°2°

93 12 1
                                    

(medya; Ece)
.
.
.

Anlaşılan yolun sonuna gelmiştim.

Sokağın girişine baktığımda yaklaşık 1.80 cm boylarında biri sokağın başında durmuş bana bakıyordu.
Yüzüne ışık vurmadığı için tam net olarak göremiyordum.

Birden yavaş yavaş adımlarını bana doğru hareket ettirmeye başladı. İlerledikçe ışığa yaklaştığı için git gide yüzünü daha net görebiliyordum.

Kahverengi saçları, amber rengi gözleri ve açık renkli bir teni vardı. 22-23 yaşları civarında gibi gözüküyordu. Biraz daha ışığa yaklaştıkça ağzında kanlar olduğunu gördüm.

BİR SANİYE ADAMIN AĞZINDAN KAN AKIYORDU?!

Sakin ol Su, bunların hepsi halisülasyon. Adamın ağzından kan akıcak hali yok ya, saçmalama. Gözlerimi kapatıp açtım ve bana yaklaşan kişiye tekrardan baktım. Ama hayır, kanlar olduğu gibi ağzında duruyordu hiçbir şey değişmemişti. Şimdi birde ek olarak bir kaşını kaldırmıştı ve sırıtıyordu. Ağlamaklı bir şekilde,

"Yaklaşma bana, kimsin sen''

Kahkahası boş sokakta yankılandı. Bir süre güldü ve gülmeyi bıraktıktan sonra,

''Bir düşünelim, biraz daha yalvarırsan belki olabilir. Ya da vazgeçtim."

dedi ve tekrardan elleri cebinde ağır ağır bana doğru yaklaşmaya devam etti. Ne yapacağımı bilmiyordum, ağlamaya başladım. Yerden rastgele elime gelen taşları alıp ona doğru fırlatıyordum ama hiçbir şey olmuyor üstüme gelmeye devam ediyordu. En sonunda bana daha da yaklaştığında ortaya bir çığlık koyuverdim.

Çığlık attığım gibi akıl almaz bir hızla bana yaklaşıp eliyle ağzımı kapattı ve çığlık atmamı engelledi.

"Ama böyle anlaşamayız. O zaman şöyle yapalım,"

Dedi ve yüzünü bana yaklaştırdı. Ellerini son derece sakin bir şekilde yanaklarıma yerleştirdi ve ardından yavaş yavaş dudaklarıma indirdi. Uzun bir süre dudaklarıma baktıktan sonra gözleri anlımdaki kanayan yere takıldı. Parmaklarını dudaklarımdan anlıma doğru kaydırdı. Kuru kanla kaplı elleri yüzümde gezdikçe ağlama isteğim artıyordu. Kanayan yaraya pastırıp geri çekti, ellerini ağzına götürüp emmeye başladı ve parmakları temizlenene kadar devam etti. Birkaç saniye sonra,

"Şimdi boyundan ufak bir ısırık alıcam ve sen sesini çıkarmadan uslu uslu yerinde duracaksın."

deyip gözlerini gözlerime kenetledi. Sanki konuşma ve hareket etme yetimi kaybetmiş gibi hissettim. Çığlık atmak, bağırmak, onu itmek istiyordum ama yapamıyorum. Hipnoz olmuş gibiydim.
İşte bu kadar, burda hiç bilinmeyen bir çıkmaz sokakta, kimsenin olmadığı bir yerde kimsesiz bir şekilde ölecektim.

Boynumu elleri arasına aldı, yaklaştıkça dişleri sivriliyor ve gözleri gittikçe kan kırmızısı renge bürünüyordu. Tam gözlerimi kapatıyordum ki yukarıdaki çatıda bir hareketlilik dikkatimi çekti.

Çatıdan simsiyah bir kurt önümdeki vampirin üstüne atladı. Vampir benden uzaklaşıp kurda doğru bir hamle yaptı. İkisi de tam önümde dalaşırken, fırsat bu fırsat diye düşünüp ayağı kalktım ama kalkmamla düşmem bir oldu. Başım çok dönüyordu ve bacaklarım korkudan tir tir titriyordu.

Elimi kafama götürdüğüm gibi direk bütün kanın kollarımdan aşağı doğru aktığını gördüm. Diğer tarafa döndüğümde vampirin gözleri benim üzerimdeydi ve aniden üstüme atladı. Tam bana saldıracakken kurt önüme geçti ve vampiri metrelerce ileri savurdu.

