Chapter 4

56 4 0
                                    

-Harry'nin anlatımı

Lena dan sonra kaptanların ve çaylakların yanına gittim. Önemli şeyler konuşulduktan sonra onları yolculuk öncesi dinlenmeleri için sarayın özel hazırlanmış belirli odalarına gönderdik. "Hey dostum. Baksana. Şu...ııım Lena'ydı değil mi?" Zayn, karmaşık gözlerle bana bakarken sözüne devam etmesine izin vererek konuşmadım.

"Çok ilginç biri. Olaylardan haberi olmayışı gerçekten çok tuhaf. En önemli yarı tanrılardan birisi...ama ne bileyim..biraz saf mı ne."diyerek gözlerini kısarak sözünü bitirdi. "Evet dostum ama çok da güzel biri. Konuşmamdan sonraki bakışı çok tatlıydı. " Liam sözünü tamamladığında burnumdan soluyordum."Liam! Lena hakkında böyle düşünmen...senin için iyi bir sonuç vermeyecektir dostum! Kapa o lanet çeneni!" dişlerimin arasından hırıltıyla karışık konuşmamdan dördü birden şaşkın bakışlarını bana dikmişlerdi.

"Vovv.. Beyler, üzgünüm ama bir haberim var. Lena, Harry'nindir bitti.." Louis neşeli bir tavırla konuşup yanıma ulaşmıştı. Sözleri ile hepsi bir ağızdan kabullenmeyle karışık bir şeyler gevelediler. Niall kolunu omzuma attığında gözlerimi devirerek "Sende konuşacaksan çeneni kapatsan iyi olur Nandos." dedim bir hışımla. Bana yandan bir gülüş atıp "ahh hayır. Sadece acıktığımı söyliycektim. Şu kırmızı içecekler nerde?" dediğinde kahkaha attım. "Onlar, kan. Niall kan. Kırmızı içecek değil." Liam, -sevgili burnunu her zaman sokmaması gereken şeylere sokan babacık- Niall'ı düzelttiğinde Niall'ın karşılığı omuz silkmek oldu.

Odama geldiklerinde Niall'a dolabı işaret ettim. Koridora çıkıp Lena'ya bir şeyler sorma bahanesiyle bana olan tavrını ölçmek için yanına gitmeye karar verdim.

Labirentli yolları ilerleyerek odasının bulunduğu koridora ulaştım. "Aaaaaaa!!" işittiğim çığlık sesi ile direk muhafızlara kapıyı açtırıp Lena'nın odasına daldım. Yatağın uç kısmında oturmuş bacaklarını dizlerine çekip kulaklarını kapamış vaziyette duruyordu. Gözleri sımsıkı kapanmış boncuk boncuk terlemişti. "Aaaaaa! Aaaa!" yine ve yine çığlığından sonra onu kucağıma alıp yatağa taşıdım. Vücudu iki büklüm kenetlenmişti. "Lanet olsun. Lena! Uyan." ne demem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu ya da ne yapmam gerektiği hakkında. Tokat işe yarar mıydı? Aahh.. ne diyorum ben. Sinir krizi gibi bir şey mi bu? lanet olsun bu ne? "Lena! Lena kendine gel! Lenaa!" omuzlarından sarsmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Birilerini çağırmalıydım..ama şuan burası curcuna kıyamet. Herkes duyar ve daha ilk günden aptallığıyla tanınan küçük bilmiş Lena şimdide sakarlıktan tutun yarı tanrılığa layık olmayan biri iddalarına kadar dedikodu çıkabilirdi. Bu zaten gereğinden fazla hassas olan Lena'yı mahvedebilirdi.

Kendim halletmeyi deneyebilirdim...ama nasıl? Hayır bunu kesinlikle kendim yapamazdım. Kim? Kim? Aha buldum "tamam huysuz prenses sana birini buldum. bekle güzelim dayan." kapıya ilerleyip muhafızlardan birine Charlotte'u çağırmalarını istedim. Tekrar odaya dönüp Lena'nın ter içinde kalmış ipeksi kahve saçlarını geriye attım. Şeklini hiç bozmamıştı. Galiba kilitlenmişti. Elim ayağım birbirine dolanmıştı.

Ayakkabılarını çıkartıp çoraplarını çektim. Bu konumda üzerini soyup soğuk suyun altında bekletmek en iyi çözüm olurdu sanırım ama bunu yapamazdım. Yani aslında...büyük bir zevkle yapardım ama Lena beni ayıldığında boğabilirdi. Kapının açılmasıyla Charlotte içeri girdi.

Beni görmesiyle ağzı bir karış açıldı "sizin ne işiniz va-" yatakta iki büklüm sızlanan Lena'yı gördüğünde gözleri yuvalarından fırlayacaktı. "Lena?" yanıbaşına koşarak ulaştığında alnına elini koydu. Suçlayan bakışlarıyla beni süzdü. "B-ben onu bulduğumda yerdeydi. bu şekilde." kekeleyip gereksiz suçluluk hissimi yansıtmıştım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 10, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MYTH -H.S-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin