışma çıkartınca olay büyümüş. Herkes birbirine girmiş. Şimdi iki grupta birbiriyle çalışmak istemiyor. dedi dosyayı açarak ve sözüne devam etti. "Birde arsayla ilgili bir sorunumuz var."
Adam dosyadaki sayfaları inceledi ve kıza döndü. " Anlaşıldı. Sen uçağı hazırlat. Evi arayıp akşam gelemeyeceğimi ve Antalya'ya uçtuğumu, işlerimin uzayabileceğini söyle." dedi ve devam etti. " Son bir şey daha. Sende benimle geliyorsun. " diye sözünü bitirdi. Gülşah oturan adama selam verip odadan çıktı. Genç adam arkadaşına döndü. " Kusura bakma dostum. Yola çıkmam gerekiyor. İş beklemez." dedi elini uzatarak. " Ne demek. Aynen iş beklemez. " dedi Cihat. Uzatılan eli sıktı ve kapıya yöneldi. Tam kapıdan çıkacakken durdu ve arkasına döndü. " Korumalara ne yaptın ?" diye sordu.Adam gülerek karşılık verince tekrar selam verip odadan çıktı.

PATRON KASILDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin