(Medya; Özgür )
.
.
.
.''Evet, kılıca ne zaman baksam ya da dokunsam sürekli rengarenk kanatlı bir adamın silüetini gördüm. Sanırım senin arkamda olduğunu ve saldıracağını işaret etmeye çalışıyordu.''
Hepsi bir anda şok içinde bana bakmaya başladı. Öyle bir bakıyorlardı ki neler olduğunu bilmediğim halde korkmuştum.
''Bana şu korkunç bakışlarınızla bakmayı ne zaman bırakacaksınız? Beni korkutuyorsunuz.''
Özgür konuşmaya başladı.
''O gördüğün kişi baş melek yani ilk melek. Melekler arasında rengarenk kanatlar sadece onda var. Kanatlarındaki her renk farklı türü temsil ediyor. Yeşil tüy; doğayı, mavi tüy; suyu, pembe tüy; aşkı ve kırmızı tüy; savaşı temsil ediyor. Birkaç tane daha var ama bizim bildiklerimiz bu kadar. Bu özellikleri meleklere yalnızca baş melek verir ve sadece seçtiği kişilere verir. Her türden sadece bir tane var.''
Özgür durdu ve Burak konuşmaya başladı.
''Kılıca baktığında ya da eline aldığında onu gördüğünü ve seni Deniz'e karşı uyarmaya çalıştığını söyledin. Sana kılıç yoluyla ulaştı ve savaşma yeteneği verdi. Buda senin savaş meleği olacağının işareti. Savaş meleklerinin içgüdüleri çok güçlüdür ve saldırı yetenekleri üst düzeydir. Daha çok yenisin, bu özelliklerin henüz ortaya çıkmamış olabilir ama ileride en güçlülerinden biri olacağına eminim. Yani korkmana gerek yok aksine sevinmelisin, bu iyi bir haber.''
Hepsi bana bakıp gülümseyince utandım ama aynı zamanda mutlu oldum da. Benim yerime böyle sevinmeleri çok güzel bir şeydi. Bende onlara bakıp bu tatlı hallerine gülümsedikten sonra karnımın guruldadığını hissettim.
''Bütün bu olanlar beni acıktırdı. Akşam yemeğinde ısırılmış bir elma yemek istemiyorum o yüzden dışardan bir şeyler sipariş etsek?''
''Katılıyorum.''
Özgür beni onayladıktan sonra etraftaki silahları toplayıp yeni öğrendiğim silah odasına götürdük ve sonrasında salona geçip sipariş verdik.
On beş dakika sonra siparişler geldi ve masaya oturup yemeye başladık. Yerken aklıma gelen soruyla durakladım.
''Kılıcın üstünde neden 'Vampirlere özel olarak tasarlanmıştır.' yazıyordu?''
Sorumun üzerine Burak konuşmaya başladı.
''Yalnızca vampirler için değil, o kılıcı her doğaüstü varlığın üzerinde kullanabilirsin ama en etkili vampirler üzerinde işe yarar çünkü gümüşten yapılma bir kılıç. Gümüş vampirlerin tenine temas ettiği anda tenlerini yakar.''
''Anladım. Peki neden kurtlar ve periler meleklere zarar vermiyor?''
Bu sefer Özgür konuşmaya başladı.
''Yıllar önce ilk doğaüstü yaratıklar, aralarında birbirlerine zarar vermeyeceklerine dair bir yemin etmişler. Ama yıllar sonra vampirler ve meleklerin arasında bir anlaşmazlık olmuş ve savaş çıkmış. Büyücüler- cadılar vampirlerin yanında yer almış, kurtlar ve periler ise meleklerin yanında yer almış. Savaşta çok fazla melek ölmüş bundan dolayı melekler, vampirlerden intikam almak için kurtlar ve periler ile anlaşma yapmışlar. Vampirler ise çok az kalan meleklerin soylarını tamamen bitirmek ve onları öldürüp öz ışıklarını alabilmek için peşlerine düşmüş.''
Özgür lafını bitirdikten sonra Deniz tabağından kafasını kaldırıp bana baktı.
''Yani buradan melekler, kurtlar ve periler olarak vampirlere düşman olduğumuzu ve onları öldürmeye çalıştığımızı anlayabilirsin.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüya Mı Gerçek Mi?
FantasySokakların arasında son hız koşarken ayağım bir taşa takıldı. Yere düşerken kafamı duvara çarpınca hem dizlerimden hemde başımdan kan akmaya başladı. Düştüğüm gibi hemen kalkmaya çalıştım ama ayağımı inciltmiştim ve korkudan tir tir titriyordum. Ka...