#8 Çaresiz

139 19 2
                                    

Öncelikle çok çok geç yazdığımı farkındayım. Okulda, müzikti,sahneydi derken hiç vaktim olmadı. Bende yazın devam etmeye karar vermiştim. Gelen mesajlar için teşekkür ederim. Bu şarkıyı Başak'a armağan ediyorum. Cuk oturdu bence. Fikirlerinizi bekliyorum. İyi okumalar :)



Şaşkın şaşkın ne yapacağımı bilmeden öylece etrafa bakındım. O herifin yüzünü bir daha görmek istemiyordum. Ilgım'ı kucağıma alıp " Senin burada ne işin var ? " diye sordum. Bana sıkıca sarılmaya devam etti. " Neden beni bıyakıp gittin ? Kaysı odamda değildin sabah." dedi alt dudadığını sarkıtarak. Ama hala onun neden burada olduğunu ve Bora'nın nerede olduğunu ısrarla merak ediyordum. Tekrar " Söyle bakalım. Baban nerede ? " diye sordum. Fırlama bakışlarıyla " Hıı. O mu ? O sey bana donduyma alıyoy." dedi. Kan beynime sıçradı. Şimdi Ilgım'ı yanımda görürse burayı başımıza yıkardı. Bir an hopörlerden bir ses yayıldı. " Sarı saçlı , pembe elbiseli , üç yaşında bir kız çocuğu kaybolmuştur. Görenler veya bulanlar lütfen güvenliğe gelsin." Anons tekrar tekrar etrafta yankılandı. Sorun şu ki Ilgım bu kriterlere bire bir uyuyordu. Son kez Hülya'ya baktım. Telefonda yine telaşlı telaşlı bir şeyler anlatıyordu. Aceleyle sıradan çıktım ve Ilgım'ı kucağımdan indirmeden güvenliğe doğru yürümeye başladım. Klübenin önünde deli gibi dolanan bedenini görmemle içimi hakim olamadığım bir korku kapladı. Hayvan işte. Bilinç altıma bile işgal etmiş. Daha dik yürümeye çalıştım. Yanına yaklaşırken kafasını kaldırdı ve gözlerini gözlerime kitledi. Gözlerindeki ateş terlememe daha da neden oldu. Bu kadar mı korkmuştum bu heriften ? Dik duruşumu bozmadan yanında durdum. Tam ağzımı açacakken Ilgım araya girdi. ,

" Selam baba."

Şaşkın bakışlarla beni tekrar süzdü. " Çocuğumu kaçırmaya mı cüret ettin ?  Sana çarptığım güne lanet olsun. Defolup gitsene hayatımdan. Allah'ın belası kadın. " dedi bağırarak ve hızla Ilgım 'ı kucağımdan aldı. İçimden sabır diledim tekrar tekrar. Ağzıma gelen kelimelerin hepsini yuttum. Tek kelime etmeyecektim. Onu bile hak etmiyordu bu öküz.. Tekrar konuşmasına fırsat vermeden arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Arkamdan hala " Bunun hesabını vereceksin !" diye bağırıyordu. Gözümdeki yaşa engel olmadım ve akmasına izin verdim. Hızlı adımlarla Hülya'nın olduğu yöne doğru yürümeye devam ettim. Haketmemiştim. Bu kadarını kesinlikle haketmemiştim. Ve bu kasıntı adamın daha ileri gitmesine nasıl olurda izin vermiştim ? Şimdi yanına gidip suratına bir tokat patlatmamak için kendimi zor tutuyordum. Çocuk kaçırmak nedir arkadaş ? Bana olan nefretinden kafayı yemiş bu herif. Sakin Başak. Ettiğini bulacak. Güzel bir gündü kes ağlmayı. Hülya telefon konuşmasını bitirmiş deli gibi etrafa bakıyordu. Gözleri benimle buluşunca yüzündeki rahatlama ifadesini hemen hissetmiştim. Zaman kaybetmeden çıktığım sıraya yöneldim ve arkamdaki adamdan izin istedim. Şaşırtıcı ki bazı insanlar diğerlerine göre gayet kibarlar. Önümdeki kadın menüsü alırken kasaya yöneldim ve her zamanki menümüzden sipariş verdim. Kısa ve sinirli bir bekleyişin ardından tezgahtaki iki tepsiyi de alıp masamızın yanına doğru yürüdüm ve büyük kolalı şişeyi Hülya'önüne koydum. Bende yerime oturup soru soran bakışları görmezden geldim. Israrla bakmaya devam edince pes edip ellerimi havaya kaldırdım.

" Evet. Ben şanssız aptalın tekiyim. Sana bugün bir şey yapmak istemediğimi söylemiştim. Biliyordum. O herifle karşılaşmaya devam edeceğim. Allahın her günü karşıma çıkmaya devam edecek. Biliyorum."

" Şşşt. Ağlamayacaksın değil mi ? Ayy ağladın mı sen bakıyım ? Kız vallahi ağlamış. Yine ne oldu allah aşkına ? Aklım almıyor artık. Nerde gördün ? Hangi ara gördün ? hiçbir şey anlamadım."

"Olmadı bir şey Hülya. Artık konuşmak istemiyorum. Sadece patateslerim soğumadan hepsini bitirmek istiyorum. Kapatalım konuyu lütfen." dedim ve cevabını beklemeden patateslerden birini ağzıma attım. Tansiyonum yine nirvana yapmıştı. Açtım ve yorgundum. En azından şimdilik hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Kolamdan bir yudum daha aldım. Ama bir şey daha içime oturmuştu. Sanırım Ilgım'a alışmıştım. Sesini hatırlayınca istemsiz olarak yüzümde bir gülümse belirdi. Tabi bu ışık hızı kadar kısa sürmüştü. Ayağımı titreterek patateslerimi yemeye devam ettim.

PATRON KASILDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin