4. Bölüm.
Vote ve yorum yapamayı unutmayın!
Sizi seviyorum!😻
---
Emel'le kaldırımın köşesine oturmuş Burak'ın gelmesini bekliyoruz.
"Of!" Dedi Emel isyanla. Haklı ama yarım saattir gerizekalıyı bekliyoruz. Sıkıldığım için yavaşça ayağı kalktım. Karşımdaki bakkalla bakışmaya başladım.
Bakkala doğru yürüdüğümde yanında ki buzlukla göz göze geldim. Adımları mı değiştirip, buzluğun yanına gittim. Ağzım sulandı be. İçinden Meybuzu alıp bakkala girdim.
"Abi, Ne kadar?" Dediğimde önünde ki veresiye defterini kenara koydu. Ben ne çektim o defterden be. Nerde görsem o defteri, tanırım.
"1 lira." Dediğinde şok geçirdim. Ne ara pahalı olmuş lan bu? Bir buna ellediğiniz kalmıştı, sağ olun ya!
Daha geçen 50 kuruştu...Zam gelmiş pü!
Abiye dik bakışlarla 1 lirayı verip çıktım. Aslında abide kurban ama napalım.
Emel'e doğru giderken Burak'ın da orda olduğunu gördüm. Bak nasıl Emel'le buzu gözüne baka baka yiyoruz.
Meybuzu kırıp yarısını Emel'e verdim.
"E hani bana?" Dediğinde Emel ile aynı anda orta parmak kaldırdık.
Sen bizi beklet sonra 'E hani bana?' oldu paşam. Burak'ı umursamadan Emel'in koluna girdim.Biz Emel ile önde kolkola giderken Burak arkamızda somurtarak geliyordu. Ayrıca, tabiki yokuş çıkıyorduk. Göz devirip elimdeki -yardısı bitmiş buzu- ona doğru uzattım. Elimden alıp, aynı zamanda da sırıtıp yanağımı sıktı. Şuana kadar sadece Burak ve Emel'in ağzından yiyebiliyordum. Ben, Emel ve Burak süt ve kan kardeşiydik.
Üvey annemin sütünü kabul etmediğim için Selin teyzem bana sütünü vermişti.
Yokuşu tam 15 dakikada çıktık!
Kendimi yorunlukla ilerideki manzaraya bakan parkın çimenliklerine attım. Yokuşta oturuyorduk ve bizim mahalle dümdüz şekiline gidiyordu. (Bunu anlatamam... Karışık değil ama okuyunca karışık oluyor)
-
Nezarethane'nin duvarına sırıttımı yaslamış oturuyordum. Yanımda Emel diğer yanımda yeni tanıştığım kız.
Karşımda aynı şekilde oturmuş sert mizahı olan adam sağ yanına -Emel'in karşısı- Burak diğer yanında tanımadığım bir adam vardı. Şuan karşılıklı şekilde oturmuştuk. Buraya nasıl mı geldik, başlıyorum o halde.-
Şuan oturmuş çekirdek citleyerek karşımdaki kavgayı izliyorduk. Tanımadığım sert mizahı olan adam, ona nazaran ufak olan adamın yakalarını tutmuş öfke kusuyordu. Tabi olaya Burak'da dahil oldu da- o ne zaman gitti lan oraya?
Tabi bu mizahı sert olan adam -Sert diyeceğim- yanında küçük kalan adama -Şerefsiz diyeceğim- yumruk atamasıyla kavga başladı.
Anam, kızlarda kavga ediyor. Ben, Emel ve parktaki çocuklarla çekirdek çıtlatıp kavgaya gaz veriyorduk.
Çocukları da kendine benzetiyorsun mal!
Banane?
Burak şuan iyiydi de, altındaki adamı pek sanmıyorum. Sert olan, Şerefsiz'in üstüne çıkmış Şerefsiz'i yumurukluyordu.
Yakından polis sirenleri duyulmaya başladığında elimde ki çekirdeğe hüzünlü bir bakış attım. Seni çitletmek güzeldi dostum. Son bir veda ettikten sonra yanımda ki 15 yaşlarında ki kıza verdim. Emel'le ayağı kalkıp, üstümüzü silkeleyip kavga girdik.