2

948 81 30
                                    



Felix

Okula geldiğimde Bang Chan kafasını sıraya koymuş uyukluyordu. Onun kafasına bir tane geçirip yanına oturdum. Küfür ederek kafasını kaldırmıştı.

"Kalk kalk hoca geldi bak."
Tam o sırada hoca gelmişti ve yanında iki tane çocuk vardı.

Ne kadar dün düşünmesem de sabah okula doğru yürürken merak etmiştim nasıl bir tip olduklarını.
Bütün sınıf ikisini süzerken kendilerini tanıtmışlardı.

"Merhaba ben Wooyoung. Lütfen iyi geçinelim."
Saygıyla eğildikten sonra sınıfın gözleri diğer çocuğa kaymıştı.

"Merhaba ben Yeosang, iyi geçinelim."
O da eğildikten sonra hoca onlara oturması için bizim arkamızdaki sırayı göstermişti.

Bizim arka sıramıza doğru yaklaşırken onları süzmüştüm. Daha doğrusu daha hoca bizim sıramızın arkasını gösterdiğinden beri bana bakan ensesi sarı saçlı olan çocuğa bakıyordum. Arkamıza yerleşince nedensizce gerilmiştim.

hoca dersi anlatmaya başladığında sanki etrafa bakıyormuş gibi arkama bakmıştım ve gözlerimiz buluşmuştu ensesi sarı saçlı olanla. Garip bir şekilde sırıtınca önüme dönmüştüm hemen.
Tanrım bu çok garip bi andı.

Yunho

Okula koşar adımlarla gelmiştim. Geç kalmak benim için imkansız gibi bir şeydi. Ne kadar kendi isteğimle başkanlığa adaylığını koysam da okula erken gelip ve diğer öğrencilere göre daha geç çıkmak beni yoruyordu. Sınıfıma girip eşyalarımı koyduktan sonra müdür yardımcısı'nın yanına gitmiştim.

"Kusura bakmayın geciktim."
Nefesimi düzene sokmaya çalışırken konuşmuştum.

"Bir dahakine dikkat et."
Emredici olan sesiyle kafamla onaylamıştım.
"bugün öğrenciler geldi ama geç kaldığın için onları kendi kendilerine sınıflarını bulmalarını söyledim ama küçük olan Jeongin sınıfını bulamamış. Okulda onu bul ve sınıfına götür ve bu arada eğer mavi saçlı biri görürsen, o Jeongindir."

Kafamla onaylayıp odadan çıktım ve daha tanımadığım sadece saçının mavi olduğunu bildiğim Jeongin'i arıyordum her yerde.
Kantin, sınıfların hepsi, bahçe, kapalı spor salonu. Her yere bakmıştım ama yoktu.
Kara kara düşünürken aklıma revir gelmişti.
Adımlarımı revire doğru çevirdim.

Revir'e girdiğimde mavi saçlı çocuğu bir sandalyede oturmuş telefonla oynadığını gördüm.
hafifçe öksürüp bana bakmasını sağladım.
Kafasını kaldırıp bana bakmıştı.
"Selam. Ben Jeong Yunho okulun başkanıyım müdür yardımcısının söylediğine göre sınıfını bulamamışsın galiba. Gel sana göstereyim."

Hiçbir şey demeden ayağı kalktı ve beni takip etmeye başladı.
Çok sessiz ve garip birine benziyordu. Sınıfının kapısının önüne geldiğimde ona döndüm.
"İşte burası sen..."
Cümlemi bitirmeden beni kenara doğru itmiş ve sınıfa girmişti. Piç.
Yaptığı şey çok saygısızcaydı.

İçimden söylenerek sınıfıma doğru yürüdüm. İçeriyle girdiğimde kendi sıramda başka bir çocuğu görmüştüm. Gözlerimi bir Seonghwa'da bir hoca da bir de çocukta gezdiriyordum.

"Yunho,şimdilik Beomgyu'nun yanına otur."
Kafamla onayladım ve Beomhyu'nun yanına geçerken gözlerim hâla Seonghwa ve Minho ikilisindeydi.

Seonghwa

Sabahın erken saatlerinde okula gelip Bang Chan ile okulun bir sokak arkasındaki cafe de kahvaltı etmiştik.
Bang chan ile diğerlerine göre daha yakın olmamın sebebi galiba buydu. Yunho, okul başkanı olduğu için direkt okula gitmesi gerekiyor ve böyle şeylere pek katılamıyordu. Felix hep geç kalıyordu. Hyunjin ise hep uyuyordu.
Bang Chan ile yemeklerimiz bittikten sonra okula geçmiştik. Çok garip ki Yunho hâla gelmemişti. Tam Yunho'yu arıyacakken Yunho sınıfa girip montunu asıp çantasını öylesine bir yere fırlatıp sınıftan çıkmıştı ki o sırada da hoca yanında bir öğrenciyle beraber gelmişti.
Hoca sıradan şeyleri söyledikten sonra söz hakkını çocuğa vermişti.

"Merhaba ben Minho, umarım iyi anlaşırız."

"Seonghwa'nın yanına geçebilirsin."

Hoca eliyle beni gösterirken çocuk hocaya gülümsedi ve yanıma gelip oturdu. Hafifçe bana gülümseyince bende ona gülümsemiştim. Kediye benziyordu ve muhteşem kokuyordu.

Belle âmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin