Bölüm ♦17♦

3.2K 220 1
                                    

   Kemal delirecek gibiydi. Arabanın limitlerini zorlayarak üç yüzleri gördüğünü fark etmiyordu bile. Ama daha hızlı gidemediği için çıldırıyordu.

Nefesin başına şu anda gelmiş olabilecek şeyleri ya da olabilecek olanları düşünemiyordu bile. Belki milyonuncu kez direksiyonu yumrukluyordu ama bu hiçbir şeyi hızlandırmasına, Nefese daha çabuk ulaşmasını sağlamıyordu.

Erdem'in araba da olduğunu bile unutmuştu genç adam, onun için sesini duymak bir an için şaşırttı "Kemal iyidir merak etme. Aramızda çok bir mesafe kalmadı"

"BOK KALMADI" içinde ki kükremeye hakim olamıyordu.

Erdem'in onu rahatlatmaya çalıştığını bilse de şu anda istediği son şey rahatlamaktı. Şu küçük aracın içinde kendini sıkışmış gibi hissediyordu.

Erdemden çok kendine "Ne olurdu buralarda olsaydık. Onu hiç yalnız bırakmamalıydım. Hep yanımda tutmalıydım. Bir uçtan bir uça. İNANAMIYORU. AHHHH" Hala direksiyonu dövüyordu.

Kemal içinden 'Allah'ım ne olur ona bir şey olmasın. Ne olur o iyi olsun. Ne olursun' derken sesinin mırıltı halinde çıktığından habersizdi.

Otobanın ortasında bir kargaşa olduğunu yaklaşık beş kilo metre önceden anladılar. Polis'in çevirme yaptığı alanda bir adamın tutuklandığını gördüklerinde mümkün olduğunca kim olduğuna bakmaya çalışan Erdem "Abi bu onlardan biri. Şerefsizin yüzünü tanıdım. Bas bas bas yakındalar" genç adamın sesinde ki coşku o kadar sahiciydi ki Kemal ikinci bir kere düşünmedi bile.

Düz yolda ilerlerken bir anda sağa kıran Kemal Erdemi şaşırttı "Ne oldu?"

"Eğer bunları polis takip ediyorsa yan yola kaçmışlardır. Bu yoldaki tek yan yolda bu tarla"

Hız ve hakimiyeti aynı anda sağlamaya çalışan Kemal, ilerde ki duran arabayı seçince yaklaşık bir saattir deli gibi atan kalbi tekrar şaha kalkıp hiç olamayacak şiddette çarpmaya tekrar başladı.

Kapıları açılmış ve terk edilmişti belli ki. Arabayı yavaşlattı mecburen, genç adam bu pisliklere sürpriz yapma şansını kaçıramazdı. Nefes'e zarar gelmeden ellerinden almalarının en iyi çözümü buydu.

Farları kapatıp biraz ilerlediklerin de onları gördüler tam o sırada genç adam Nefesi ayrımsadı.

Genç kızı itekledikleri anda yere yapışması bir oldu. Kemal'in de farları yakıp arabadan çıkıp ateş açması.

                                                                   *****

"Hay siktiğimin. Oğlum radar mı ne var lan ilerde ne bok yiyicez?" Düşündüğünün doğruluğu ön koltuklardan da onaylanmış oldu.

"Hiç çaktırmadan geç. Olmadı gazı kökleriz"

"Ya kökleriz sonra ne olacak otobandayız her yeri sararlar. Nereden çıkıcaz?" diye sordu demin genç kıza yavşayan.

"Oğlum biraz ilerde araziye gelicez orada şaşırtabiliriz. Her neyse şimdilik sorunsuz geçmeye bakalım"

İçeriyi saran tedirgin edici panik Nefesi neredeyse mutluluk sarhoşu edecekti. İlk önce kendini toplamalı konsantre olmalıydı ve ne yapması gerektiğine hızla karar vermesi gerekiyordu.

Polisler'in dikkatini çekmesi lazımdı ama nasıl?

İleride gördükleri mavi ışıklar Nefese çığlık attırabilirdi ama bu işe yaramazdı etrafına bakınınca kısaca bir fikir geliştirip içinden işe yaraması için dua etmeye başladı.

Önüne bakınca iki polis aracının bazı araçları kenara çektiğini gördü. Etrafa arabaların yavaşlaması için ayrıca trafik labutları koymuşlardı. Tüm bunlar ister istemez arabaları yavaşlatıyor ama durmalarına neden olmuyordu. Tam polislerin yanlarından geçecekleri sırada bir memur el edince duracak gibi oldular o sırada

"Sakın durma bas gaza bas Bas BAS..." diye bağırtılar arabada koptuğu anda Nefes bağlı elleriyle solunda ki kapıyı açıp yanında ki adamın şaşkınlığıyla onu omzuyla dışarı itmesi bir oldu.

Arkada olanların şaşkınlığı ile direksiyonun hakimiyetini bir an için kaybeden şoför aracın sallanmasına neden oldu ve genç kız boşluktan yararlanıp dışarı sarkan adamı ayakları ile aşağıya itti. Arkasından tam kendini de atacakken kafa derisinde ki yoğun acıyla geriye çekildi.

"PİS SÜRTÜK. NAPIYOSUN LAN. OROSPU" yanındakinin ve öndekilerin bağırışları umurunda değildi.

Kendi atlayamamıştı belki ama bu polisin onları takip etmesi için yeterli olurdu. Yanağına bir anda gelen darbe şaşırmasına neden oldu. O ana kadar da sırıttığının farkında değildi.

 Sağında ki herif "Bir daha sırıt bak sana neler yapıyorum" derken ant içer gibiydi.

Arkadan siren sesleri duyuluyordu ama bunlarda arabayı gerçekten hızla sürüyorlardı. Son anda Nefesi bile şaşırtan bir manevra ile tarla gibi bir yola girdiler, izlerini kaybettirmeye çalıştıkları belliydi. Hızlarını düşürüp farlarını kapattıklarında etraf zifiri karanlık olmuştu ama bu adamların işine yaramış siren sesleri susmuştu.

Sonun da arabayı durduklarında dışarı çıktılar yaka paça Nefesi de çıkardılar "Hadi yürü" diye ittire ittire kızı önden yürütüyorlardı.

Genç kız hala o tarlada olduğunu ve yakın yerlerde hiçbir medeniyet izi olmadığının farkındaydı. İçinden onların onu oraya öldürmeye getirdiklerini anladı. Herhalde öncesinde de öfkelerini çıkaracaklardı. Arkasından gelen sinirli mırıldanmaları dinlemiyordu bile. Sonu gelmişti artık.

Tam adamlardan biri kızın daha hızlı olması için arkasından ittiğinde ve kız o şaşkınlıkla yere düştüğünde nereden geldiğini görmediği araba farları bulundukları yeri güneş gibi aydınlattı.

Gözlerini anlık kapattığında silah sesleri kulaklarında yankılandı ve Nefes hemen bağlı ellerini başının ütüne sarıp top gibi olup yere kapaklandı. Üstüne, ellerine, kollarına bir şeyler sıçrıyordu ama genç kız kafasını kaldırmayı şiddetle reddediyordu. Ölüp ölmediğinin veya yaralanıp yaralanmadığının bile farkında olmadan sesleri kesilene kadar o halde kaldı.

Sonunda "Nefes.. Nefesim" bu boğuk ses genç kıza o kadar tanıdık geldi ki başını kaldırmasa da bir an için rahatladı.

"Öl..Öl...Öldüm mü?" güçlü kollar onu sardığında şok olmuş halde kas katı kesilmişti.

"Şşşş... hayır bebeğim hayır ölmedin, iyisin merak etme. Bak bana, hadi canım" sesi o kadar yumuşak çıkıyordu ki dayanmak imkansızdı.

Genç kız bu sese duyduğu güven ve hayranlıkla başını kaldırdı.Kemal gözleri vahşetle büyümüş ona bakıyordu. Renginin solukluğu bu karanlıkta bile fark ediliyordu.

Yavaşça Nefesin saçlarını yüzünden çekip tekrar sarıldı. "İyisin. İyisin" daha çok kendini ikna etmeye çalışır gibiydi.

"Kemal? Kemal geldin" kızın şaşkın ve yorgun fısıltısı genç adamı derinden sarsmıştı.

Genç kız kucaklandığını anladığında kendini bu güvenli limana doğru iyice bıraktı. Arabaya bindiklerini anladığında bile kafasını kaldırmadı.

Kemal de onu bırakmamış arkaya o kucağındayken binmişti. Kıza sıkı sıkı sarılıyor ama bir taraftan da elleriyle her yerini yoklayıp iyi olduğundan emin olmaya çalışıyordu.

Sonunda bileklerine geldiğinde bir küfür mırıldanıp hemen ellerini çözdü. Canı yanan Nefes hafifçe inlediğinde Kemal de onunla inledi.

Sonra Nefes, bu güven veren onu saran ve ısıtan kolların arasında bir şey dahi söyleyemeden baygın halde daldı.

                                               


♦Karo'nun ♦ Nefesi♦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin