mesele sadece ben değilim. yine de,

568 68 17
                                    

Sarışın genç balkonda yanında oturan arkadaşını, dalgın olmasından faydalanıp dikkatli bir şekilde inceliyordu. Geldiğinden beri doğru düzgün konuşmayan arkadaşı sürekli uzaklara dalıp dalıp gidiyordu. Ellerini bahçedeki kedilere dalıp giden Seungmin'in gözlerinin önünde hareket ettirdi "Dünyadan Seungmin'e aramızda mısın?"

Seungmin sıçrayıp kendine geldi ve telaşla Felix'e döndü "Hm? Ne dedin duymadım." dedi. Felix onun bu haline gülüp "Bir şey dememiştim. Sadece geldiğinden beri dalgın olman dikkatimi çekti." diye cevap verdi.

Seungmin derin bir nefes alıp sağ eliyle yüzünü sıvazladı. Son bir haftadır düşünmekten kafayı yiyecekmiş gibi hissediyordu. Kafasını yastığa koyduğu an Minho'yu hayal ediyordu, gözlerini kapattığı an onun yüzünü görüyordu. Engel olmaya çalışsa bile yapamıyordu, kendini bir anda onu düşünürken buluyordu.

Felix arkadaşının omzuna elini koyup omzunu sıvazladı "Anlat hadi bana Seungmin, ne bu halin?"

Seungmin dışarıya yansıttığı imajla paniklemiş ve "Ne varmış halimde?" diye aniden sormasıyla Felix'i de şoka uğratmıştı.

Felix şaşkınlığından anında sıyrılıp "Bu halin işte. Son birkaç gündür çok tuhafsın, soruyorum ağzını bıçak açmıyor. Ne oluyor sana Seungmin?" diye sordu. Siyah saçlı genç kafasını oturduğu yerin arkasına yasladı "Bana ne olduğunu ben de bilmiyorum. Sürekli onu düşünmekten kendimi alamıyorum."

Felix kafası karışmış bir şekilde Seungmin'e baktı "Kimi düşünmekten? Jisu'yu mu?" diye art arda sorduğunda Seungmin kafasını sağa sola salladı. Bakışlarını ona dikkatle bakan arkadaşına çevirdi "Minho'yu."

Felix kafası iyice karıştığı için oflayıp "Bilmece gibi konuşmayı bırakıp anlatacak mısın artık?" diye çıkıştı. Seungmin kafasını yasladığı yerden kaldırdı ve arkadaşına yaklaştı "Biz Minho'yla öpüştük."

Sarışın genç aldığı cevapla birlikte "Ne?! Minho ve sen mi?!" diye bağırdığında, Seungmin telaşla eliyle arkadaşının ağzını kapattı. Felix'in sesini, arka sokakta oturan ve yan koltuğunda oturan kişileri bile zor işiten ahjussinin bile duyduğuna yemin edebilirdi. "Öyle olmadı Felix eline megafon verelim tekrar bağır."

Sarışın genç arkadaşının elini yavaşça aşağıya indirirken bu sefer fısıltıyla konuştu "Ne demek öpüştük? Dalga mı geçiyorsun?"

Seungmin kafasını sağa sola salladı "Keşke dalga geçiyor olsam. İşin kötü yanı sanırım bu öpücüğün sadece benim üzerimde bi etkisi oldu." dedi. Bakışlarını arkadaşından çekti ve tekrar oturduğu yerin arkasına kafasını yasladı. Felix ona ne diyeceğini şaşırmıştı çünkü Seungmin'in kafasını karıştıran şeyin bu olduğu aklının ucundan bile geçmezdi. Bu asla beklediği bir cevap değildi.

"Durduk yere mi öpüştünüz? Ben cidden anlamıyorum siz çok yakın çocukluk arkadaşı değil miydiniz bu öpüşme de nereden çıktı şimdi?" Felix'in bu sorusunun ardından Seungmin ona her şeyi tek tek anlattı. O gün Minho'nun böyle bir fikirle geldiğini, kendilerini kaptırıp bi anda öpüştüklerini, daha sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalıştıklarını. İşin tuh kısmı ikisi de bir şey olmamış gibi davranmaya çalışırken çok tuhaf davranıyor, ikisi de bunun farkında olsa da bilmemezlikten geliyorlardı.

"O günden beri gözümü ne zaman kapatsam dudaklarımın üstünde Minho'nun dudaklarını hissediyorum. Ne zaman boşluğa dalsam 'acaba Minho şu an ne yapıyor?' diye düşünmeye başlıyorum." diyip kafasını yasladığı yerden kaldırıp başını ellerinin arasına aldı ve boğuk çıkan sesiyle ekledi "Felix ben ne yapacağım?"

Felix arkadaşına destek olmak için omuzlarına kollarını sardı "Bunu kendinden ve duygularından emin olamadan çözemezsin Seungmin." diye mırıldandı. Seungmin başını ellerinin arasından çekip arkadaşına döndü "Onu nasıl yapacağım peki?"

Felix kollarını Seungmin'in omuzlarından çekip ciddiyetle tekrar arkasına yaslandı "Hoşlanıp hoşlanmadığından emin olmana yardımcı olucak bazı şeyler var. Mesela bir kızdan hoşlanmaya başladığında ne hissediyorsan aynılarını Minho'ya hissetmen ondan hoşlandığını gösterir. Sen yıllardır hetero olduğunu söylüyorsun evet ama Minho bir erkek ve onun öpücüğünden etkilenmişsin." dedi. Seungmin lafını bölüp "Yalnız ona etkilenmek demezsek." dediğinde Felix tek kaşını kaldırıp ona baktı ve alaycı ses tonuyla yanıtladı "Haklısın, dibin düşmüş daha doğru bir tanım olur."

Seungmin ona gözlerini devirdi. Arkadaşı resmen onunla alay ediyordu, gerçi haksız da sayılmazdı. Minho bir öpücüğüyle onu daha önce kimseden etkilenmediği kadar etkilemişti.

"Hadi diyelimki ben kendimi böyle test ettim. Minho'dan hoşlandığımdan emin oldum diyelim; peki ya Chan ve Jisu? Onlar ne olucak? Ben Jisu'dan ayrılsam bile Minho ve Chan hâlâ sevgili. Üstelik Minho bana karşı bir şey hissetmiyor." dedi ve derin bir nefes aldı "Yani mesele sadece benim ondan hoşlanıp hoşlanmamamdan emin olmamla bitmiyor."

Seungmin tekrar dalıp giderken, Felix bir çıkar yol bulmak için düşünmeye başladı. Bir süre düşündükten sonra kaşlarını çatıp arkadaşına döndü "Tamam bir yerden başlayalım o zaman, Minho ve Chan'ın arası son zamanlarda nasıl?"

Seungmin sorusuyla omuz silkti "Bilmem, Minho'yla şu aralar aramız biraz tuhaf o yüzden sormadım böyle bir şey. Ama son bir haftadır onları hiç yan yana görmedim." diye cevap verdi. Felix'in yüzünde bir sırıtış yayıldı "Sence de çok tuhaf değil mi?" diye sordu. Seungmin kafası karışmış bir şekilde ona baktı "Neymiş tuhaf olan?"

"Seungmin, Minho ve Chan sevgili ya hani sence de bir haftadır onları hiç yan yana görmemen tuhaf değil mi?"

"Denk gelmemişimdir belki?"

"Minho ile aynı sınıftasınız, sevgilisi tüm hafta boyunca bir kere bile olsa sınıfa ona bakmaya gelmedi mi yani?"

Seungmin yaşadığı aydınlanmayla "Nasıl yani? Sence araları bozuk mu?" diye Felix'e sordu. Felix omuzunu silkti "Sadece bir tahmin ama emin olmamız için bir yol var."

Seungmin merakla arkadaşına yaklaştı "Neymiş o yol?" diye sordu. Felix'in yüzünü sinsi bir sırıtış kapladı "Minho'ya mesaj at ve 'haftasonu sen, ben, Chan ve Jisu bir şeyler yapalım mı?' diye sor."

Seungmin'in bu zekice fikirle ağzı açık kaldı, Felix cidden göründüğünün aksine çok fena bir çocuktu. Kırk yıl düşünse sanırım bu yol Seungmin'in aklına gelmezdi.

"Sen çok fena birisin." diyip Felix'in omzuna vurduğunda Felix kıkırdadı. Seungmin ona gülüp cebinden telefonunu çıkardı ve Felix'in dediği şeyi aynen yazıp Minho'ya gönderdi.

Minho'dan gelen cevapla ise içten içe hem mutlu olmuş hem de şaşırmıştı. Felix merakla arkadaşının koluna yapışıp sallarken "Ne dedi? Ne diyor?" diye üst üste sordu.

"Minho ve Chan, ayrılmışlar."

- - -

Merhabalar, nasılsınız 🧚🏻‍♀️ Umarım iyisinizdir.

Geçen bölüme istediğim kadar oy ve yorum gelmedi ancak yazma isteğim varken bölüm yazıp paylaşmak istedim. Lütfen bol bol yorum yapın 😔 yazdığınız yorumlar beni teşvik ediyor 💖

Bu bölümü geçiş bölümü olarak düşünebilirsiniz.
Eğer bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak destek olun lütfen 💛💛

Eğer bölümü beğendiyseniz oy verip yorum yaparak destek olun lütfen 💛💛

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
twisted games | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin