kaçabilirim ama saklanamam. yine de,

696 71 37
                                    

"How could you hurt a little kid?
I can't forget, I can't forgive you
'Cause now I'm scared that everyone I love will leave me."
Conan Gray - Family Line



Minho kapıyı tıklattığında Seungmin bakışlarını dakika başı çevirdiği aralanan sınıf kapısına çevirdi. Minho kafasını sınıf kapısından uzatıp ''Hocam revirdeydim de geçebilir miyim?'' diye sorduğunda bay Jeon geçmesi için işaret verdi ''Seungmin söylemişti gecikeceğini geçmiş olsun Minho.'' dedi.

Minho gülümseyip teşekkür ettikten sonra hızlıca geçip yerine oturdu. Seugmin bakışlarıyla onu takip edip Minho sırasına oturduğunda arkasına dönüp ''İyi misin?'' diye mırıldandı. Minho çantasını sırasının yanına bırakırken ''İyiyim merak etme.'' diye fısıldadı.

Seungmin bakışlarını Minho'nun sargılı eline çevirdi ''Acıyorsa izin alıp hastaneye gidelim.'' dediğinde sınıfı dolduran bay Jeon'un sesiyle olduğu yerde korkudan sıçrayıp kafasını oraya çevirdi ''Kim Seungmin, Minho gelene kadar kapıya bakmaktan dersi dinleyemedin. Minho geldi ancak hala dersi dinlemiyorsun, dinleyememe nedenini öğrenebilir miyim?''

Seungmin tüm sınıfın bakışlarını ona çevirmesi ve bay Jeon'un Minho hakkında söylediği şeylerle utançtan kıpkırmızı olmuştu. Yavaşça önüne dönerken ''Üzgünüm bay Jeon.'' diye özür mırıldanıp bakışlarını önünde açık olan defterine çevirdi.

Minho ise onun kızarmış kulaklarına bakıp bay Jeon'un onun hakkında söylediği şeylere gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırmıştı. Seungmin'in onu merak etmesi deli gibi hoşuna gitmişti. O kadar keyiflenmişti ki bay Jeon derse devam ettiğinde tüm ders boyunca tahtaya bakmasına rağmen Seungmin'i düşünmüştü.

Derslerin bitmesi ve çıkış zilinin tüm okulu doldurmasıyla Minho sırasının yanında duran çantasına uzandı. Seungmin arkasına dönüp çantasını toplayan kahverengi saçlı gence yardım ederken ''Eve beraber yürüyelim, seni bırakır sonra da eve geçerim.''

''Benim için yolunu uzatmana gerek yok, o kadar yolu geri tek başına mı döneceksin?''

''Hayır gerek var ve evet o kadar yolu geri tek başıma döneceğim yolda beni yemezler herhalde.'' diye alayla konuştuğunda Minho ona başını önüne eğerek gülümsemiş ve hafif bir şekilde omzuna vurmuştu.

Çantalarını toplayıp okuldan çıkmış ve evlerine giden yolda ilerlerken sessizliklerini bozan şey Seungmin'in telefonunun zil sesi olmuştu. Elini cebine atıp telefonu cebinden çıkardı ve ekranda gördüğü isimle ağzından mırıltıyla çıkan küfüre engel olamamıştı.

Arayan kişi Jisu'dan başkası değildi. Jisu'ya çıkışta onu kendisini beklemesini ve önemli bir şey konuşmak istediğini söyleyip genç kıza haber vermeden okuldan oldukça uzaklaşmıştı. Çıkışta onunla buluşup uygun bir yere gidip ondan ayrılmak, ilişkilerine son vermek istediğini söyleyecekti ancak Minho'yu görünce yaptığı bu planı tamamen unutmuştu.

Hızlıca cevapla tuşuna basıp telefonunu kulağına götürdü ''Alo?'' dediğinde karşı taraftan ses gelmesini gergince beklemeye başladı. Jisu sinirli bir ses tonuyla ''Seungmin neredesin? Tüm okul dağıldı ortalıkta yoksun.'' dediğinde Seungmin gözlerini sıkıca kapayıp kendine lanet okudu ''Üstelik yan sınıfınızdan Jeongin bana okuldan Minho ile çıktığını söyledi.''

Seungmin dudaklarını gerginlikle dişlerken bakışları yanında yavaş adımlarla ilerleyip dikkatlice onu izleyen Minho'yu buldu. Hemen toparlanıp önüne döndü ''Üzgünüm Jisu, Minho yaralanınca sana verdiğim söz tamamen aklımdan çıkmış.''

''Ne yaralanması? Sorun yok değil mi?''

''Hayır, Minho iyi. Sorun yok yok merak etme. Minho'yu eve bırakıyorum şu an.''

twisted games | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin