14. Bölüm.
30 bin okuma mı???
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİMM!!😻😩
Vote ve yorum yapmayı unutmayın.
Sizi seviyorum ✨
---
Hay, benim şom ağızıma edeyim!
"Susun! Yeter susun!" Dedi komiser sinir ve çaresizlikle.
Hepimiz bir anda sustuk.
Buraya kadar nasıl mı gelmiştik iyi okuyun.
-
Sahile yaklaştığımızda Poyraz abi, arabayı boş bir yere park etti.
Cam kenarında olduğum için arabanın kapısını açıp aşağı indim.
Ah! Sonunda temiz hava.
Herkesin indiğini emin olduktan sonra Savaş ve Barış'ın koluna girip bildiğim yolları yürümeye başladım.
Dalgaların kayalıklara çarptığında esen meltem ferah koku yayıyordu.
Gözlerimi kapatıp anın tadını çıkardım.
O sırada Barış ve Savaş kolumdan çıkmıştı. Barış, kolunu omzuma atarken Savaş, kolunu belime sarmıştı.
Biz öyle sarmaş dolaş gezinirken en sonunda kumsallık alana girdik.
Onlaradan ayrılıp eğildim. Ayakkabımı ve çorabımı çıkarıp kuma bastım.
Herkes beni taklit ederek ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarttılar.
Yavaşça kumda yürürken denize doğru gitmeye başladım.
Su parmak uçlarıma gelince dizlerime eğildim. Ayakkabı ve çorabımı arkamdaki kuma koyup pantolonumu sıyırdım.
Kumda yürürken su ayaklarımı okşuyordu. Şuan etraf çok güzeldi. Sevgililer, spor yapanlar, benim gibi olanlar ve güneş batımı.
Uf çok iyi!
Sol yanımda ikizler varken arkamızda abiler vardı.
Kumsalın sonuna doğru yaklaşırken Poyraz abi konuşmaya başladı.
"Nasıl hissediyorsun? Yani, ailenin öz olmadığı nasıl hissettirdi."
Düşündüm.
"Aslında," diyip yürüyüşümü yavaşlattım. " Üvey olduğumu iki yıl önce öğrenmiştim. Benim için, nasıl desem... Yani, o zamanlar belirsizlik içindeydim." Dedim arkamı dönüp ona bakarken. Yutkundu. "Dedem benim en büyük destekçim olmuştu." Diyip tekrardan önüme döndüm.
"Ailem, ilgisizdi. İkisi de işkoliklerdi. Onlara aranda bağ olmadığı için pek üzülmedim. Hoş, üvey olduğumu öğrenmeden önce tek bağımız, kan bağıydı. Öyle işte." Diyip omuz silktim.
Hiç birimiz konuşmadan anın tadını çıkarttık.
10 dakikalık yürüyüşün ardından sahilin sonunda ki hep gittiğim çiğköfteciye vardık.
Diğerlerini umursamadan elimdeki ayakkabı ve çorapla seke seke çiğköfteciye girdim.
"Oo, Ezel kızım?" Dedi Mesut amca. Sırıttım.
"Oo, Mesut amca?" Dedim Taklit ederek.
"Nerelerdeydin kız? Bir ara polise gidecektim." Diye. Sordu kaşlarını kaldırırken.