yüzleşmekten kaçamam biliyorum. yine de,

878 85 7
                                    

Dün Seungmin acele ile Minho'nun evinden ayrıldıktan sonra ertesi gün okula gelmemişti. Bu durum Minho'nun çok garibine gitmişti çünkü devamsızlık yapmak Seungmin'in huyu değildi. Minho devamsızlığı sınırda olduğu için son hafta bile okula gelirken Seungmin devamsızlık hakkı olmasına rağmen onunla okula geliyordu. Sınavlara bu kadar az kalmışken, Minho'ya gelemeyeceğine dair mesaj bile atmadan okula gelmemesi Minho'yu endişelendirmişti.

"Senin bu halin ne böyle?" diye seslenen Chan ile kafasını yasladığı sıradan kaldırdı. Geldiğini fark etmemişti bile "Savaştan çıkmış gibi görünüyorsun. Dün gece uyumadın mı?"

Önündeki Seungmin'in olan boş sıraya oturup ona dönen Chan'ı kafasıyla onayladı "Savaştan çıktım sayılır."

Minho tüm gece uyuyamamış ve Seungmin'i düşünmüştü. Engel olmaya çalışsa da o öpücük bir türlü aklından çıkmıyordu. Seungmin aniden evden çıkıp gittiğine ve ertesi gün okula bile gelmediğine göre o da etkilenmişti anlaşılan. Tabi bu iyi bir etki miydi yoksa kötü bir etki miydi orasını bilmiyordu. Gerçi öpücüğün kendisinde bıraktığı etkiden de emin değildi.

Ona endişeyle "Bir şey mi oldu?" diye soran Chan'a karşılık olarak kafasını sağa sola salladı "Lafı yine ağzından kerpetenle alıyorum. Seungmin nerede? Derdin neyse ona anlatırsın en azından."

Minho boşluğa dalıp "Gelmedi bugün." diye karşılık verdi. Chan sıkıntıyla derin bir nefes aldı ''Derdin ne Minho? Ben senin sevgilinim ama bana asla bir sorunun olduğunda anlatmıyorsun. Sadece iyi olduğun zamanlar yanında olabiliyorum, kendini kötü hissettiğin an aramıza set çekiyorsun.''

Bakışlarını ona sitem eden Chan'a çevirdi ''Chan, üzgünüm. Cidden bilerek yapmıyorum.'' dediğinde Chan oturduğu yerden kalktı yalandan bir gülümseme yolladı ''Sorun değil Minho, nasıl olsa tekrar iyi olduğunda gelip yine iki cilve yapıp gönlümü alırsın. Sanki hiçbir şey olmamış gibi devam ederiz.'' diyip dediklerinin şaşkınlığı ile ona bakıp kalan Minho'yu umursamadan hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Minho kafasını kollarının arasına gömüp derin bir of çekti.

Seungmin ile bir an önce konuşup öpücüğün yarattığı gereksiz gerilimi ortadan kaldırmalı ve kafasını toparlayıp Chan'ın gönlünü almalıydı. Chan, bir sorunu olduğunu hissettiği her zaman onun yanında olmaya çalışıyordu ama Minho yapısı gereği sorunlarını birilerine kolay kolay anlatabilen biri değildi. Chan'a güveniyordu ama birine zayıf yönünü göstermek onun için çok zordu. Zayıf yönünü gösterebildiği tek kişi Seungmin'di, ona sanki kendisiyle konuşuyormuş gibi rahat bir şekilde içini dökebiliyordu. Bunu değiştiremezdi ama bir şekilde Chan'ın gönlünü alabilirdi, Chan onu seviyordu ve onu bu şekilde üzmeye hakkı yoktu. Chan'ı üzmek, Minho'ya kendini kötü hissettirmişti.

Çıkış zili çaldığında Minho okula geldiğinden beri açmadığı çantasını tek omzuna atıp hızlı adımlarla sınıftan çıktı. Seungmin ile konuşmak için, Seungmin'in evine gidecekti. Sınıftan çıkar çıkmaz çarpıştığı sarışın genç ile olduğu yerde durdu. Çarptığı Felix'e bakıp ''Ah pardon Felix, iyi misin?''

Sarışın genç ona anında gülümsedi ''İyiyim, sorun yok.'' diyip kafasını sınıf kapısına doğru uzattı ''Seungmin'e bakmaya gelmiştim.''

Felix, Seungmin ile ortaokul arkadaşıydı. Liseye geçtiklerinde farklı okullara gittikleri için için ayrılmışlardı ama birbirlerini o kadar çok seviyorlardı ki ayrı okullarda olmaları onlara engel olmamıştı ve hâlâ görüşüyorlardı. Arada sırada Felix şu an olduğu gibi dersten erken çıktığı zamanlar Seungmin'in okuluna gelirdi.

''Keşke buraya kadar gelmeden önce Seungmin'i arasaydın. Seungmin bugün okula gelmedi.'' dediğinde Felix'in şaşkınlıkla dudakları aralandı ''Devamsızlık yapmak Seungmin'in pek huyu değil diye aramamıştım. Bir sorun yok değil mi?'' diye soran sarışın gence omuz silkti ''Bilmiyorum. Bana da gelmeyeceğini haber vermedi.''

Verdiği cevapla birlikte sarışın gencin kaşları çatıldı ''Hiç Seungmin'in yapacağı bir şey değil.'' diyip düşüncelere daldığında Minho elini Felix'in omzuna koydu ''Endişelenme, eminim iyidir. Ben de şimdi onu görmeye gideceğim zaten, gelmek ister misin?''

"Yok, öylesine uğramıştım zaten. Seungmin'e müsait olduğunda bana mesaj atmasını söyler misin?" diyen sarışın genci kafasıyla onayladı "Tabiki, söylerim."

Sarışın genç ona gülümsedi "Öyleyse sonra görüşürüz Minho." dediğinde Minho da ona aynı şekilde gülümsedi "Görüşürüz Felix."

Sarışın genç yanından ayrılırken derin bir nefes aldı. Seungmin'in gelmemesini Minho gibi o da tuhaf bulmuştu. Sakin adımlarla okulun koridorunda ilerlerken Seungmin ile yapacağı konuşmayı düşünüyordu; bu işi daha da tuhaf bir hale getirmeden ne söyleyebilirdi? Kelimelerini doğru seçmesi gerekiyordu.

Sakin adımlarla Seungmin'in evinin önüne geldiğinde diliyle alt dudağını ıslatıp hızlıca zile bastı. Birkaç saniye içinde Seungmin'in içeriden gelen ''Geldim!'' sesiyle kalp atışları yaşadığı gerginlikle daha da hızlanmıştı.

Seungmin kapıyı açtığında karşısında gördüğü Minho'yla hazırlıksız yakalanmıştı. Me tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Minho, uykusuzluktan kızarmış gözleri ve hâlâ üstünde olan pijamalarıyla duran gence zorlukla gülümsedi "Beni içeriye davet etmeyecek misin?"

twisted games | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin