Merhabalaar
Nasılsınız?
İyisinizdir İnşallah
Bu bölümü yazarken durmadan Emir Can İğrek-Zemin'i dinledim, belki sizde dinlemek istersiniz.
Yıldızımızı parlatmayı unutmayalım lütfen.
~•~•~•
''Kızım, güzel kızım benim, bir tanem, her şey çok güzel olacak. Sen sadece kalbinin sesini dinle.'' uzun bembeyaz elbisesiyle yanağımı okşarken bana öğütler veriyordu babaannem. ''Ama babaannem, sen gitmiştin ben çok ağladım ama sen geri gelmedin. Bağırdım sana 'gitme' dedim ama gittin, beni bir başıma bıraktın.'' Bana baktı uzun uzun yüzündeki ufak tebessümle, farkında bile olmadığım gözyaşlarımı sildi yanağımı okşayarak. ''Ben yine gideceğim ve bir daha gelmeyeceğim, söylediklerimi unutma olur mu güzel yüzlüm?''
Bir anda boşluğa düşercesine yataktan sıçrayarak uyandım. Yine aynı rüyayı görmüştüm ama bu sefer daha farklıydı sanki bir şeyler, sanki içimden bir şeyler kopmuş gibi hissediyorum.
Babaannem öleli sadece 3 ay olmuştu ve ben onsuz düşünemediğim hayatımı onsuz yaşayabildiğim zamana gelmiştim. Ben asla düşünmemiştim ki onsuz bir hayatı.
Zaten ne kadar şanssız bir insan olduğum daha anne karnına düştüğümde belli olmuştu. Ne beni koruyup kollayan, yaptığım yanlışlarda arkamda duran, üzüldüğümde kollarına sığınabileceğim bir babam vardı, ne de bana gerektiği zaman arkadaşlık yapabilecek, kırıldığımda ya da dertleşmek istediğimde benimle dertleşecek bir annem vardı.
'Baba,' Bu kelimeyi söylemeyeli uzun zaman oldu. Açıkçası bu kelimeyi söyleyebileceğim bir kişi olmadı bile.
Annemle babam birbirlerini tanımadan evlenmişler. Görücü usulü yani. Sonrasında güzel güzel yaşıyorlarmış, annem bana hamileymiş falan filan. Kısa süre sonra annem, babamın yurt dışındaki bir kadından, annemden önce olan ilişkisini ve o kadından bir çocuğu olduğunu öğrenmiş. Çok kavga etmişler tabii. Ama sonra annem benden önceydi zaten diye affetmiş ama babama soğuk davranmış. Sonra da zaten anlaşamayıp ayrılmışlar.
Tabi o sıralarda ben çoktan doğmuşum. Bunlar ayrıldıkları zaman beni istememiş. Yani madem istemeyeceksin o zaman yapma değil mi? Hadi yaptın mı doğurma ya! Madem alamayacaksın sorumluluğunu, maden ilgilenmeyeceksin ne diye doğuruyorsun!
Sonra babaannem almış yanına beni o büyütmüş. Dedemde zaten çok önceden ölmüş. Annemin tarafı zaten ne arıyorlar ne soruyorlar. Böyle yani.
Ama bir kişinin asla hakkını yiyemem. Öyle güzel kalbi var ki, öyle güzel bir insan ki o. Abim. O annemin babamdan ayrılma sebebi olan kadının oğlu olan benim abim, o hep yanımdaydı babaannemle birlikte. Her şeyimde yanımdaydı. Aslında o da bizimle yaşıyordu ama yüksek lisans yapmak için yurt dışına gitmişti. Cenazeye katılmıştı ama sonra yine gitmişti. Şimdi babaannemde yoktu. Sadece abim ve Beril kalmıştı yanımda, hayatımda, her anımda.
~•~•~•
Kafamı çevirip başucumda olan komodinin üzerindeki saate baktığımda saat 7'ye geliyordu.
Daha fazla uyuyamayacağımı anlayıp yataktan kalktım. Üzerime yatağımın köşesindeki koltuğun üzerinde duran uzun hırkamı alıp yatak odamda olan balkonuma çıktım. Hava daha yeni aydınlanıyordu.
Yazın İzmir'in sıcağından dolayı çok uyuyamıyordum geceleri. Akşam ne kadar geç yatarsam yatayım sabah 7-8 gibi uyanıyordum. Biraz da okul olmadığı için rahattım uyku konusunda. Öğlenleri bile uyuyabiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEKÇİ GÜZELİ
ChickLit''Senin burada ne işin var be!!'' ''Lan bir bağırma! Sakin ol!'' ''Sen iyi misin ya? Ne demek sakin ol! Saat gecenin 3'ü ve sen benim yatak odamdasın!!! Ne işin var burada?'' ''Anahtarımı kaybettim sende vardır sonuçta evin sahibisin diye s...