"Ya azıcık keseceğim ama sessiz ol! Duyacak bizi."
Areum, kargaşa dolu gürültülü sınıfına bakıp tekrar Haneul'a döndü. Sınıfın ortasında futbol oynayan Yukhei, Hendery ve Sungchan oldukça gürültü çıkarırken cam kenarında Donghyuck ve Chenle yüksek noktaya çıkma yarışması yaparken Shotaro ve Jungwoo onları izleyip ortalığı kızıştırıyordu.
''Bu kargaşada eminim ki Yuta duymaz bizi. Hem Yuta'nın uykusu ağır ama birazdan uyanırsa biteriz. Yaşatmaz bizi.''
Kafasını sıraya koymuş uyuyan Yuta ve başında dikilmiş Areum, elinde makas olan Haneul'a bakıyordu. Areum işareti verdiğinde Haneul boştaki eliyle Yuta'nın saçından ufak bir tutam alıp kesecekken Yuta'nın aniden kafasını hareket ettirmesiyle uzun bir tutam saç kalmıştı elinde. Haneul korkuyla Areum'a bakarken Areum bittiklerini biliyordu.
Yuta kafasını sıradan kaldırıp gözlerini ovuşturdu ve arkasında hissettiği bedenlerle arkasına döndü.
Yuta görmeden elindeki saçı ve makası arkasına saklayan Haneul gülümsedi. ''Yuta'cım biz mi uyandırdık seni? Areum'a dedim uyuyan çocuğun dibinde dedikodu yapmayalım diye ama boşver uyanmaz o dedi.''
''Yok ya size uyanmadım, bu sığırların yanında sizin konuşmanız sinek vızıltı bile değil.''
Areum gülerek yavaşça yanlarından ayrılırken Yangyang'ı arıyordu. Okuldan kaçmaları gerekti yoksa Yuta ikisini de çiğ çiğ yiyecekti.
Sırasında telefonuyla oyun oynayan Yangyang'ı gördüğünde hemen kolunu dürtmüştü.
''Okuldan kaçıp döner yemeye gidelim mi? Ben ısmarlıyorum.''
Yangyang direkt telefonunu kapatıp cebine atarken çantasını toplamaya başlamıştı bile. Areum, Haneul'a baktığında hâlâ Yuta ile sohbet ettiklerini gördü ama yanlarına gidip bir şey söylerse olay anlaşılabilirdi. O yüzden mesaj atmak daha mantıklıydı.
'Kanka biz Yangyang ile kaçıyoruz sen de çaktırmadan kap yanına birini gel. Döner ısmarlayacağım deyince kabul ediyorlar hemen. Çabuk ol oyalanma.'
Çantasını Yuta görmeden kapıp kaçan Areum Yangyang'ın yanına hızlıca giderken ön sıradaki Jaehyun ile göz göze gelmişlerdi. Gözlerini önündeki test kitabından çekip Areum'a bakması bile büyük bir olaydı.
Öğretmenlere görünmeden yavaşça okuldan çıkan ikili rahat bir nefes almıştı. ''Ee, niye sadece ikimiz kaçtık Areum?''
''Biz Haenul'la bir bok yedik, o yüzden kaçıyoruz. Haenul da gelir birazdan. Yanında birini getir dedim ama kimi getirecek bilmiyorum.''
''Yine ne yaptınız?''
Areum etrafına baktı, sanki onları biri duyacak ve Yuta'ya şikayet edecekti. Etrafta birinin olmadığını gören Areum Yangyang'ın kulağına doğru fısıldadı. ''Yuta'nın saçını kestik. Ama o bunu bilmiyor. Henüz.''
Yangyang'ın gözleri kocaman olurken eliyle de ağzını kapatmıştı. ''Oha bu cesaret hapından ben de istiyorum! Hangi eczaneden aldınız?''
Areum, Yangyang'ın koluna bir tane patlatırken dönerciye gelmişlerdi. Boş bir masa bulup otururlarken konuşmaya devam ediyorlardı. "Yanlışlıkla oldu ya, ne cesareti. Kalbimiz götümüzde atıyor, Yuta gebertecek bizi. Shotaro'ya söyleriz o ikna eder artık. Bir tek onun istediklerini yapıyor.''
Siparişlerini verdikten sonra içeri sesli bir giriş yapan ikiliye dönmüştü Areum ve Yangyang'ın bakışları. ''Haneul bana döner ısmarlıyor, dünyada bir ilk!"
Yüzünden mutluluğu gayet kolayca okunan Yukhei, Yangyang'ın yanına otururken Haneul da Areum'ın yanıma oturmuştu.
''Nasıl kaçtınız lan, görmedi kimse sizi değil mi?''
Haneul çantasını sandalyesine asıp Areum'a döndü. ''Yok yok, Jungwoo'ya söyledim bir. O da bir dahaki sefere kendisini götürmem şartıyla bizi idare edeceğini söyledi.''
''Az kalsın Jaehyun'a yakalanıyorum sanıyordum ama kendi dünyasında fizik çözüyormuş. Görmedi bizi yani.''
Jaehyun aklıma geldiğinde gülümsedi Areum. Derslerden başka şeylerle pek uğraşmaz ama basketbol konusunda iyiydi. Piyano çaldığını da görmüşlerdi birkaç defa. Yetenekli olduğu kesindi. Birazcık Jaehyun'dan etkilendiğini kabul ediyordu.
Siparişlerimiz masaya geldiğinde Yukhei Haneul'un yanağından bir makas alıp yemeğine dönmüştü. ''Güzelce yiyeceğimden emin olabilirsin Haneul. Emin olamazsan 1 tane daha ısmarlayabilirsin.''
Haneul, Yukhei'nin koluna bir tane patlatırken Areum da kendi yemeğini yiyip onlara gülüyordu. Ağzı dolu olan Yangyang ise gülerek Areum'a baktı. ''Bir kere beleş yemeğin tadını alınca bir daha istiyorsun biliyor musun Areum?''
''Biliyorum Liu, sen en son ne zaman ekler almıştın bana? Hatırlayamadım da.''
Yangyang ağzındaki lokmasını yutup konuştu. ''Daha 2 hafta önce aldım ya! Sonra Haneul'la gömdünüz! Bana sadece 1 tane verdin hatta.''
''Adam olana çok bile kanka, boşver. Ben sana baklava alırım.'' Yukhei'nin dedikleriyle Haneul'ın gözleri kocaman açılmıştı. Ağzının dolu olmasını umursamadan konuştu. ''Ben de istiyorum! Bana da al!''
Yukhei yüzünü buruşturdu. ''Tamam sana da alacağım, ağzındakini bitir önce salak.''
Haneul'ın yüzünde bir gülümseme oluşurken Areum da gülümsemişti. ''Ee ne zaman baklava yiyoruz?''
''Yarın alır getiririm okula. Yersiniz.''
''25 kişiye yetecek kadar baklava alabilirsin umarım Yukhei. Bol şans.''
Yangyang gülerek elini Yukhei'nin omzuna koyduğunda Yukhei yutkunurken kızlar kıkır kıkır gülmekle meşguldü.
💣💣💣
Selamlar, yine aklıma fic geldi yine yazıyorum bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nct in the class
Fanfiction''Yine ne yaptınız?'' ''Yuta'nın saçını kestik. Ama o bunu bilmiyor. Henüz.''