Opeth-Hope LeavesMabel Matiz-Bir Hadise Var
Ruel - Call Out My Name (Acoustic Cover)
☾
2. Bölüm: Korku
Yalnız olduğunda her şey çok yoğundur. Hisler, korkular ve düşünceler. Hepsi birbirine dolanıp bir kördüğüm oluşturduğunda artık kaçarın yoktur. O düğüm için önünde iki seçenek vardır.
İlkinde; düğümü merkezine alır ve büyük bir uğraşla onu çözmeye koyulursun. Karmaşanın içinde debelenirken ne geçen zamanı anlarsın, ne de harcadığın gücü. Bu uğraş iki sonucu doğurur kendi içinde. Ya kendini ne pahasına olursa olsun ortaya koyar, seni göğsünün en içinde sıkıştıran o ipleri çözersin; ya da her yerini sarmış karanlığın içinde kaybolur sonunda o iplere teslim olup boynuna dolar ve celladın olmasına izin verirsin.
Diğeri ise bilinçli körlüktür. Bilerek görmezden gelirsin, etrafından dolanırsın, son raddeye kadar her türlü şekilde kaçarsın. Bu ne düğümü çözer, ne de hissettiğin o sessiz yorucu gerginliği içinden atar. Sular boyunu aşana, karanlık her yerine yayılana kadardır bu kaçış. Çünkü sana ne yüzmeyi öğrettiler, ne de etrafını aydınlatmayı. O son çizgide de yalnızsın. Biri elini uzatıp seni derin sulardan çekmeyecek, eline bir çakmak tutuşturup önünü görmene yardım etmeyecek. Sonunda o karanlık suya gömülecek ve ciğerlerindeki son oksijen kırıntısını tüketeceksin.
Benim kalbimin etrafında damarlardan oluşmuş, sıkı sıkı saran dikenli bir düğüm vardı. Öyleydi ki onu ne zaman görmezden gelsem daha çok sıkıştırıp kalbimi kanatıyor, ne zaman çözmeye çalışsam ellerime, kollarıma dolanıp iyileşmeyenlerin üzerine yeni kesikler açıyordu. Bu ihtimaller denizinden hangi birinin içine düşsem sonucunda görmeye dayanamadığım o kırmızı kanla karşılaşıyordum.
Yalnızlığımda en nefret ettiğim şey buydu işte. Benim bakamadığım kanı başkası zaten görmüyordu. Ne o kanamayı durduracak ne de korktuğum kızıllığın içinden beni alacak kimse yoktu. Bu benim seçimim olduğu gibi aslında değildi de. Çünkü insanlar sadece görmek istediğini görürdü. Benim duvarlarım olduğu doğruydu ama onu beton gören de, cam gören de yine insanlardı.
Odaya giren güneş ışığı yüzünden uyanınca gözlerimi tavana diktim. Bilincimin açıldığını hissettiğimde doğrulmamla başıma giren ağrı bir oldu. Başımı tutarak bir küfür savurduğum sırada yanımdaki koltukta beni izleyen birini fark edince donup kaldım. Temkinli şekilde ona döndüm. Yüzü aynı anda hem çok tanıdık ,hem de çok yabancıydı. Yine de tanımadığım birinin odamda, hatta başucumda oturuyor olması korkutucuydu.
"Ani hareket etme, ağrın kötüleşir." Dedi uykulu sesiyle.UYKULU SESİYLE? Yeni uyandıysa gece de başımdaydı.
"Odamda ne arıyorsun?Tanışıyor muyuz?" diye sordum sertçe. Ya da sert olmasını dilediğim bir sesle. Saçmalıyordum ama bakışındaki bir şeyler bana o kadar tanıdık hissettiriyordu ki panikleyemiyordum bile. Sarıya çalan, içinde yangın olan bakışlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İz
General FictionAy'ın karanlık yüzüyle Güneş'in buluşması. Bir parçan koptuğunda hayatının sonuna kadar içindeki o boşluğu taşırsın. Ne yaparsan yap , asla dolduramayacağını bildiğin halde çaresizce kıvranırsın. Peki o boşluk doldurman için mi var, yoksa onunla yaş...