Vampir pes etmiş olacak ki olduğum yere bir bakış atıp binanın üstüne sıçradı ve buraya doğru dönüp,

"Tekrar görüşeceğiz"

deyip buradan uzaklaştı. Tam derin bir oh çekecekken önümde kocaman bir şekilde duran simsiyah kurtu gördükten sonra hiçbir şeyin bitmemiş olduğunu fark ettim. Kurt bana doğru ilerledi, ilerledi, ilerledi ve tam önümde durup oturur pozisyona geldikten sonra başını dizlerimin üstüne koydu ve bana bakmaya başladı.

O kadar korkuya ve kan kaybına rağmen hala bayılmamış olmam şaşırtıcıydı. Şuan ki yaşanan şeyleri idrak edemiyordum. Gözüm yavaş yavaş kapanmaya ve görüş alanım bulanıklaşmaya başladı. Bilincim kapanmadan önce birinin beni kollarına alıp kucağında taşıdığını hissettim ve sonrası karanlıktı...

~

Yavaş yavaş gözlerimi açtım. İlk dikkatimi çeken nerede olduğumdu. Yataktan aniden kalkmaya çalıştığım için başıma keskin bir ağrı girdi. Elimi refleks olarak kafamı çarptığım yere doğru götürdüğümde sarılı olduğunu fark ettim. Bu sefer yavaş yavaş doğruldum ve odayı incelemeye başladım.

Siyahların hakim olduğu geniş bir odadaydım. Yatağın karşısında direk olarak duvara montelenmiş çok büyük bir televizyon, televizyonun altında masa ve masanın üstünde Ps, iki tane konsol ve bilgisayar duruyordu. Ek olarak etrafa saçılmış bir sürü oyun ve duvara asılmış posterler dikkat çekiyordu. Masanın sol tarafında kırmızılı siyahlı bir bateri seti, bateri setinin sağında yine bateriyle aynı renklerde olan iki tane elektro gitar vardı. Yatağın hemen sol tarafında duvar boyunca yer alan büyük bir kitaplık, sağ tarafında ise küçük bir komidin yer alıyordu.

Etrafa bakmayı kesip yavaşça ayağa kalktığımda sağ ayak bileğimde ağrı hissettim ve eğilip baktığımda oranın da sarılı olduğunu gördüm. En son hatırladığım şey birinin beni kucağına aldığıydı. Peki şuan neredeydim?

Sol tarafımdaki komidinden telefonumu aldım, saat sabah 11.18 i gösteriyordu. Aramalar kısmına girdiğimde ECE'DEN 28 CEVAPSIZ ÇAĞRI?! Eyvah
Ece'ye şuan ki durumu anlatamam çünkü durumun ne olduğunu ben bile bilmiyorum.

Gerçek hayatta vampirler olmaz ki. Hayal görmüş olma oranım ne kadar diye düşündüm ama bunların hepsinin hayal olacağını pek sanmıyorum, eğer hayal olsa bile şuan nasıl burdayım. En son bakkaldan çıkıp Ece'nin evine gidiyordum, ne ara bütün bunlar yaşandı?

Tam Ece'yi arayacakken kapının arkasından ayak sesleri duydum. Elime yanımda duran komidinin üzerinden boş olan sürahiyi aldım ve hızlı bir şekilde kapının arkasına geçtim. Ayak sesleri yaklaştıkça git gide geriliyordum.

En sonunda kapı açılınca açan kişiyi görmeden sürahiyi kafasına geçirdim ve direk odadan çıktım. Bileğimin acısına aldırmadan merdivenlerden aşağı hızlı bir şekilde indim.

Çıkış kapısının nerede olduğunu bilmediğim için tek tek her yere bakıp çıkıyordum. Mutfak olarak tahmin ettiğim yere girdiğimde biri arkadan kolumu tuttu. Arkamı dönüp baktığımda şoka girmiştim,

" Selam kuzen. "

Bu kişi benim kuzenim Burak'tı.
.
.
.
.
~~~~
Herkese yeniden merhabaa<3. Nasılsınız, umarım iyisinizdir. İkinci bölümü saldım gitti. Umarım beğenmişsinizdir. Yazım yanlışlarım ve mantık hatalarım varsa affedin💖

Hepinizi kocaman öpüyorum bir dahaki bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın💛🙋

Rüya Mı Gerçek Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin