JeonginOkula geldiğimde aşırı sinirliydim ve herkese öldürücü bakışlarımı atıp sınıfıma doğru yürüyordum.
Bu okulu hiç sevmemiştim, bana iğrenç bir his veriyordu. Çantamı sıraya koyup kafamı da çantanın üzerine koydum. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde kapıdan Yunho girmişti ve pano'ya bir şey asmıştı. Çoğu kişi panoya doğru ilerlerken gözlerimi Yunho'nun üzerinde gezdirdim.
Uzun bacakları ve uzun bir boyu vardı. Yüzü pürüzsüz,saçları çok yumuşak duruyordu. fazla süzmüştüm sanırım çünkü bakışlarını bana çevirip tek kaşını kaldırıp 'hayırdır?' Anlamında bir bakış atmıştı.
Yeosang geçen gün Yunho ve arkadaşlarının İnstagram'larını attığında cidden onun İnstagram'ına bakmayacaktım ama bakmıştım.
O çok havalıydı. Bana ve bizimkilere davranışları ile İnstagramdaki görüntü ile hiçbir alakası yoktu.
İnstagram da tam bir bad boyken normal hayatta iyi biriydi.Ona tam olarak neden soğuk/ kötü davrandığımı bilmiyorum ama iyi davranmakta istemiyordum ve ona bir özür borçluydum.
Ayağa kalkıp adımlarımı ona doğru ilerlettim. Önüne geldiğimde kafamı kaldırmak zorunda kalmıştım."Kantine gidelim mi?"
"Arkadaşların yok mu? Onlarla git."
Göz devirip gözlerine dik dik baktım."Arkadaşlarımla gitmek istesem zaten senle muhatap olmam."
Bir süre yüzüme boş boş baktı ve yürümeye başladı.Kantine indiğimizde ona ve kendime tost ve içecek alıp bir masaya oturmuştuk.
"Hayret içine iyilik meleği kaçtı galiba?"Tekrar göz devirmiştim.
"İyilikte yaramıyor.""İsteyen olmadı ki."
Bu çocuk niye bana ters ters konuşuyordu?
Uyuz olmuştum."Senden özür dilemek istiyorum Yunho. Geçen gün sana yaptığım ayıptı ve öyle söylememem gerekiyordu. Bazen kırıcı olabiliyorum. Kusura bakma."
Gözlerimi ondan kaçırıp etrafa gezdirdim.
Özür dilemek bile bana zor gelmişti.Yunho bir süre şaşkına baksa da sonrasında oturduğu yerde dikleşti.
"Yaptığın tamamiyle terbiyesizlikti ama sorun değil. Bunu bana yapan tek kişi sen değilsin."Tostundan bir ısırık alıp umursamadan etrafı izlemeye devam etmişti.
O etrafı izlerken bende onu izliyordum.
Yakışıklısın Jeong Yunho, hemde çok fazla.Seonghwa
Yunho bu gün derslere tam gireceği için yanına oturmuş, Minho ise benden en uzak köşeye oturmuştu. Daha doğrusu oturtturulmuştu. Derste sıkılınca gözlerimi sınıfta gezdirirken arada gözlerimiz buluşuyordu ve birbirimize gülümsüyorduk.
O gün Yunho ve Jeongin sınıftan çıktıktan sonra elimi Minho'nun omuzuna atıp iyi olup olmadığını sormuştum ama o benim sorumu cevaplamayıp sınıftan çıkmıştı.
Öğle Teneffüsü olduğunda herkes kafeteryaya inerken bende çantamdan paramı çıkarmaya çalışıyordum.
Paramı alıp arkamı döndüğümde burnumun dibinde olan Minho ile şaşırmıştım. Gözlerim büyürken yakınlığımızdan dolayı kalbim hızlanmıştı.Kendini apar topar topladıktan sonra hafifçe öksürmüştü.
"Acaba bu öğle arası beraber yemek yiyelim mi? Tabi senin için sorun yoksa?"
Aldığım soru ile şaşırmıştım. Gerçekten benle yakın olmak istiyordu ve bu beni mutlu ediyordu. Kafa sallayıp onun teklifini kabul ettim ve beraber kafeteryaya indik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belle âme
Historia CortaYunho: okula yeni kişiler gelmiş. Felix: hoş gelmişler :DdDd