ithaf yine içimden geldi hzgfkfbghdf
Sabah uyandığımda hâlâ o mest edici koku vardı yanımda. Baktığımda şirin bir şekilde uyuyordu.Kokusunu bol bol içine çektim. Tanrım şu an o yüzüne düşen saçlar onu çok öpülesi gösteriyordu.
Hareketlenmeye başlayınca hemen uyuyormuş gibi yapmaya başladım.
"Uyurken bana sarıldığını hissedebiliyorum uyuyormuş gibi yapmana gerek yok."
Yeni uyunıyormuş gibi yaparak ona anlamsız şekilde baktım.
"Ne ben öyle bir şey yapmadım." dedim anlamsız bakışlarımı değiştirmeden.
Omuz silkip uyumaya devam etti. Umarım iyi rol yapmışımdır. Bir şey denediğine göre inandı galiba ha. Umursamayıp dışarı çıktım. Gün yeni doğuyordu. Güneşin o yeni yeni havayı kızıllaştıran görüntüsünü seviyordum.
Jin hyungun dışarda gezdiğini görünce yanına doğru yürümeye başladım. Üzüntülü gibi duruyordu. Gözleri sadece yerdeydi.
"Hyung iyi misin?"
"İyiyim Jimine."
"İyi olmadığın belli oluyor ama hyung doğruyu söyle."
"Ah çok mu belli ediyorum?"
"Hayır ama seni tanıyan biri üzgün olduğunu anlar hyung."
"Namjoonla biraz atıştık o kadar."
"Ne dedi de kalbini kırdı hyung istersen onunla konuşabilirim."
"Gerek yok Jimine ben kendi çareme bakarım."
"Peki hyung."
Jin hyungun yanımdan gidişini izledim. Yavaş yürüyordu. Bende ormana doğru yürümeye başladım. Yine kaybolabilirdim ama umrumda değil. Çok fazla derinlere gitmeyecektim.
Bu sıralar Yoongi'den fazlasıyla kaçıyorum. Ama onu arkadaş olarak bir türlü göremiyorum. Kalbim hep daha fazlasını istiyor. Öğlene doğru geldiği için kampa doğru yürümeye başladım. Açılmıştım.
Yemeğimi alıp oturduğumuz yere doğru yürümeye başladım. Tae'nin yanına oturdum. Tae beni fark bile etmemişti gôzleri sadece Jungkooktaydı.
"Hey noldu?"
"Bir şey olmadı bakmakta mı yasak ya aaa biz sana Yoongiye mal mal bakarken bir şey diyor muyuz?"
"Aaa tamam be sana soran da kabahat." Diyerek gülmeye başladık.
Yemeğimi yedim ve yine dolaşmaya başladım bu sefer ormana gitmeden sadece kampı dolaşarak yürüdüm. Sınıf arkadaşım Felix beni görünce
"Jimin arkadaşları toplayıp oyun oynuycaz sende gelsene." Dedi.
"Olur da ne oynuycaz."
" Kutu kutu pense."
"Ne!?"
"Şaka yapıyorum şaka isim şehir oynuyacağız."
"Ha tamam geliyorum." Diyerek onu takip ettim.
Bu tarz oyunları sevdiğim için herkez böyle bir oyun oynayacağın da hep beni çağırırdı.
Oyun ismi bulamadım o yüzden isim şehir dedim jshdkdhdkdhsjdh