Hange'nin kolları arasında göz yaşlarım ve hıçkırıklarımı durdurmaya çalışıyorum.
"H-hange o, o ö-öldü. Hange o-.."
"Diana kendine gel artık. O senin arkandan neler dedi. Kendi kulakların ile duydun.""HAYIR, HAYIR, hayır..."
Onun hayalleri vardı..
Levi'ye Aşkını itiraf edecekti. Ama bana neden nefret besledi. Ben ona ne yaptım. Onun mutluluğu için aşkımı bile içime gömüştüm. Ama o..Ertesi sabah
Şişmiş gözlerim ile aynaya bakıyordum. Dağılmış durumdaydım. Kim için Peki? Ne için? Benden nefret eden biri için mi? Acınası bir durumda mıydım?
Gözlerim tekrar dolmuştu. Hayır Diana ağlamayacaksın. Belki artık eski Diana geri gelmeyecekti ama hayatta kalacaktım.Kıyafetlerimi giyip birliğimin yanına indim. Onlara bir saat önce bekleme odalarında beklemelerini söylemiştim.
Odaya doğru indiğimde bir ses duydum. Bu Jean'nın sesiydi.
"Ama sen korkaksın hiç bulaşma
Yaklaşmazsın gerçek aşklara
Demiş ki benden uzak olsun
Peki niye her gün ağlıyorsun?
Sebebini senle gece gezenlere aç bir sor." Dedi Jean. Bu serdar ortaç'ın şarkısı değil mi?"Ölene kadar aşık olamazsın
Birisi çıkar onu anlayamazsın
Sen o tür oyunlara katlanamazsın
Senin bi' kalbin var (var, var)" yine bir serdar Ortaç şarkısı. Bu sefer söyleyen conny'di."Acılarım heveste, güneş açar aheste, bir kapalı kafesteyim
Topu topu bi deste, ara sıra bi besle, iki nota bir besteyim
Seni çöpe atacağım poşete yazık
Bi sigara yakacağım ateşe yazık" yine bir serdar Ortaç şarkısı. Sasha? Sen demi?"Aramızda bir sürü düşman var
Sürü nankör var, ve bakan kör var
Yanımda aşkı bilen sensin
Hak eden sensin, sana borcum var" Eren?"Şeytan diyor ki kalk şimdi
Git kapısına dayan şimdi-" kapıyı açmam ile susan ymire baktım.Hepsi sıraya dizilmişti.
"Ne yapıyorsunuz?""Ee şey kaptan.. b-biz-" armin'nin konuşamayacağını anladığım zaman Jean'a dönüp tek kaşımı kaldırarak soruma cevap aradım.
"Biz bir oyun oynuyordukta" dedi.
"Ne oyunu bu?"
"Ne kadar Serdar Ortaç şarkısı biliyorsun oyunu. Sıra sıra hepimiz şarkı söylüyoruz söyleyemeyene ceza veriyoruz-"
"BUNE HADSİZLİK!" Diye bağırdım. Gercekten sinirlenmiştim. Zaten dün olan olaylar yüzünden sinirim son noktadaydı birde bu hadsizliği kaldıramam.
"K-kaptan biz-" sözünü kesip Eren'e döndüm.
"Biz daha dün gittiğimiz harpte elliye yakın asker kaybetmedik mi ha? Siz şimdi gelmiş bana burda eğlence yaptığınızı mı söylüyorsunuz." Gözlerimi sinirle açıp onlara baktım.
Hepbirlikte "Özür dileriz" diye bağırdılar.
Aslında onlar da haklıydılar. Onlarda çok yıprandı ama bu şekilde şarkı söyleyerek kutlama yaparcasına eğlenmelerini ölen yoldaşlarıma edepsizlik olarak görmüştüm."Herkes bahçeye insin çabuk. Size dövüş sanatı öğreteceğim bugün."
Hepsi kafalarını sallayarak kapıdan çıktılar. Bende hemen arkalarından aşağıya indim.
"Yakın dövüş hakkında neler biliyorsunuz." Tek kaşımı kaldırarak soruma cevap aradım.
Hiç kimseden ses çıkmadı.
"Güzel." Dedim
"Kaptan güzel olan ne? Y-yani hiç birimizin bir şey bilmemesinin neyi güzel." Dedi armin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Levi × okuyucu ~Av Tanrıçası~
Fanfiction"Ne yani, papatyada bir çiçek daha olsaydı beni sevecek miydin?" Güldü. Çok güzel güldü. " Gülüşünde toplamam gereken papatyalar var."...